- Kategori
- Mizah
Bir şarkı senaryosu

Televizyonlarda, şarkıların konusu ile uyuşmayan bol miktarda klip var.
Bir yönetmen söylemişti. Klipler şarkıların konusuna göre değil, “görsel ihtiyaçlara” göre çekilir.
Adam haklı, berbat bir şarkının klibinde, cıscıbıldak hatunları oynatırsan, kötü şarkıyı klip sayesinde pazarlarsın.
Ondan sonra bütün televizyonlar; ”Nere mi? Nere mi ?” olur.
Müzik piyasası şu sıralar, ne yapacağını şaşırmış durumda. Bilgisayarlardan şarkı indirme, telif haklarının doğru dürüst olmaması. Her aranılan şarkının bir kuruş ödemeden internetten indirilmesi, ortalığı toz duman etmiş durumda. Günümüz şarkıları mı? Elektronik, duygudan yoksun. Abudik gubidik. Hala bazı gençler, ”Uzun ince bir yoldayım” türküsünün Tarkan’a ait olduğunu söylüyorlar. Neşet Ertaş türkülerini dinliyorlar. Beğendikleri türkülerin kime ait olduğunu sorgulamıyorlar.
Sadettin Kaynak, Teoman Alpay, Zekai Tunca… Adını sayamadığım bir çok bestecinin şarkıları, uzun yıllardan beri niye unutulmuyor?
Teoman ALPAY, öldüğünde, zoptirik bir pop şarkıcısı;
—Ay vallahi ben bizim Teo öldü, zannettim. Başka Teoymuş, diyebiliyor.
Teoman ALPAY’ı tanımıyor musunuz? diye sorulduğunda hatunun “müzik kültürü” ortaya çıkıyor. Piyasada sanatçı geçinen, bunun gibi bir sürü “defolu insan” var.
Ne olacak müzik piyasasında belli bir müzik bilgisine ve kültürüne sahip olmayan “şarkıcı müsvettelerinden” geçilmiyor.
Bu müsvetteler para da kazanıyorlar. Dinleyicileri, fanatik hayranları da var. Televizyon kanallarında, programdan programa koşturup duruyorlar.
Kardeşim, bende onlardan daha iyi bir ses var. Kargadan biraz iyicene.
Madem ki, her şey bu kadar kolay. Ben niye boş oturayım. En iyisi bende bir şarkı yapıp, ardından da bir klip çekip köşeyi döneyim.
Ben de birkaç kuruş para bulabilirsem. Ben bu işi halledebilirim. Bu işi yaparsam, kesin köşeyi dönerim. (Loto, toto ve iddia ile kazanırsak olur. Ara sıra sayısal yapıyorum. Bir sayı bile tutmuyor şimdilik. İşim zor.) Yine de ben hayal kurmaya devam edeyim. Hayallerle yaşarmış insan, nede olsa…
Bak şimdi. Gözlerimi kapıyorum. Başlıyorum klip işine.
Kimse beni rahatsız etmesin. Kimse beni dürtmesin.
Dürteni dürterim.
**
Klibini çekeceğim şarkının sözleri şöyle; Sözlere bir bakın. Dokuz sekizlik bir müzik. Tam roman havası. Kaptık parayı. Yırttık abicim. Köşeyiz köşe.
NİNEM*
Ninemin gözlüğü,
Gümüşten çerçeve.
Dedelerle gezip gezip,
Geç geliyor eve.
Aman ninem canım ninem,
Ben nasıl edem, nerelere gidem,
Ara sıra eve uğra,
Birazcıkta ben gezem.
Ninemin gömleği,
İşlemeli beyaz.
Dokuz dedeyi mezara,
Gönderdi bu yaz.
Aman ninem canım ninem,
Ben nasıl edem, nerelere gidem,
Ara sıra eve uğra,
Birazcıkta ben gezem.
* Bu şarkı sözleri vallah ide billahi de, nenem ölsün ki bana ait.
Bu sözleri küçümsemeyin. Bu sözlerden çok kötü sözlü şarkılar var piyasada. Bu sözlerden yapılacak bir şarkı hit olur hit.
**
Gelelim klibin senaryosuna ve oynayacak sanatçılara.
Sade SAVAN: Nine. Ebru KÜNDEŞ: Ninenin Torunu. Dedeler: Cüneyit MARKIN, Fikiret ÇAKAN, Salih KUZEY, Niyat DOĞAN (Genç Dede), Mee. Ali Erdil, Levent MIRCA, Kemer GENÇ, Müjdet DİZEN, Selahatin BAŞDÖĞEN (Necmi Dede), Mercan Dede, Debrem Dede. Dede Efendi. Sofularlı Hakkı Dede. Yolda bulduğumuz bütün dedeler. Çok dede lazım çok. Benim nineme dede dayanmaz.
**
Sade SAVAN’ın yanına da birkaç nine lazım. Yalnız bu nineler Sade Nine’nin yanında sönük kalmalı. Klipte en işveli ve fettan Seda olmalı. Billür ÇALKAVAN, Pakize SUDAN, Hülye ÇAVŞAR, Banu BALKON, gibileri olmalı. (Aysel GÜREL’de vardı. Vefat edince senaryodan çıkardık. Ah bide Aysel olacaktı.) Çok isterse Mülent MERSOY’ada bir küçük rol verebiliriz, sevabına. Kevkinin Seyfisi olur.
Oysun Kayacı’yıda oynatırız klipte. Oynatırız da olay çıkar diye korkuyoruz. Müjdar Hanım, seti basar, ne olur ne olmaz.
Birde herkesi oynatacak değiliz. Yıkarlar parayı, oynarlar klipte. Biz sanat yapıyoruz kardeşim. Herkesin oynaması mümkün değil. Bir yerlerden torpil yaparlarsa kıramayız tabi ki, oynatıveriz belki. Paranın ucunu görelim.
**
Klibi turistik yerlerde “doğaçlama” çekeceğiz. Birde ciddi ciddi senaryo yazacak, değiliz ya. Bu devirde kim anlar senaryodan. Bir gerçekle, hayali ayıramıyoruz. Her şey iç içe girmiş.
Denizi çekeceğiz. Plajları çekeceğiz. Lüküs otelleri çekeceğiz. Löküs otomobilleri çekeceğiz. Dört çarpı dörtleri çekeceğiz. Yatları, gatları çekeceğiz.
Vatandaş tarladan eve dönünce aval aval bize bakacak. İsterse kaval çalacak. İsterse yan gelip yatacak.
Uyuyunca, rüyasında bizim klipte yer alacak, .
Deniz köpürüp, sert dalgalar suratına vurunca, boğuluyorum diye havaya fırlayacak.
Yeniden uyuduğunda, ”dokuz dedeyi” gömmek için mezar kazacak, tırnaklarıyla. Kâbuslar içinde kıvranacak. Sürüm sürüm sürünecek.
Ne yazık ki hayat, şarkı kliplerindeki gibi değil.
Hangi garip, gerçek hayatta gülmüş ki, rüyasında da gülsün.
Klip seyretmeye ve de serap görmeye devam edecek layık olanlar.
Ben köşeyi döneceğim.
Dürtme oğlum dürtme.
Bozma oğlum.
Daha şarkı kaydına girmedik.
Millet ayakta uyuyor.
Niye uyandırdınız len beni?
Gitti bizim şarkı. Gitti len güzelim kli….
Of Offfff…!...