- Kategori
- Şiir
Bir yürek sustu, duydunuz mu?

........................................
Gökyüzü kanlı gözyaşları döküyordu,
öksüz martılar için..
Deniz,
lacivert rengi küsmüştü rüzgarın sesine..
Tüm canlar isyandaydı,
bir yüreğin susuşuna..
Yürek, küçük bedene büyük,
minik parmaklar kavrayamaz ölümü..
Azrail bile utanır,
minik yüzdeki,
isli lambalar gibi parıldayan kocaman gözlerde,
yeşil harelerle çevrelenmiş yaşama isteğinden..
O,
savaş istememişti,
yaşam savaşından başka,
onunla bile başa çıkamazken,
gökten yağmur gibi yağan,
ışıklı ağ misali,
saçakları tutundu,
minik bedenine..
Yaktı kavurdu ateş..
Anlamadı,
anlayamazdı,
niye ölüme seçildiğini,
daha yaşama bile tutunamamışken..
Minik elleri,
başka el tutmamıştı annesinden başka daha..
Büyüyüp de,
Yar elinden yakalayacaktı hayatı,
uzun gecelerde sabahlayacaktı deli dolu..
O, eller,
büyüyüp de,
kendi çocuklarının saçlarına değecekti sevgi dolu,
ağaç dikecekti her bahar, ölüme inat..
Sarhoş olup naralar atacaktı gecenin karanlığına..
Toprağa ektiği tohumları bekleyecekti mevsimlerce..
Gözyaşlarını saklayacaktı çocuklarından,
öyle ya,
babalar ağlamazdı..
Belki de,
cebinde olmayan paranın hesabını yapacaktı,
çaresizliğe inat,
umuda yakın..
Belki de,
sürünecekti yaşam boyu,
ölüm,
savaş kılığında gelmeseydi..
Belki de,
güzel bir hayat bekliyordu onu,
ölüm,
savaş çığlıkları atarak gelmeseydi..
Oysa, hakettiği yaşamaktı..
Gökyüzü,
kanlı gözyaşları döküyordu,
cansız çocuklar için..
Deniz,
kan rengi küsmüştü,
sessizliğin sesine..
Tüm canlar isyandaydı artık,
bin bebenin susuşuna..