Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Nisan '09

 
Kategori
Sivil Toplum
 

Biraz siyaset / biraz medya / biraz futbol

Sayın okurlar editörümüz beni öylesine korkuttu ki artık eleştiri yazacaksam isim vermemeye çalışıyorum. Yazılarım 100 de, 1200 de tıklansa yazmayı çok seviyorum. Bu nedenle ne yapayım artık kendime ufak bir sansür uyguluyorum. Aşağıda yazacağım medya/siyaset konusunda da isim vermeyeceğim. Artık sizler aslını bulur okursunuz.

" Eğer Tayyip Erdoğan'ın "Milletim ne derse o..." sözü hálá geçerliyse; milletin yüzde 61'i AKP'yi istemiyor. " Bu alıntı katılmadığım görüşleri olsa da ifade tarzını çok sevdiğim bir yazarımızın 31 mart tarihli köşesinden aynen yapıldı.

Sayın okurlar demokrasinin oy sayı ve oranı dışında asgari tanımları vardır. Tüm dünya demokrasilerinde kabul görmüş bireysel haklar, özgürlükler devletin güvencesi altındadır. Bu bireysel hak ve özgürlükler toplumun her görüşteki kesimi için geçerlidir. Verdikleri oyların belirli bir yüzdenin altında olması onların bu haklarından vazgeçmeleri veya kullanamamak durumunda bırakılmalarına dayanak oluşturmaz. Ancak aynı mantıkla oy oranının belirli bir yüzdenin altında olması ile iktidara/yönetime gelmek veya iktidarını/yönetimini korumak da meşruiyet veya kabul tartışmalarına da yol açamaz. Eğer seçimi kazandıysanız ve eğer demokrasi ile yönetimi içinize sindirdiyseniz bireysel hak ve özgürlüklere dokunmadan yasalar çerçevesinde icraatlarınızı yaparsınız. Beğenmesek de Karadeniz otoyolunuda yaparsınız, 3. köprüyüde. % 39 ile iktidarsanız o zaman % 61 size karşıdır mantığı matematik olarak doğru ama demokrasi etiği ve kuralları açısından son derece yanlıştır. Çünkü bu mantıkla giderseniz başka örnekleri de kabul etmelisiniz. Mesela CHP' si Aydın ili belediye başkanlığını bildiğim kadarı ile % 25/ 26 oy oranı ile kazandı. O zaman Aydın halkının % 75' i belediye başkanını istemiyor. Yukardaki alıntının aynen yapıldığı yazı ile benim yaptığım yorum arasında ne fark var ? Eğer 61 istenmeme gerekçesi ise 75 haydi haydi istenmeme gerekçesidir. Ve eğer oy oranlarını bu şekilde yorumlarsak yanlış yorumdan tehlikeli kabullere gideriz. Çünkü 61 istenmeme gerekçesi ise 51 istenme gerekçesidir. Bu durumda % 51 ile iktidar olunur ise yönetim kararlarını almakta demokrasi standartlarını ikinci plana atma hakkına da kavuşmuş olur mu?

Şimdi gelelim medya / siyaset ilişkisinden futbola. Sn. Terim kalecimiz Sn. Volkan Demirel için o golü yememeliydi demiş. Galiba bugünde yaktınız beni demiş futbolcularına. Ama bence Sn. Terim unutmamalı, eğer Avrupa üçüncülüğü ile övünüyorsa(k) bunu da dünyanın en iyi kalecilerinden biri denilen Chech' in önümüze düşürdüğü topa/toplara borçlu değilmiyiz? Hatta daha da geriye gidersek Yunanistan kalecisinin kalesinden yana gelen her topu kabul ederek yol açtığı 4-1' lik skora borçlu değilmiyiz. Veya Norveç kalecisinin kaleye paralel gelen topu bile yemesine borçlu değilmiyiz. Eğer siz standart olarak kendi oyununuz ile kazanamadan başkalarının hataları ile bir yerlere gelmişseniz, o zaman neden bir defada kalecinizin hatası nedeni ile kaybetmesinden rahatsız oluyorsunuz. Farkındamısınız sayın okurlar yukardaki % 61 istenmeme örneği ile Sn. Terim' in mantığı arasında ne kadar benzerlik var. Hiç kimse, hele de elinizden geleni yaparak İspanya' ya iki maç kaybettiğiniz zaman size pek bir şey diyemez. Capello ve İngiltere' de kaybetti İspanya' ya. Ama bir fark var biz standart olarak elde etmemiz gereken başarıları elde edemeyince tarih yazma peşine düştük yeniden. Yineliyorum başarının standartlaşması makbuldür. Bırakın yenilince tarih yazdılar densin.


 
Toplam blog
: 226
: 558
Kayıt tarihi
: 16.08.06
 
 

15 Nisan 1959 İstanbul doğumluyum. Marmara üniversitesi siyasal bilimler fakültesi mezunuyum. Ancak ..