- Kategori
- Blog
Bir YağmuR Zamanında BüyüK aDa

Tam da bana yakışır bir gündü, Bir YAGMUR ZAMANI'ydı..
Tam da bana yakışır bir gündü,
Bir YAGMUR ZAMANI'ydı..
"Şehre yağmur bir yağdı..
Ben ağladım.
Sevilirken ayrılmak mı kaldı bizanstan..
Yalan doLan yoktu gözlerde, sadece ses...
verilen sözler birdi, edilen yeminler sıfır..
Tekirdağ'da başlayan yagmuru İstanbul'a kadar taşıdık yol yol..
İstanbul'un üzerini kapkara bir çarşaf kaplamıştı sanki. Yagan yagmura silecekler yetişemiyordu.. şimşekler çakıyordu ama umurumuzda bile değildi.. halimizden çok memnunduk..
Penceremin perdesini havalandıran rüzgar,
gir içeri usul usul beni bu dertten kurtar,
yabancısın buralara nerelerden geliyorsun,
otur anlat başucumda belli ki çok yorulmuşsun..." diyordu İLhan Şeşen biz Büyükada'ya doğru hızla yol alırken..
Gözümüze Büyükada bürünmüştü bi kere !!
ıslak, parlak asfaltta yolda biriken suları etrafa saça saça yolaldık Büyükada'ya..
Çocukluğumu hatırladım o yolda ilerlerken..
yagmur sonrası sokağa çıkmaya bayılırdım..
Yagmur birikintilerinin üzerinde zıp zıp zıplardım.. etrafa ve üzerime su sıçratmaktan büyük haz alırdım arkadaşlarımla birlikte. Annemden işiteceğim azarları bildiğim halde yapardım bunu:)
Yagmur sonrası sessizlik, dinginlik müthiş bir kavgadan sonra yorgun düşmüş bir savaşcının sessizliği gibidir. Doğa yorulur üzerine düşen damlalardan, yeniden harekete geçmek için sessizliğe gömülür...
Hele ki yagmurdan sonra denizin suskunluğu.. martılar keyif alır sanki bu suskunluktan. Dans ederler denizin üzerinde özgürce.. çığlık çığlığa bağırarak.. tüm sesler kuytuluklarda ses bulur..
yeşil daha bir yeşil, mavi daha bir mavi olur..
Doğa yagmurla birlikte sanki gerçek rengini bulur..
Kısa bir deniz yolculugundan sonra işte Büyükada....
Hani; "bazı şeyler anlatılmaz yaşanır "derler ya.. o hal oturuyor üzerinize.. suskunlaşıyorsunuz.. sizi gideceginiz yere götüren faytona bindiğiniz zaman bambaşka bir ruh haline giriyorsunuz.
Sevgilisiyle gizlice buluşmaya giden bir prenses,
ya da bir prens oluveriyorsunuz..
"hey !! daha hızlı koşamıyor mu bu atlar? daha hızlı... daha hızlı...
Yeaahhh !!!
Önümüzden, yanımızdan kayıp giden o güzelim ada evlerini takip etmekten yorulmuş, bitap düşmüş bir hale gelmiştik. Nereye bakacagımızı şaşırdık. Görüp görecegimiz bu kadardı.. zaman kısıtlıydı.. herkes evine dönmüştü, dönüyordu..
payımıza düşeni yaşadık.. paylaştık..
Katıldıgımız her toplantıdan sonra ağzımızdan çıkan ilk cümle "iyi ki gelmişim"dir ya hani?.. memnuniyetimizi, tanışmışlığımızı, geçirilen güzel saatlerin, edilen güzel sohbetlerin mutluluğunu anlatan tek cümledir bu sanki..
işte yine o artık klasikleşmiş ama tam yerine oturan cümleyi söyleyeceğim ben de şimdi...
İYİ Kİ GELMİŞİM... iyi ki gelmişim de dostluğa, paylaşıma, emeğe önem veren siz blogcu arkadaşlarımla tanışma güzelliğine erişmişim. Tanışmayı ümit ettiğim arkadaşlarım da vardı elbet.. ama olmadı mı olmuyor demek ki.. hep "başka sefere" diyoruz o zaman da:))
Bir gün mutlaka... çok katılımlı bir çok blogcu arkadaşın katıldıgı bir toplantı hayal ediyorum. O gün en muhteşem, en güzel gündür benim için..
onca yolun yorgunluğu gözlerimde kan toplamışken, uykusuzken.. Büyük adaya yaptıgımız mavi yolculuk bana, bize herşeyi unutturdu..
Büyükada'ya ulaşmamızı sağlayan Serhatt arkadaşımıza ve Cansın( Ebru) arkadaşımıza... ve özellikle artık bizden aileden olarak kabul ettiğimiz Beenmaya( özlem'e) ya çok teşekkürler ediyoruz..
Ve ... ve... Adaşım Sema ŞENER'e..... Büyükada'yı ve siz değerli blogcu arkadaşlarımı görme, tanıma imkanını sağladıgı için, sarfettiği emekler için:-))
Ve .. ve .. Büyükada'ya gelen tüm arkadaşlara herkese çok çok teşekkürler... ayaklarına sağlık, güzel sohbetleri için ağızlarına sağlık...... isimleri unutmadım, yazabilirim elbette ama ya unutursam birilerini hatırlamayı? Eyvahlar olsun!!
Büyükada'da geçirdiğimiz zamanlar... güzel anılarımızın içerisinde yerini aldı bile çoktaan..
yenileri gerek bize eyy dostlar !!
Belki bir gün Tekirdağ'a gelmek istersiniz.. Romanlarla birlikte... renk renk şalvarlar içerisinde onların özgür çingene ruhlarına bürünerek.. stresten kıvrak dansları ile sıyrılarak güzel zamanlar geçirmek isterseniz ben de beklerim lütfen.. bir gün mutlaka bana da gelin...
Blogcu arkadaşım Yeşilsoğan'nın dediği gibi" köfte bahane dostluk şahane.... " böyle mi demişti acabaa?:))
NOT: arkadaşlar kimde fotolarım varsa lütfen bana iletsin.. çok reca ediyorum.. sevgi ve saygılarımla efenim...
ŞİİR:Yılmaz Erdoğan.