- Kategori
- Sevgililer Günü
Bir Sevda Öyküsü Deli Dumrul

Temsili Deli Dumrul Halkı Köprüden geçirirken..
Sevgililer günü için, Dede Korkut Hikayelerinden Deli Dumrul’un ne alakası var!.. Diyecekleri duyar gibi oluyorum. Bakalım görelim diyorum, alakası var mı? Yok mu? Hepimizin bildiği gibi deli olumlu anlamda , gözünü budaktan sakınmayan ve zor olanı başarandır. Olumsuz anlamda ise akıl sağlığı yerinde olmayandır. Neyse hikayemize gelecek olursak . Deli Dumrul kuru çay’ın ( dereden büyük) üzerine bir köprü yaptırır. Kendi gönlüyle geçenden beş akça geçmeyenden döve döve on akçe alır. Halk onun, bu haksız uygulamasından bıkmıştır. Yani bugünkü şehir eşkıyalarının yaptığı gibi : Her türlü haksızlığı yaparak , halkı haraca bağlamak . Halkın hizmetcisi olmak yerine , halkı soymayı yeğliyen devlet de bence Deli Dumrul gibi hareket etmektedir. Yani devletin akaryakıtdan, sigaradan, içkiden aldığı aşırı vergiler de devletin Deli Dumrulluğudur. . Biz çoğunlukla bu hikayede Deli Dumrul'un insanları zorla köprüden geçirerek halkdan haraç aldığı bölümüne takılıp , hikayenin devamında var olan büyük bir aşk anlatımını kaçırıyoruz. İnsanın en tatlı yaşam belirtisi olan canından anne vazgeçemiyor, ama sevgili aşkı için vazgeçebiliyor. Öyle bir aşk ki sevgililer sevdiceği için hiç düşünmeden canını verebliyor. Beraber ölmeyi dileyebiliyor. Gelelim öykünü devamına....
Günlerden bir gün Deli Dumrul’un haraç aldığı köprünün yakınında birisi ölür. Deli Dumrul hemen oraya yönelir ve sorar. Narayı attıktan sonra” hey! Kim aldı bu adamın canını” diye sorar… Oradakiler” Azrail aldı” der. Deli Dumrul “benden izinsiz Azrail nasıl olurda bu erin canını alır” der. Büyük bir efelenme ile meydan okur Azrail’e. Azrail Deli Dumrul’un bu pervazsız meydan okuması üzerine Deli Dumrul’un yanına gelir. Deli Dumrul’un canını almak için onun göğsüne bastırır. Neye uğradığını şaşıran Deli Dumrul “ aman Azrail bu kadar yaman olduğunu bilmez idim. Ben ettim sen etme canımı bağışla” diye Azrail’e yalvarmaya başlar. Azrail Deli Dumrul’un yalvarması üzerine “kendi canın yerine can bulursan onu bağışlayacağını “söyler. Deli Dumrul Azrail’in bu isteği üzerine ne yapacağını bilemez. Can korkusuyla annesine koşar “ Anne bilir misin neler oldu , Azrail’e meydan okudum o da bana canına can bul dedi, benim için canının verir misin Anne” der. Annesi “ canım oğulum can tatlı , her şeyimi iste ama oğul canımı benden isteme “der. Oğlunun teklifini ret eder. Deli Dumrul çaresiz yavuklusuna koşar. “Hatun bilir misin neler oldu Azrail’e kafa tuttum o da kendi canın yerine bir can bul dedi” der. Deli Dumrul’un sevgilisi , evdeşi” evimin direği sen olmadıktan sonra benim yaşamamın ne anlamı olabilir. Benim canım senin canına feda olsun” der. Deli Dumrul sevgilisinin bu fedakarlığı karşısında Azrail’e “ya ikimizin canını beraber al ya da ikimizin canını beraber bağışla “der. İki sevgilinin fedakarlığı duyan Azrail hem Deli Dumrul’un hem de yavuklusunun canını bağışlar. Onları ihtiyarlayana kadar berber aynı yastığa baş koymalarına izin verir.
Gördüğünüz gibi bu hikayede” Ana gibi yar Bağdat gibi diyar olmaz” özdeyişi yerini deli Dumrul’un sevgilisinin hiç terettüd etmeden canını evdeşinin sevdasının yoluna feda etmesi “ her şeyden vazgeçilir ama yardan vazgeçilmez “ özdeyişine bırakmaktadır. Ne diyelim “Tanrı hepimizi Deli Dumrul’un kendisi ve eşi gibi canını bile birbirine feda edebilen sevgililer yapsın” diyorum.