Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Mayıs '11

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Birliğimizi güçlendirelim, ayrılığımızı değil...

Birliğimizi güçlendirelim, ayrılığımızı değil...
 

“Seçimlere katılmayan, katılamayan bir sürü partimiz var. Yani siyasi olarak resmen 60 küsur kuruluş tarafından temsil ediliyoruz. Kimimiz o partiden, kimimiz bu partiden… Bazılarımız hangi parti iktidardaysa onun peşinden gitmeyi tercih ediyor. Bazılarımız da iktidarda kim olursa olsun müzmin muhalif.

Daha yeni bir şampiyonluk kutlaması yaptık. Bu yıl sarı lacivert renge büründü her yer. Ama neredeyse her ilimizin farklı farklı rengi olan bir kulübü var. Kimimiz yaşadığımız kentin takımını tutuyor, kimimiz doğduğu kentin… Kimimiz de renklerin kendi arasındaki uyumun güzelliğine vurgun.

Şimdilik 81 ilimiz var… Her ilin kendine has bir özelliği, diğerinden farklı bir güzelliği var. Tanıştığımız kişiye ilk olarak “nerelisin?” diye sorarız. Hemşehrilik bizim için geçer akçedir. İller arasında mutlaka bir çekişme, en azından tatlı bir rekabet vardır.

Kim nezaman nasıl ayırmış bilmiyorum ama yurdumuz yedi coğrafi bölgeye ayrılmış. Bölgeler arasındaki bu coğrafya farkı insanlarımızı da olumlu ya da olumsuz mutlaka etkiler. Ve bölge insanı kendini hemen belli eder. En azından şivesinden anlarız karşımızdaki insanın hangi bölgeden olduğunu…

Belli bölgelerde yaşayan etnik kökenli insanlarımız da var…Sözgelimi Güneydoğu bölgesinde Kürtler, Karadeniz bölgesinde Lazlar, Gürcüler, Marmara bölgesinde Çerkezler daha yoğun.

Ülkemiz nüfusunun yıllardır % 99 müslüman olduğu klişeleşmiş bir deyim olarak söylenirse de, bu topraklarda hemen her dinden insanın bulunduğu da bir gerçek.

İnsanların farklı düşündüren daha bir sürü alt guruplar ve etkenler var. Peki bu ülkede yaşayan 73 milyonun hiçbir ortak noktası yok mu?

Cevaplamamız gereken soru budur. Eğer böyle ortak bir noktamız varsa, hepimiz ısrarla ve inatla buna sarılmalıyız. Yoksa da mutlaka bulmalıyız.

*****

Seçimlere 17 gün kala, partiler ve partililer arasındaki gerginliği doruk noktasına taşımaya yönelik gayretler var.Muhalefet partilerinin iktidara karşı olması kadar doğal bir şey olamaz. Ama bu “karşı oluş”un hiç mi sınırı olmaz?

İnsanlar mensup olduğu etnik kökene elbette bağlanırlar, sevgi ve saygı duyarlar. Bu bağlılık bireylere başkalarına saldırma hakkı sağlar mı?

Ülkemizin önünde çözülmesi gereken en önemli sorun olarak duran terör karşısında, nasıl bir tavır takınacağımızı tam olarak kararlaştırabilmiş değiliz. Şu anda meclise girmesi kesin olan 4 partinin bu konudaki görüşleri birbirinden çok farklı.

Hangi parti iktidara gelirse gelsin, refah seviyesi yüksek mutlu bir toplum olabilmemiz için bu sorunu halletmemiz lazım. Fakat bu kadar ciddi ve önemli konuda, muhalefette olanlar, “nasıl olsa iktidar olup sorumluluk altına girecek değiliz” mantığıyla olmayacak vaatlerle meseleyi geçiştirmeye çalışıyorlar.

Bugünkü gazetelere baktığım zaman, sayın başbakanın Sabah’ta yer alan bir demecinin güne damgasını vurduğunu düşünüyorum. “Ortak Paydamız TC Vatandaşlığı” Bizi birbirimize kenetleyecek, bu duyguyu 73 milyonun hem kafasına hem kalbine yerleştirmek zorundayız.

*****

1991 seçimlerine 17 gün kalan Milliyet gazetesinde yer alan siyaset haberleriyle yazımzı noktalayalım.

Sert oldun da ne oldu?

SHP genel Başkanı Erdal İnönü, kendisine “mülayim” diyen Süleyman Demirel’e cevap verirken böyle dedi ve madem kendisi sertti, 12 Mart’ta, 12 Eylül’de ne yaptı dedi.

SHP İstanbul’da kötü gidiyor

Türkiye genelinde oyunu sürekli artıran SHP’nin İstanbul’daki durumu iyi değil.İstanbulda ANAP birinci parti.

Ecevit’e Dersini Verin.

Malatya’da coşkulu bir kalabalığa konuşan Erdal İnönü, Sosyal demokratları bölmek ve onların iktidarını engellemek isteyen Ecevit’e dersini verin dedi.

*****

Yarın yeniden beraber olabilmek umuduyla…

 
Toplam blog
: 859
: 979
Kayıt tarihi
: 21.06.06
 
 

Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu, ekonomik..