- Kategori
- Gündelik Yaşam
Bir sevgili yitirdiğinde

Bir sevgili yitirdiğinde kalabalıktan sadece bir kişi eksilmez hayatından, en sevdiğin yiter gider. Kimselerle paylaşamadığın sırların, komikliklerin belki taklit yapma yeteneğin, belki söylediğin şarkılar, seyredilen filmler, gidilen romantik kafeler, araba yolculukları, en sevdiğin bar... Arkasına bakmadan çıkar gider hayatından. Neşeli bir ilkbahar sabahından, kutuplardaki kar fırtınasına uyanırsın bir anda. Üstünde incecik geceliğin. Hazırlıklı da değilsin dondurucu rüzgara, kara, fırtınaya, içini ısıtan güneş çoktan gitmiş hayatından. Yalnız kalmanın korkusu soğuktan daha fazla titretir içini.
Bir sevgili gittiğinde, bir kişi kalmaz geride. Kendini ruh eşiyle tamamlamış olanın yarısı kalır. Eksik kalır. Öksüz kalır. Yalnız kalır geride kalan. Tek başına kalır. Düşünse olmaz, düşünmese olmaz. Acı dinmez, öylece taş gibi kalakalır yüreğinde. Renkli, ahenkli bir çerçevedeyken hayat birden bere siyah beyaz hüzünlü bir Türk filmine döner. Ayşecik'tir, Ömercik'tir sevgilisinin arkasından hıçkırıklarla ağlayan.
Bir sevgili gittiğinde sadece birisi gitmez hayatından. Doğmamış çocuklarını da kaybedersin. Altın saçlı oğlunla, güzel gözlü kızın da gider peşi sıra usulca. Bir oğlum olsa elleri ona benzese dersin, bir kızım olsa gözleri benzese ama ikisinin de kulakları benzesin. Şarkı dinlesinler, şarkı söylesinler birlikte, şen bahar kuşları gibi cıvıldasınlar evimde. Onlar da giderler usulca hayatından, bakmazlar geriye.
Bir sevgili gittiğinde başka bir sevgiliye, yanarsın. Acizlik duygusu sarar dört tarafını. Akşamın en sevdiğin saati antidepresan saati olur. Beynin uyuştukça hatıralar bulanıklaşır daha az batarlar benliğine.
Bir sevgili gittiğinde sadece biri geçmez hayatından. Ömrün eksilir. Ağlarsın.