Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Temmuz '15

 
Kategori
Öykü
 

Bir salkım üzüm

Bir salkım üzüm
 

Doğayla her gün hasret gidermenin tatlı heyecanını yaşıyordum. Çiftliğe doğru annemle yola çıktık. Bastıran sıcak sicim sicim terlememize neden oluyordu. Şemsiyeyi bir açıp, bir kapatıyordum. Ağaç gölgelerinde oturup, biraz soluklanıyorduk. Tempomuz gayet iyiydi. Şu kasıp kavuran öğle sıcağı da olmasa keyfimize diyecek yoktu. Hem spor yapıyor, hem vakit geçiriyorduk.

Keyifli sohbetimizle bir saatlik yolu nasıl geldiğimizi hiç anlamamıştık. On beş günden beri hiç uğrayamamıştık çiftliğe. Bekçimiz bizi karşıladı. Kapıları açtı. Otları biçmiş, etrafı süpürmüş, gülleri budamış, tavuklara yemini vermişti. İşimizi bayağı kolaylaştırmıştı. Yumurtalar masadaki sepetin içinde bizi bekliyordu. Güller, laleler açtıkça açmıştı. Kırmızı gül koparıp annemin kulağının arkasına yerleştirdim. Yeşil gözlerine kırmızı gül pek yakıştı. Birkaç dal koparıp, saplarını otla tutturup anneme hediye ettim. Beklemediği bir şeydi, çok mutlu olmuştu. Babanın aklına bile gelmez deyip aramızda gülüştük.

Hemen siyah üzümlerin bulunduğu çardak tarafına gittim. Anneme bir küçük sepet getirmesi için seslendim. Mutfağın penceresinde bana şaşkınlıkla bakıyordu. Acelen ne deyip iple sarkıttı. Sen de gel beraber toplayalım dedim. Dallarda olgunlaşmış siyah üzümleri, salkımlarıyla beraber koparıyordum. Bu çok keyif vericiydi. Sepeti neredeyse yarı etmiştim. Salkımları orasından burasından yiyip, sepete koyuyordum. Şekerli mi şekerli, arının peteğindeki tatlılıktan daha öteydi. Annem de benim gibi yapmaya başlayınca elimiz ve ağzımız kapkara oldu. İlk defa üzüm tadarmışçasına, kendimizi komik buluyorduk. En çokta onun gülümsemesi benim daha fazla gülmeme sebep oluyor, kendimi tutamıyordum. Bu anı fotoğraflamam gerekiyordu. Fotoğraf makinesini poz için Emin Bey’e uzattım. Her çiftliğe gelişimizdeki komik hallerimizden bir kare daha kaydetmiştik. Ellerimiz artık yapış yapış olmuştu. Evin köşesinde Osmanlı desenli çeşmeyi açıp, ellerimizi ve ağzımızı yıkadık. Kana kana su içtik. Akşama bir lokma bir şey yiyemeyeceğimizi düşünüyorduk. Sepetteki yumurtaları ve üzümleri alıp, etrafı gezip dolaştıktan sonra oradan yine yürüye yürüye ayrıldık.

İkindi serinine şansımız iyiydi. Güneş alçalmıştı. Sepetleri kolumuza takıp, bir şarkı tutturup, uzun uzun ağaç gölgeleri eşliğinde yolun orta yerinde yavaş yavaş evin yolunu tuttuk. Eve varınca çekildiğimiz fotoğrafın arkasına not düşüp tarihi yazdım. Sonra da bir küçük not ekledim:”Bir Salkım Üzüm” diye. (Annem’e)

 
Toplam blog
: 57
: 287
Kayıt tarihi
: 16.12.10
 
 

Merhabalar. Anadolu Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünü bitirdim. Ordu Yeni Haber gazete..