- Kategori
- Şiir
bir tutam kehribar sarısı perçem

bir tutam kehribar sarısı perçem
Yakamozlanmış
Sulara vurulan ay gibi ah!
Kimliksiz acılarla
Dinginleşen yüzüm
Mahsur kaldığı aynalarda
Aksine vuran eylül’dür
Genişleyen soluğun içinde
Sönmüş arzuların
Kederini yansıtan
Kırgın sararmış
Otlara düşen uykulu ikindi
Git kendine
Parlak bir yalan bul
Bakıp susma zamanı
Eski bir aşkın anısı
Eskiyen günle yıkanırken
Söz biter aşınmış bir yüzlü
Yüzleşmeden varılır akşama
Anlık aldanışlar gibi kuşkulu
Hüzündür şimdi
Uzayan sessizliğin yankısı
Bir gün dönüp arkamı acılara
Gitmeliyim
Hesapsız düşlerin peşinde
Bu zorlu burgaçlara
Bir tek kurşuni güvercinleri
Tanık bırakıp
Yanlış yamaçlarda
Yankılanan sesime
İstemem bir suretin bile
Kalmasın geride/senden
Sözün bittiği yerde
Anlamsızlaşmış yaşam
Zamanda devrik bir cümle
Durmadan kendi kendini tekrarlayan
Mehmet Özgür ERSAN FETHİPAŞA KOROSU 30.01.2012