- Kategori
- İlişkiler
Birbirinden ayrılamayacak çelişkiler yumağı: Kadın ve erkek(!) ya da ‘sana rağmen seni sevmek´

Bilim insanlarınca kadınlar üzerinde gerçekleştirilen bir araştırma, beni oldukça fazla düşündürdü… Bu araştırma kadınların erkeklerde dikkat ettiği ilk 3 şeyi sorguluyordu ve sonuçlar biz erkeler için son derece vahimdi… Çünkü elde edilen verilere göre, giyilen ayakkabılar, bakımı sorgulanan eller ve avuçlar, son olaraksa tanışma anında kullanılan sözcükler ve tavırlar, kadınların puan verdiği ilk erkek özellikleri arasında yer alıyordu…
Elimde olmadan aklım, bana kadınların erkekler üzerindeki ilk gözlemlerinin pek de dostane olmadığını, ya da daha hafif bir tavırla duygusal bir ilişki ortağı anlamında erkekleri ciddiye almadıklarını düşündürttü… Çünkü ister aşağıdan yukarıya süzsünler, isterse yukarıdan aşağıya, sanki bu tavırla erkeğe bir eşyayı inceler gibi baktıklarını ve o eşyanın satın almadan önce son bir incelemesini yaparcasına erkeği incelediklerini hissettirdi…
Belki araştırmada bakılan özellikler ve nesneler, erkekler için sorun edilmeyecek meselelerdi, ama şundan eminim ki, en metroseksüelimiz bile bu taranan şeyler sınıfında, bir kadın titizliğinin filitresinden asla ve asla tam puan alarak geçemeyecekti… Düşünün bir kere, yoğun koşturmaca içinde erkek, hangi arada dikkatini her daim % 100 ayakkabı temizliğine odaklayabilecektir, ya da girip çıktığı bin bir iş arasında el temizliğini aynı ciddiyetle % 100 sağlayabilecektir?..
Neredeyse erkeler için ‘ İmkansız Görev ‘ ya da ‘ Görevimiz Tehlike ‘ tadında, germik germik geçecek çileli bir hayat senaryosu gibi geliyor kulağa… Daha ağızdan çıkacak sözlere ve gösterilecek tavırlara geçmeden, ilk iki maddede tükettik erkeğin kredisini, ki bu anlamda ilişki bazında, karşısındaki herhangi bir bayana karşı hiç bir şansı olmayan, bütünlemeye bile kalamayacak bir erkek profili duruyor şimdiden karşımızda…
Haydi gelin de çıkın işin içinden çıkabilirseniz, kolu kanadı kırılmış, elleri ve ayakları çöplükle bir sayılıp, işe yaramazlıkla eş anlamlı tutulmuş zavallı erkek cinsi açısından… Bakın altını bir kere daha çiziyorum ve dikkatinizi şu noktaya toplamaya çalışıyorum, inceleme konusu olan şahsi ali beyfendimiz, henüz ağzını açıp da bir çift laf söyleyebilmiş konumda dahi değil, iletişime geçmeye çalıştığı sütten çıkmış ak kaşık değerindeki meleksi kadın karşısında…
Gelelim konuşma mevzusuna… Kadınların bizden tanışma anında bekledikleri ilk tavır, o andaki yüzümüzden onlara yansıyacak sımsıcak bir gülümseme ve ardından buna eşlik edecek yumuşacık bir merhaba sözcüğü… Çok zor değilmiş gibi duran bu nazik tavır, aslında sert mizacıyla bilinen erkek tabiatı için neredeyse kelaynak sürüsü bulmak kadar zor ve imkansız…
Sonrasında, ilk canım cicicm aylarının ardından, gelsin kavgalar, tartışmalar, gitsin aldatmalar ve ayrılıklar… Bence burada üzerinde durulması gereken en önemli konu, erkeğin hiç bir zaman böylesine mükemmel ve ilişki için ideal prototip bir varlık olamayacağı gerçeği…
Çünkü kadınlar bütün bu araştırma sonuçlarının ötesinde, erkelerinden öncelikli olarak her daim güçlü, kolay kolay zorluklar karşısında yılmayan ve kir, pas içinde de kalsalar kadınlarını bu kötü ortamlardan uzak tutabilecek cesarette gözünü budaktan sakınmayacak tavırlar bekliyorlar…
Yok, bunları bulamıyor yada en son adımda erkekleriyle ilgili güç ve korumacılık konusunda beklediklerini bulamayıp zarar görüyorlarsa, o zaman da partnerlerini sonsuza dek lanetleyecek bir modda suçlu ilan edip, onları cezalandırmak anlamında kendilerinden fersah fersah uzaklaştırmayı tercih ediyorlar…
Bu durum çelişkinin en beteri değildir de nedir o zaman, sormak isterim size?.. Ya da en hafifinden kadınlar açısından ortadaki çıkmaz durum için verilebilecek mantıklı bir cevap var mıdır acaba?.. Ne yazık ki hiç ama hiç zannetmiyorum ve o araştırmayı yapıp tamamlayan ve kadınların önüne koymayı marifet sayan bilim insanlarının da benzer bir cevabı verebileceklerini de düşünmüyorum…
Cevabım yada genel anlamdaki tavrım düşmanca gelmesin hiç kimseye… O dünyalar tatlısı kız arkadaşlarımız için yada önlerine bir ömür boyu kırmızı halılar serdiğimiz kadınlarımız için kasıtlı bir duruşum yok… Hepsinin başımız üzerinde ve gönlümüzün en nadide köşesinde kaftan döşeklerin içinde yerleri var, ondan hiç şüpheniz olmasın…
Benim derdim, sadece sevgili flörtlerimizin ya da eşlerimizin, bizden neler bekledikleri konusunda kafalarının karışmaması ve bizleri aşağıdan yukarıya ya da yukarıdan aşağıya – her nasıl süzmek istiyorlarsa – süzmük süzmük süzerken, gelecekteki yaşayacakları mutlu, mesut ve bahtiyar hayatlarındaki bir erkekten beklentilerini, hayatlarının sonuna kadar bir daha hayal kırıklığı yaşamamak için, metroseksüellik ve nezaket konuları yanında güç ve beceriklilik hususlarında da netleştirmeleridir…
Sevgi ve Saygılarımla… Fırat ÖÇAL
http://www.hayatveinsan.com/kadin-ve-erkek/