Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Eylül '07

 
Kategori
Sivil Toplum
 

Bir ramazan ayı dayanışması; "fitre"

Bir ramazan ayı dayanışması; "fitre"
 

Ramazan ayı ile birlikte gündeme gelen ve İslam inancına sahip toplumların bir dayanışma yöntemi olan fitre; "yaşayan her insan için verilen bir yaratılış şükrü ve baş göz sadakası" olarak kısaca tanımlanabilir. Ailenin yaşayan her bireyi için, o yerin müftülüğünce belirlenmiş miktarda bir fitre yardımını, aile reislerinin vermesinin gerekliliği de din adamlarımız tarafından belirtilmektedir.

Fitre verme eylemi Şafii inancına göre farz, Hanefi inancına göre ise, vacip olan bir ibadet olarak kabul edilir. Hicretin ikinci yılından başlayarak uygulana gelen fitre vermenin süresi ramazan ayının ilk günü başlar ve bayramın birinci günü ikindi vaktine kadar sürer.

Gelişen toplumlarda, kentleşme ve sanayileşme sonucunda, bireylerin birbirine yabancılaşması kaçınılmaz olmuştur. Gerçek gereksinim sahipleri ile bu yoldan para kazanmayı ve insanların duygularını sömürmeyi alışkanlık haline getiren kişileri de ayırt etmek hemen hemen olanaksız hale gelmiştir.

Gelişmiş olmanın bir göstergesi de, toplumsal yardımlaşmada devletin kurumsallaşmış olması değil midir?

Sosyal devlet olmak; toplumsal dayanışmada devletin profesyonel meslek elemanları aracılığı ile toplum bireylerinin gereksinimlerini karşılaması, onları içinde bulundukları yoksulluktan kurtarıcı önlemleri alması değil midir?

Hal böyle iken, son günlerde, sanki devlet bu görevini bir takım vakıflar ve derneklere devretmiş görünmektedir.

Oysa devlet örgütü içinde, sosyal devlet olma ilkesini gerçekleştirmek üzere kurulmuş kurumlar, profesyonel meslek elemanları vardır ve toplumsal dayanışma onlar aracılığı ile en tarafsız şekilde sağlanabilir.

Bu gün bu alanda boy gösteren ve kuruluşları çok yakın tarihlere rastlayan, belirli politik görüş ve cemaat topluluklarına yakınlıklarını hepimizin bildiği dernek ve vakıflar eliyle toplumsal dayanışmayı sağlama çabaları, aslında toplumsal ayrışma ve yandaş kayırma şeklinde sürdürülmektedir.

2860 sayılı Yardım toplama yasası ve bu yasaya göre çıkartılan yönetmelikler, ülkemizde yardım toplama yetkisini Türk Hava Kurumu’na vermiştir. Aslında bu bir cumhuriyet geleneğidir. Türk Hava Kurumu kurulduğu günden bu güne kadar bu görevi üstlenmiştir.

Yasayla verilen bu görevle THK Fitre ve zekat ile kurban derisi bağışlarını yurt geneline yayılmış 400 den fazla şubesi aracılığı ile toplar ve sağlanan gelirlerin, %50’sini yardımların toplandığı o yerin Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları’na, %4’ünü Kızılay’a, %3’ünü Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu’na, %3’ünü de Diyanet İşleri Başkanlığı Vakfına aktarır. (Söz konusu kurumların yasaya rağmen bu bağışları kendi adlarına toplaması da garip bir durumdur.)

Görüldüğü üzere Türk Hava Kurumu, fitre-zekat ve kurban derisi bağışlarından sağladığı gelirin %60’ını sosyal yardım kurumlarına paylaştırmakta ve gelirlerin sadece %40’ı, tüzüğü ile belirlenmiş amaçlarını gerçekleştirmek üzere Türk Hava Kurumu’nca kullanılmaktadır. Diğer sosyal yardım kurumlarının gerek genel bütçeden, gerekse başka kaynaklardan pek çok geliri varken, Türk Hava Kurumu’nun bağışa dayalı başkaca gelir kaynağı bulunmamaktadır.

Fitre-zekat ve kurban derisi gelirlerinden sağladığı bu %40’lık oranla Türk Hava Kurumu’nun neler yaptığına da kısaca göz atacak olursak; Türk Hava Kurumu’nun bir sosyal yardım kurumu olamadığını, tüzüğü ile belirlenmiş görevleri yapan bir havacılık kurumu olduğunu öncelikle belirtmekte yara vardır. Türk Hava Kurumu öncelikle, Büyük Kurtarıcı Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘kanatlı bir Türk Gençliği yaratma” özleminin takipçisidir. Bu amaçla; Türk havacılık sanayine öncülük etme görevini eksiksiz yapmış, ülkemizde havacılık sanayine ilk başlayan kurum olarak diğer sanayi kuruluşlarına örnek olmuştur. 35.181 kişi sivil, 10.012 kişi Türk Silahlı Kuvvetler Personeli olmak üzere, toplam; 49.993 kişiye Paraşütçülük Eğitimi, 1.866 sivil, 4.598’i TSK Personeli olan, 6.464 kişiye Planör Eğitimi, 49.608 sivil, 385 TSK Personeline Model Uçak Eğitimi, 409 kişiye Yelken Kanat Pilotluğu Eğitimi, 1.557 kişiye Yamaç paraşütü Pilotluğu Eğitimi, 40 kişiye Balon Pilotluğu eğitimi vermiştir. Bunların dışında Binlerce Motorlu Uçak Pilotu, Yüzlerce Hava Yolu Pilotu yetiştirmiş ve yetiştirmeye devem etmektedir. Türk Hava Yolları Pilotları da iki yıldan bu yana , Türk Hava Kurumu tarafından yetiştirilmektedir. 1955 yılında beri, trilyonlarca hektarlık tarım alanının havadan, tarım zararlılarına karşı ilaçlanması çalışmalarına katılmış, yurt ekonomisine yarar sağlamıştır. 1985 yılından bu yana da orman yangınlarının havadan söndürülmesi çabasına devam etmekte ve bu alanda her türlü tehlikeyi göze alan kahraman pilotlarımız canlarını hiçe sayarak, ülkemizin yeşil kalması, ormanlarımızın yok olmaması çabalarını sürdürmektedir. En hızlı ve emin bir taşımacılık olması nedeni ile organ nakli çalışmalarında, havadan organ taşıma görevini de eksiksiz yapan THK, yüzlerce yurttaşımızın sağlığına kavuşması çabasına da katkı sağlamaktadır.

Bu kadar uzun bir girişle, tüm Blog Yazarları’nın ve okuyucularının ramazan aylarını gönülden kutluyor, fitre ve zekat bağışlarını Türk Hava Kurumu’na bağışlamalarını diliyorum. Bağışlarınızı Sizin bulunduğunuz yerleşim birimindeki THK Şubesine makbuz karşılığında yatırabileceğiniz gibi, Bankalarda bulunan THK fitre-zekat hesaplarına ya da internet aracılığı ile www.thk.org.tr adresine yapabilirsiniz

 
Toplam blog
: 182
: 2395
Kayıt tarihi
: 29.01.07
 
 

10 Kasım 1954 tarihinde doğdum. Sosyal Hizmet Uzmanıyım. Pilotum. (ultralight licence no:151)..