- Kategori
- Aşk - Evlilik
Aşk nesin sen, ne çok sorular sor duruyorsun bana?

netten
Neler oluyor bana anlamıyorum? Ellerimin içi terlerken bir anda yüzümü ateş basıyor. Yanaklarım mı kızardı ne? Yok canım aklıma gelen şey mi yoksa? Hayır, hayır bu kadar kolay olmasa gerek. Aşk zor bulunmuyor muydu? Yoksa bu kadar kolay mıydı aşk denen illet?
Kaçamak bir bakış, yürek de bir heyecan kıpırtısı ve hafif kızaran bir yüz. Ne yani hepsi bu muydu? Bu kadar kolay mıydı aşık olmak? Niye o zaman herkes çok zormuş gibi bahseder diye içimden geçirmeye başlamıştım ki birden bana doğru gelişini fark ediyorum. Ayakta duramayacak hale geliyorum ve düşmek üzereyken sen tutuyorsun kollarımdan. Acaba her yıkılışımda beni tutacak, her uçurumun kenarından beni kurtarmaya yetecek miydi gücün?
Aşk nesin sen, ne çok sorular sor duruyorsun bana?
Gözlerimi açtığım anda, gülen gözlerinle birleşiyor kendinden geçen gözlerim. Bakışların ne kadar yumuşak ve ellerin nasıl da zarifti bana dokunurken. Bu dokunuşunla bir yutkunma takıldı birden boğazıma.
Sanki o ana kadar hiç yaşamamışım gibi...
Hiç bir dokunuş, bu dokunuş bu kadar gerçek değilmiş gibi...
Ellerini çeksen, o anda kalbim duracak gibi...
Kalbim ağrıyor diye sızlanıyordum kaç gündür. İlaç üstüne ilaç içiyorum ama hiç bir ilaç sen kadar çare değilmiş demek ki. Her seferinde bu ilaç tarifini ararken anımsıyorum kendimi ama tarif defterim de yok böylesi bir derde deva.
Bir sihir gibi... Öyle bir sihir ki aşka inanmayan ben bile kapıldım bir anda sen büyüsüne. Aşkından önce, ömrümden geçip giden günlerin anlamsızlığını anlıyorum şimdi. Günler güleri kovalar ve ben olan ruh hali bir anda senle kavrulur. Ben de, sen de biz olur.
Her şey bu kadar güzelken, neden bu yalnızlık, neden bu kadar ağır yüküm? Seni taşımak yük değil sevdiğim ama sensizliğin verdiği yükte sevgime yer yok.
Yavaş yavaş ve sensizce ilerlerleyen ayaklarım, göz yaşlarımdan oluşan küçük gölette ıslanırken, kan kırmızısı ayak izlerim bir anda renklendirir beyaz odanı.
Beyaz odan... Ah ne çok şey yaşadık bu oda da. Aşkı da sevgiyi de bir tek bu oda bilir.
Sanırdım ki bir tek bana ait bu oda... Sanırdım ki bir tek ben varım... Bu eşyalar, bu koku... Sanırdım ki bir tek bana aitsin sevdiğim...
Sen olurken başka bedenler, uçup gitti küllerim. Küllerimden yeniden doğmak isterken de sevdan geçit vermez sevdiğim.
Gözyaşlarım kırmızı. Kan kırmızısı... Ne zamandan beri kırmızı oldu yarim bilir misin sen? Biz, siz olunca. Sen başka bedende aşkı bulduğunu sanınca.
Kolay değilmiş aşık olmak şimdilerde anladım ben. Başlangıcı kolay, sonu zor. Hem de çok zor sevdiğim.
Ne yöne dönsem sen.
Nefesim, suyum, azığım.
Her şeyim sen olmuşken,
Başlangıcın sonu, sonun başlangıcı yine sen.
Ben mi? Belki başka bir kalp ağrısında, belki de bir uçurum kenarında. Bilmem ki kurtarır mısın beni, yeniden tutar mısın kollarımdan? Gücün yeter mi bu aşkın ağırlığına?
Aşk nesin sen, ne çok sorular sor duruyorsun bana?
Sevgilerimle...