Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Şubat '09

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Huzur, birazcık huzur...

Huzur, birazcık huzur...
 

Zaman.. birazcık zaman. Huzur.. birazcık huzur. Evet birazcık huzur. Çok uzun zamandır beklenen huzur nerde?
Hep zaman istenen, ama zaman geçtikçe, hala beklenen, bir türlü gelmeyen huzur. Her acının, her hayal kırıklığının, bir türlü gelmeyen huzurun tek ilacı zaman.
Ama ne yalan.. ne yalan..
Olmayınca olmuyor işte. Kayaları, taşları kıskandıran bir sabır gösterilen. Sabrın sonu selametlerle geçen bir ömür önümüzde uzanan. Ömür geçmekte.. Ne para, ne de pul istenen. Parayı da pulu da, ne yapıp edip kazanırsınız. Çalışırsınız, didinirsiniz, sebat edip, bir şekilde hayatınızı idame ettirirsiniz. Ama ne sağlığı ne de huzuru satın alamazsınız. Sağlığınızda, ne kadar mutlu ve huzurlu olduğunuzla ilintilidir değilmidir aslında.

Evinize döndüğünüzde, sıcacık bir tas çorbanın yanında, sıcacık bir huzurdur beklediğiniz. Bir dinginlik, bir nefes alma hali. Ama eğer yoksa, bulamıyorsanız; Ne uykunuz uykudur artık, ne yediğiniz yemek, ne de gülmeleriniz gerçektir. Sadece bir koşuşturma halindesinizdir. Ne kadar dinlenirseniz dinlenin, huzur yoksa eğer, yorgunluğunuz giderilmek yerine, daha da yorulursunuz.

İnsan, günün sonunda evine ulaştığında, ne bekler? Elbetteki huzur. Böyle bir ruh iyileştiricisi, en çok en yakınlarından, ailenden, birlikte yaşadığın insanlardan beklenir.

Bir lokma huzura hasret olanlar bu durumu daha iyi anlar.

İnsan, hep içtenlik bekler, içten bir gülümseme, içten konuşma, dert sorma, dert dinleme, bir kucaklayış, okşanan bir baş.. hep içten olsun ister. Çünkü; Sahte olan, ya da zorla yapılan her eylem, duygu, kendini hemen ele verir. İşte bu sahte sevişler, sohbetler, gülüşler, sarılmalar, daha da yorar günlük hayattan yorulan, bıkan ruhumuzu.

Hayattan tat almak yerine, hızla geçen günlerden ibaret olur artık yaşamınız. Günler ne kadar hızlı geçerse, ruhumuzda bize yetişmekte o kadar zorlanır.

Ben, kendi adıma (Bilmem bana katılırmısınız) samimi ( İçeriği ne olursa) olsun isterim konuşulanları, paylaşılanları.. Özellikle de ailemde böyle olsun isterim. Çünkü; Aile bir insanın sığınağıdır. O sığınakta güvende olmak, kucaklanmak istersiniz. Kimseye diyemediklerinizi dillendirmek istersiniz. Hem de yanlış anlaşılmadan, olduğunuz gibi kabul görmek istersiniz.

Tüm bunlar olmayınca, aile dışına yönelirsiniz. Dostlar edinirsiniz. Artık ailenizin yerini dostlarınız alacaktır. Her ne kadar anne, baba ve kardeşlerinizin yerini tutamazsada, önemli ve doyurucu bir limandır artık dostlar. O limanda, evinizde bulamadığınız huzuru bulursunuz bir nebzede olsa. Ama yine de önünde sonunda eve dönersiniz.

Her şeyiniz vardır. Oturacağınız koltuklar, ısınacağınız materyaller, yiyecek erzağınız, üstünüze örteceğiniz yorgan, giysileriniz, televizyonunuz.. yani neredeyse, hemen hemen herşeyiniz, ama az ama çok. Ama neye yarar ki.. Koltuğunuzda içiniz rahat oturamıyorsanız, lokmalarınız hep boğazınıza düğümleniyorsa, uykularınız bölük börçükse, örtündüğünüz yorgan ısıtmıyorsa sevgi kadar, televizyonda izlediğiniz görüntülerin içinde, keşke bizde öyle huzurlu bir aile olsak dedirten sıcacık sahneler içimizi yakıyorsa!! Neye yarar herşeyiniz olmuş..

Bazen keşke dersiniz.. keşke..
Ama neye yarar.. içiniz sızlaya sızlaya devam edersiniz, evinizden çıkıp tekrar tekrar oraya dönmeye.

Elinizden geleni yaparsınız ortamı mutlu kılmak için, ailenin birazcık huzurlu olması için. Yeri gelir üç maymunu oynarsınız. Yeri gelir feda edersiniz duygularınızı, doğru bildiklerinizi. Ama nafile, işe yaramaz. O gergin, doyumsuz, mutsuzluk hali ne yazık ki devam eder. Evinizin dışında gösterdiğiniz kahramanlık, hak arayışları evinizde işe yaramaz. Ve sus pus olursunuz. Kafa sallamaktan başka çareniz yoktur.. onaylamaktan başka..

Yorucu bir yaşamdır, huzur olmadan yaşanılan.
Aklını, bedenini, sevgisini özgür ve cömertçe kullanabilen insanlar, huzuru yakalayabilmiş insanlardır.

Çünkü; O' huzurun getirdiği dinginlik ve emniyet duygusu insanı başarılı kılar..

Huzurlu bir hayat dileğimle..

 
Toplam blog
: 36
: 563
Kayıt tarihi
: 12.11.07
 
 

1962Tunceli doğumluyum.Lise mezunuyum. Çocukları ve okumayı çok seviyorum. Bunlara birde yazmay..