Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Şubat '11

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Bir seferde bir iş

Kurtuluş Ordusu savaştaki ününü nasıl kazanmıştır? ‘’Hizmetler’’in, ‘’oradaki’’ askerlerin yiyecek tedarikini sağlayan nispeten küçük parçasıdır, fakat zaferin aslana payını almıştır. Bunu nasıl yaptıklarını biliyor musunuz?  

Sadece bir şeye yoğunlaşarak: Çörek!  

Askerlere çörek dağıttılar, bunu da iyi bir şekilde yaptılar. İş hayatındaki başarının sırrı budur, bir şeye yoğunlaşmak ve o şeyi iyi yapmak. Kırk tane şeyle yüzeysel olarak ilgilenmektense bir şeyi iyi yapmak daha iyidir.  

İki bin yıl önce Romalı Porcius Marcus Cato, zengin ve bolluk içindeki Kartaca’ya yaptığı bir ziyaretten sonra Roma’nın içinde, yok edilmesi gereken bir rakibinin olduğuna inanmaya başladı. Hemşerileri ona güldüler. İnancında yalnız ama ısrarlıydı. Yılmadı. Bütün düşüncelerini ve bütün imkanlarını bu amaca yoğunlaştırdı. Her hitabesinin, her konuşmasının sonunda, fikrini tek bir cümlede özetleyerek dinleyicilerin düşüncelerini bu fikre çekiyordu. ‘’Kartaca yok edilmelidir!’’ ve Kartaca yok edildi.  

Bir adamın tek bir düşünceye yoğunlaşması koca bir ulusu yok edebiliyorsa, siz neden aynı ilkeyi bir işin kurulmasında kullanamayasınız?  

Biniciliği ilk öğrenmeye başlayan kişilere eğitmenler şöyle derler: ‘’Atın tek düşünce hayvanı olduğunu unutma. Ona her şeyi tek tek öğretmelisin.’’  

Aslında tamamen doğru bir yargıya dikkat çekiyorlar. Fakat, eksik olan ve bir konuda yanıldıkları bir nokta görüyorum. Bu kural sadece atla sınırlı değil. Çoğu insan da aynı durumdadır. Bir işin iyi yapılmasını istiyorsanız esasen bütün insanları bu sınıfa sokmak zorundasınız. Zira düşüncelerinizi aklınızdaki bütün mevzulara eşit şekilde bölemezsiniz. Her seferde bir iş yapmalısınız. Başka her şeyi göz ardı edecek kadar o bir işe verin kendinizi. Sonra da o işi bitirin! Onu yarım bırakıp başka işe geçmeyin. Ondan tamamen kurtulun. Onunla işinizi bitirin ve onu unutun! O zaman aklınız bir sonraki işi için hazır olacaktır.  

‘’İki işten önce hangisini yapmasın gerektiği konusunda sürekli tereddüt eden adam, ’’ diyor William Wirt, ‘’ikisini de yapamaz. Karar veren ama bir arkadaşının ilk karşı önerisi üzerine kararını değiştirmek için uğraşan biri hakiki ya da işe yarar bir şey yapamaz. Yalnızca akıllıca görüş alan, sonra sağlam bir karar vararak, planını azimle uygulayan, zayıf insanları yıldıran güçlüklerden gözü korkmayan kişi iyi bir yere gelebilir. Her şey, büyük bir iş bile küçük parçalara bölünebilir. En büyük işin temel ilkelerinin, başarıyla işletilen bir gazete bayilerininkilerle aynı olduğunu görülecektir. Herkes bu ilkeleri öğrenebilir fakat sadece uyanık ve dinamik olanlar onları uygulayabilir. Çoğu insanın sorunu, maaşlarını kazandıkları zaman kendilerinden beklenen her şeyi yaptıklarını düşünmeleridir. Halbuki bu sadece başlangıçtır. O noktaya kadar başkası için çalışıyorsunuzdur. Ondan sonra kendiniz için çalışmaya başlarsınız. Unutmayın, almak için vermelisiniz ve işinize fazladan zaman, ilgi ve düşünce vakfettiğiniz zaman kalabalığın içinden sivrilirsiniz.  

Ford Motor şirketinin uzun yıllar Satış Genel Müdürlüğünü yapan Norval Hawkins şöyle yazmıştır. ‘’Şu anda Ford’daki en büyük av, insan avıdır.’’ Sanayinin bütün dallarındaki büyük adamlar aynı fikri paylaşırlar. Gerçek beceri gerektiren işler söz konusu olduğunda, akraba, arkadaş, yada ‘’torpilli’’ adamlara bakmazlar. Bir adam isterler ve doğru adam için her türlü fiyatı öderler.Sadece bu da değil, umut vaat eden materyal içinde gözlerini daima açık tutarlar. Onlar için de en değerli şey de inisiyatiftir. Ama bütün işleri aynı anda bitirmeye çalışmayın. Her seferinde bir işe yoğunlaşın. Bir bölüm, bir işlem ya da bir şeyi ele alın ve bütün düşünceleriniz ona çevirin.  

Bilinçaltı aklınızın sınırsız kaynaklarını o seçtiğiniz iş için kullanın. Sonra da bir plan yapın. Ellerinizdeki verilerin kullanışlı olup olmadıklarını tetkik edin. Sonra da planınızı huzura çıkarın. Alanınızda yapılabilecek en iyi şeyi belirlemeyi iş edinin ve onu tasarlamak için beyninizi esnetin ve ona ulaşmak için bir yol bulun.  

Büyük şeyler bir araya getirilmiş küçük şeylerden oluşurlar. Bir sabah yüksek bir iş merkezinin çelik iskeletini dikmekte olan işçileri seyredince çok etkilenmiştim. Bir düdük sesi işareti verdi, iş makinesinde bir adam bir kolu çekti, vinçten bir zincir indi ve düdük yeniden çaldı. Bir adam eğilerek zinciri çelik kirişin ortasında başladı, geri çekildi ve bir kez daha düdüğü çaldı. İş makinesindeki kol tekrar hareket etti ve çelik kiriş havalanarak on birinci kata çıktı, orada küçük cıvatalarla monte edildi. Çevresindeki binalardan daha yüksek olan yapı, bir plana göre birleştirilen çelik, taş ve ahşap parçalarından meydana geliyordu. Plan önce kafada tasarlandı, sonra kağıda taslağı çizildi, ardından proje çizildi ve işçiler tarafından uygulandı. Her şey küçük parçaların birleşmesinden meydana geldi.  

‘’Büyük bir işe kalkıştığınızda bunu düşünmek rahatlatıcı olur. İşin kolaylıkla yapabileceğiniz küçük parçalardan oluştuğunu düşünün. İnsanları denemekten korkmalarına neden olansa, bunu göz erdı etmektir.’’ Önemli bir işi yerine getirmenin en önemli şartlarından bir tanesi sabırdır. Sabırdan kasıt kolları bağlayarak oturup bir şeyin olmasını beklemek değildir. Kastedilen, planı çok erken ortaya çıkararak onu tehlikeye atmaktan veya bozmaktan kaçınmaktır. Böyle bir sabra sahip olan bir insan mutlaka bu arada yapacak bir sürü şey bulur. Planınızı yapın ve onu uygulamaya geçmek için uygun anın gelmesini bekleyin.  

Büyük insanların, en az umut vaat eden çalışanlarından gelen önerileri ne kadar dikkatli gözden geçirdiklerini bilseydiniz şaşırırdınız. Büyük insanın en önemli nişanlarından biri, biliyorsunuz, her şeyden ve herkesten öğrenmelidir.  

Kitaplardan öğrenilecek çok şey vardır. Thomas Carlyle’ın söylediği gibi: ‘’İnsanoğlunun yaptığı, düşündüğü, kazandığı ve olduğu her şey kitap sayfalarında eşsiz bir muhafaza içindedir.’’  

İnsanların yüzyıllardır bin bir zahmetle, kim bilir ne bedeller karşılığında öğrendiği gerçekler, kitaplarda okunmayı beklemektedirler. İş dünyasında da bilgi hiç bu kadar bilabedel ve kolay elde edilmemişti. Kitaplar ve dergiler satış, alım, üretim, taşıma, finans ve yönetimle ilgili nasıl ve niçin’lerle doludur. Bilmek isteyen herkesin ulaşabileceği kaynaklardır. Dikkatlice okumak insana çok şey katar. İşini elinde tutmak için gerekenden daha fazla bilgi için araştırma yapan insan daha iyi bir iş edinmek için sermaye biriktirmiş olur.  

‘’Kendini Yetiştirmiş Tüccardan Oğluna Mektuplar’’da ihtiyar Gorgan Graham’ın belirttiği gibi: ‘’Bir konu hakkında yarım yamalak bilgi sahibi olmanın faydasız olduğunu düşünenlerden değilim, ama insan bir şey hakkında yarım yamalak bilgi sahibi olduğunda işe yarayanın hep bilmediği kısım olduğunu görür.’’  

‘’Bildiğiniz şey sizin için iskambilde iyi bir kartken, bilmediğiniz şey başkası için satır anlamına gelebilir. Bu yüzden işe dair bilgi için daima tetikte olmak ister ve pratik bir insanın bir sivrisineğe üzerine konar konmaz yapıştırması gibi bilgiyi hemen yakalamak istersiniz.’’  

Bugün iş dünyasında insanlardan bir önceli nesle göre daha çok şey beklenmektedir. Beklentileri karşılamak için yeteneklerinizi had safhada kullanmalısınız. Karşılaştığınız her türlü durumda onu çözüme ulaştırmanın en iyi, en kolay ve en çabuk yolunu bulmalısınız. Bunu yapmanın birinci şartı da işinizi planlamaktır.  

İşinizi dikkatlice planladığınız ve her bir aşamayı birer birer ele alıp, birini tam olarak bitirdikten sonra diğerine geçtiğinizde veriminizin ne kadar arttığını görerek şaşıracaksınız.  

Bir diğer husus da işe başlayınca onu bitirinceye kadar bırakmamaktır. Hareketsiz duran bir otomobili çalıştırmanın ne kadar güç gerektirdiğini bilirsiniz. Ama hareket ettiğinizde, benzin sarfiyatının küçük bir kısmıyla yüksek viteste yol alabilirsiniz. Zihniniz için de aynı şey geçerlidir. Hepimiz tembel zihinlere sahibizdir. Zihinlerimizi kullanmaya başlamaya üşeniriz. Ama bir başladığımızda bir düşürmediğimiz sürece yüksek viteste seyretmemiz kolaydır. Zira yavaşladığımız an yine başlatmak zorunda kalacağızdır. Bir durup bir başlamak yerine zihninizi sürekli faal tutarsanız, çok daha az yorularak on katı fazla iş yapabilirsiniz.  

İş hayatında kişisel başarı, genel başarı ve diğer her türlü başarı üzerine bir çok kitap yazıldı. Ama temelde hepsi aynı şeyi söyler:  

1- Ne istediğiniz bilin.  

2- İstediğiniz her şeyi elde etmek yapmanız gerekeni tahlil edin.  

3- İşinizi planlayın.  

4- Her seferinde bir iş yapın.  

5- Bir sonraki işe geçmeden o işi bitirin.  

6- Başladıktan sonra, devam edin!  

Sizi engelleyen sorunla karşılaştığınız da ise bilinçaltınıza bir şans verin.  

‘’Bilinçdışı Aklımız’’da Frederick Pierce, bilinçaltımız yoluyla sorunları çözmek için harika bir yöntem gösteriyor: ‘’Birkaç yıl önce bir şirket müdürünün bir grup genç adama işini nasıl yaptığını anlattığını işittim. Konuşmada, her günün mesai bitiminde bir sonraki gün yapılacak on en önemli şeyin listesini hazırlamalarını öğütlüyordu. Buna ben de bir şey ekliyorum: onları uyumadan önce aklınızdan geçirin, üzerinde düşünerek, üzerinde düşünerek ayrıntılı bir şekilde değil, aklın bilinçli kısmı uykuya teslim olsa da daha derinlerdeki merkezlerinde onların müspet bir şekilde gözden geçirildiğinden emin olarak.  

‘’Sonra, çözümü zor bir sorun varsa, sorunun özelliklerini, yaratıcı bilinçdışının geceleyin oynayacağı bir son oyun olarak üstünkörü yoklayın. Hemen sonuç alamadığınızda hevesiniz kırılmasın. Roman, şiir, beste, icat, sayısız fikrin, genellikle en yüksek olumlu olgunlaştırmanın kanıtı olacak biçimde bilinçaltından kaynaklandığını unutmayın.  

‘’Bilinçaltınıza bir şans verin. Ona malzemeyi verin ve onu üzerinde durulmuş dileklerle canlandırın. Bu, üzerinde durulursa er ya da geç, hiç beklemediğiniz anda aklınıza çok değerli fikirler gelmesini sağlayacak bir yöntemdir.’’  

Kimi işlerde deha sahibi bir adam hakkında bir yazı okumuştum. Özellikle zor bir sorunla karşılaştığında ‘’üzerine yatıyormuş.’’ Bu numarayı çocukken öğrenmiş. Bir akşam, dersi bir türlü kafasına girmiyormuş, o da koltuğunda, elinde kitap uyuyana kadar kelimeleri tekrarlamış. Birkaç dakika sonra babası tarafından uyandırıldığında dersini iyice ezberlediğini şaşırarak fark etmiş! İzleyen akşamlarda da aynı şeyi tekrarlamış. Her seferinde başarılı olmuş. Artık ne zaman zor bir sorunla karşılaşsa işyerindeki kanepeye uzanarak tamamen gevşiyor ve sorunun çözümünü bilinçaltına bırakıyormuş.  

 
Toplam blog
: 16
: 915
Kayıt tarihi
: 18.06.09
 
 

Beykent Üniversitesi Uluslararsı Ticaret bölümde okuyan lisans öğrencisiyim. Kendi bölümümle ilgili ..