Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Eylül '08

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Bir paranın iki yüzü gibiydik, birbirinin yüzünü hiç göremeyen..

Bir paranın iki yüzü gibiydik, birbirinin yüzünü hiç göremeyen..
 

Seninle ben sevdiceğim , bir paranın iki yüzü gibiydik sanki , birbirinin yüzünü hiç göremeyen...
Ben " tura " , sen de benim " yazı " mdın. Alın(yazı)m belki de. Seni ilk gördüğüm an anlamıştım bu sancının bende yıllarca süreceğini... O an anlamıştım, yüzündeki tebessümün tutsaklığında senelerce sürecek esaretimi...

Sessiz sebepsiz bir aşkla ansızın doğdun içime... Öyle inceden öyle derince... Ve yine ansızın uzaklaştın ömrümden su gibi akarak sessizce... Sonra çığlık olup yükseldi sevdamın sesi kulaklarımda... Senelerce uğultusunu dinleyerek uykulara daldım. Ve umudumu korkuya kaptırmadan sabırla bekledim seni, beraberliğimizin düşlerini biriktirdim hep seni bulana değin. Sen hiç bilmedin beni. Ben düşlerimin peşine takılıp düşmüştüm bir kere senin peşine... Hayat benden yanaydı , hiç beklemediğim bir anda çıkarıverecekti seni mutlaka bir gün karşıma... Akıtacaktım yüreğimi o gün avuçlarına...

Bir bakışım
çözecekti , senden gelen sukunetin ve yokluğunun beni yıllarca nasıl sarıp sarmaladığının bilmecesini...

Ve bir bakışın çözecekti sevdiceğim , beni esir alan bu aşkın şifresini...

Sen benim en bilinmezlere yazdığım mektubum , en sevip okuduğumdun... En kafiyeli şiirim , en derinlerimdeki fikrimin ince gülüydün... Güzel kokularından herkese bahsettiğim , dikenlerini ise hep kendime batırdığım... oysa sen hiç koklayamadığımdın...

Sana yüreğimdeki seni anlatmaya çalışmak meğer ne zormuş. Meğer sağır bir insanla konuşmaya çabalamak gibiymiş. Her anını duyuyor, ne kadar haykırsan da duyuramıyorsun. İçin için özlerken özlemlerinin önüne geçemiyorsun. Oysa takvimler pervasızca seni benden uzaklaştırırken ben sana her geçen gün biraz daha fazla yaklaşıyordum. Seni ben hiç unutamadım ki... Dokunabilseydi gözlerim gözlerine bir kere , sensiz ve sessiz geçen yıllarıma inat... Dönse bir gün yüzün bana , yaşanmamış dünlerimize inat... Yalnızca bir günümü bile olsun senle paylaşabilmekti tek dileğim...

Oysa benden başka herkese yer olan hayatında, yine benden başka herkese dönüktü yüzün... Hangi emeklerinin mükafatıyla benden daha galip daha cazip gelmişti de yaşadığın sevdalar , ben bu denli yenik düşmüştüm , yersiz yurtsuz kalmıştım senin topraklarında... Uzaklardan bakarken hayatına, kendime küçücük bir yer arayıp da bulamadım o topraklarda yıllarca...

Seninle ben sevdiceğim , bir paranın iki yüzü gibi işte...
Sen yüzünü bir bana dönsen ; ben sana kurban.... Ben sana kurban... Ben sana kurban... Yüreğin ellere de verse kendini... Yine ben sana kurban... Yine ben sanaaa...

Kimbilir belki bir gün tüm biriktirdiklerimin tatlı yorgunluğu ve cesareti ile seni bulur yüreğim, arkandan sessizce kulağına fısıldar şu sözlerim;

" Bakamıyorum gözlerindeki Fırat'ın caniliğine,
Durgun, çaresiz Hazar esaretiyle...
Düşleyemiyorum Aras masumiyetindeki yüzünü,
Çoruh'un bulanıklığındaki gözlerimle...
Direnmek çok zor bakışlarındaki Dicle mezalimine,
Asırlar atlatmış, yıpranmış Malabadi cesaretiyle..."

Ve kimbilir o gün belki döner bana o güzel yüzün...!!!



 
Toplam blog
: 6
: 1335
Kayıt tarihi
: 28.08.08
 
 

07.07.1977 doğumluyum... Fen ve Teknoloji Öğretmeniyim... Mesleğimin hakkını verdiğime inanıyorum.....