Bir yılın muhasebesi

Yeni bir yıla girerken geçen bir yılın muhasebesini yapmak, yeni yılda bulunulacak temennilerin gerçekleşebilme ihtimalini öngörmede önemli ipuçları verir. Sağlıklı bir muhasebenin en gerçekçi yolu ise yazılı kaynakları kullanmaktan geçer. Bir Çin atasözü en silik mürekkebin en güçlü hafızadan iyi olduğunu söyler. Değişik ve güncel konuları bilimsel ve akademik bir bakış açısıyla irdeleyerek haftada bir yazan biri olarak, geçen yılın muhasebesini yıl içindeki yazılarımdaki öngörülerimin ne düzeyde gerçekleştiğine bakarak yapmak gerekirse! 

2010 yılının ilk ayında “Bi-linç Kültürü” başlıklı yazımda, toplumda protesto bilincinin yerine linç kültürünün yerleştiğini, tahammülsüzlüğün arttığını insanlar arası saygı ve sevginin azaldığını ve bunun da toplumu ayrıştırmaya doğru götürdüğünü belirtmiştim. Saldırı kültürünün olağanlaştığı bir ortamda yöneticilerin ve toplumun önde gelen aydınlarının suskun kalmaması gerektiğine, ayrışma yerine bütünleştirici söylemlerin bunun üstesinden gelebileceğine değinmiştim. Ancak, geçen bir yıllık süreçte yöneticilerin ağzından düşürmediği “yaratılanı yaradan dolayı sevme” şiarının hayatın bir çok alanında sözde kaldığını gördük. 

Kamuoyu gündemine geldiği yılın başından sonuna kadar geçen sürede, birçok kez kırmızı et fiyatındaki yükselişinin nedenlerini ve hayvan ithalatının olası sonuçların neler olabileceğine değinmiştim. Kırmızı et fiyatındaki artışın ülkemiz küçükbaş hayvan sayısının giderek azalmasından kaynaklandığını çözümün hayvan sayısını ve verimliliği artırmakta olduğunu yazılarımda ve basın açıklamalarımda defalarca dile getirmiştim. Ayrıca, yapılacak olası hayvan ithalatının kısa vadede çözüm gibi görünse de uzun vadede hayvancılığımızı bitme noktasına getirebileceğini bunun önemli sosyal ve ekonomik sonuçlara neden olabileceğini gerekçeleriyle açıklamıştım. Ancak, çok geçmeden dışarıdan büyükbaş hayvanlar ithal edildi. Halkımız isimlerini ilk kez duydukların Angus, Hereford, Limuzin gibi hayvan ırklarının etlerini kuşkuyla da olsa satın alarak fiyatların düşmesini bekledi. Anguslarla dolu her gemi limanımıza yanaştığında kırmızı et fiyatının düşmesini bekleyen halkımızın bekleyişi kurban bayramının gelmesiyle arttı. O güne kadar sadece büyükbaş hayvan ithalatı yapılırken bu kez küçükbaş hayvanlar ithal edilmeye başlamıştı. İthal kurbanlıklara rağbet pek beklenildiği gibi olmayınca yetkililer, elde kalan bu ithal hayvanları İstanbul ve Marmara Bölgesindeki et balık kombinalarına alarak ithalatı yapanların şevkini kırmadı! İthalatın kırmızı et fiyatını bu geçen bir yılda ne kadar azaldığını kamuoyumuza, ülkemiz hayvancılığının ne şekilde etkilendiğini de konu uzmanları ve yetkililerin takdirine bırakıyorum. 

Elazığ’da meydana gelerek büyük can ve mal kaybına neden olan deprem, deprem bölgesinde yaşayan insanların nasıl ciddi bir risk ile karşı karşıya olduğunu göstermişti. Yetkililer, depremde evleri yıkılan veya hasar gören vatandaşların yardımına koşarak onlara kerpiçten yapılmış evlerin yerine daha dayanıklı! evler yapmıştı. Ancak, bu daha dayanıklı evlerin yağan ilk yağmurla nasıl yağmurla dolduğunu televizyonlarda izledik.. 

Üniversiteye giriş katsayı karmaşası ve KPSS sınavında kopya ideaları eğitim sistemindeki eksiklikleri ve işleyişteki sorunları bir kez daha gösterdi. Katsayı karmaşası yeni mağdurlar yaratırken, sınav içeriği ile işlevsiz hale getirilmiş olan KPSS’de kopya çekildiğinin tespit edilmesi, vatandaş ile devlet kurumları arasındaki güven eksikliğinin artmasına neden oldu. Eğitimin çağdaş normlara getirilmesi ve devlet kurumlarında liyakat esaslı görevlendirmelerle ilgili tartışmaların yeni yılda da devam edeceğe benzemektedir. 

Yıl boyunca sessiz kalan üniversitelerin suskunluğu, İstanbul Dolmabahçe’de protestocu üniversite öğrencilerine yapılan müdahale ve sonrasında Ankara’nın Mülkiye’sinde yaşanan yumurtalı protesto eylemleri ile bozuldu. Ancak, sergilenen siyasi ve tahammülsüz yaklaşımlar üniversitelerin tekrar sessizliğe bürünmeye itti adeta. 

İyi temennilerle girdiğimiz bir yılın muhasebesini yaptığımızda dileklerimizin büyük bir bölümünün gerçekleşmeyerek bir sonraki yıla sarktığına hep beraber tanık olduk. Yeni yıla sarkan bütün güzel temennilerin gerçekleşmesi dileğiyle sağlıklı, mutlu ve barış dolu bir yıl diliyorum. İyi seneler.