- Kategori
- Sağlıklı Yaşam
Biyomedikal bitkiler - XI: Gül

BİR TUTAM GÜZELLİK+ BİR TUTAM KİBİR+ BİR ÖLÇÜ YAĞ+ BİR ŞİŞE KOKU+ BİR ÖLÇÜ ŞİFA= GÜL
Gül, tüm zamanların en güzel çiçeği kabul edilmekte ve bundan da öte sevginin ifadesinin en zarif sembolü olmak gibi de bir misyon da taşımaktadır.
Gül, son derece gösterişli, bir o kadar mağrur, dikenleri ile ulaşılmaz, öte yandan kokusundan yağına, şerbetinden suyuna, renginden duruşuna bir şifa ve güzellik anıtı gibidir.
En güzel çiçek olmak, güzelliğin ve sevginin sembolü olmak, kuşkusuz ona çok yakışır.
Sayısız şiire, şarkıya konu olmak, güç ve zenginliğin nişanesi sayılmakta yine güle mahsustur ve o tüm bu yükü bir farkındalıkla, nazla gururla taşır.
Ama o sadece güzel değildir.
Yağıyla, etken maddeleri ile çok önemli bir ilaç hammaddesi, kozmetik endüstrisinin olmazsa olmazı, besin sektörünün en zarif üyelerinden biridir.
Çiçeklerin en güzeli ve en çok çeşitlisidir. Rengi, kokusu, biçimi, boyu bakımından 4.000 kadar çeşidi bulunduğu söylenir.
Renklilerinin albenisi ve kokusunun güzelliği sebebi ile bir süs bitkisi olmaktan öte, parfümeride kullanılan en önemli çiçektir.
Ayrıca çiçeklerinden, reçel, tatlı, şurup ve likör yapılır.
Parfümeride (esansçılıkta) kullanılan gül yağı önemli bir ticaret maddesidir. Memleketimizde özellikle Isparta ve Burdur da ki geniş gül bahçelerinde oldukça bol miktarda gül yağı elde edilmektedir.
Anavatanı; Türkiye, İran ve Çin'dir ama başka yerlerde de yetişir. Çok güzel ve kıymetlidir. Park ve bahçelerin süslenmesinde kullanıldığı gibi odaları, balkon ve terasları süsler.
Kesme çiçekçilikte de, çok talep edilen bir çiçektir.
TARİHÇE
Gül, insanlık tarihi kadar eski olup, özellikle Asya kültürünün, Mistik kadın güzelliğinin ve güzel kokunun simgesi sayılmış, ‘’çiçeklerin Şahı’’ olarak anılmış bir çiçektir.
Osmanlı imparatorluğu döneminde de gül ayrıcalıklı yerini korumuş, sarayın gülhanesi, hem saray kadınları için gül yağı çıkarırken, hem de gül kokulu şerbetler için gül suyu ve gül iksirleri denilen yağlar elde etmiştir.
Gülhane güllerin damıtılıp gülsuyu ve yağı elde edilen yere denilmektedir ki, bugün Askeri Tıp Akademisinin kurulduğu yer, Topkapı Sarayı’nın gül hanesidir.
Tarihsel süreçte, Gül’ün ilaç olarak etkisini incelediğinde ise, çok geniş bir yelpazeye sahip olduğu görülür.
Fakat en önemli etkileri üç noktada toplanabilir; Gül kokusunun ferahlattığı ve hafızayı kuvvetlendirdiği, gül macununun mide ve karaciğere iyi geldiği, gül yağının deri hastalıklarında yararlı olması şeklindedir.
Bu çok önemli etkileri elde etmek için sadece senede iki ay açan gülün işlenmesi gerekir.
Eski dönemlerde simyacılar, bunu üç ayrı şekilde işleyerek başardılar.
Taze güllerin damıtılması ile elde ettikleri gülsuyu veya gülyağı şeklinde.
Taze güllerin şeker veya balla muamelesiyle üretilen gül macunları şeklinde.
Bir de taze güllerin zeytinyağı ve susamyağı içinde bekletilmesi ile hazırlanan gül iksiri de denen yağlar şeklinde.
Gülyağ ve gül iksiri dediğimiz, gülün zeytinyağında bekletilmesi ile hazırlanan ilaçlar deri hastalıkları için kullanılıyordu. Derideki kaşıntılarda, çıban, kabarcık, hatta uyuz gibi hastalıklarda bu yağın sürülmesinin çok etkili olduğu, vücuttaki ağrı, sızı şişlikler, kabarcıklar ve sivilceler üzerine sürülmesinin de bu hastalıkları def ettiği ifade edilmektedir.
Gülsuyunun ele dökülüp koklanması ile ferahlatıcı, rahatlatıcı ve serinletici etkisi hemen fark edilirdi. Osmanlı hekimlerine göre gülsuyu; Ruhsal ve duygusal yapıları kuvvetlendirir, beyni ve aklı güçlendirir, Beden ve yaşam kuvvetini arttırır, heyecandan oluşan kalp atışlarını düzenlerdi.
Ayrıca baş ağrısını geçirir, iğrenme, öğürmeyi ve kusmayı dindirir, göz kanlanmalarını ve ağrılarını geçirir, dişetlerini güçlendirir, sarhoşluğu ve onun verdiği baş ağrısına çaredir.
GÜLÜN SINIFLANDIRILMASI
Çiçekleri bakımından:
Yalınkat güller, Yarım katmerli güller, Katmerli güller
Boyları bakımından:
Bodur güller, Yüksek boylu güller, Sarılıcı-sarmaşık güller
Çiçek açma zamanına göre:
Yılda bir çiçek açanlar, Yılda birden çok çiçek açanlar, Yediveren güller
Katmer çiçekleri bakımından:
Çiçekleri küçük katmerli, Çiçekleri normal katmerli, Çiçekleri büyük katmerli güller
GÜLÜN İÇERİĞİ
Yapılan analizler sonucunda gülde, yüksek miktarlarda protein, karbonhidrat, omega-3 ve omega-6 yağ asidi, enerji, özellikle indirgenmiş fruktoz ve glikoz belirlenmiştir.
Bitkinin, myrcene, Cvitamini, kaempferol, kuarsetin, tanin maddesi ve organik asitler içerdiği gözlenmiştir.
Bu çalışmalar sonucunda belirlenen fenolik yapıların, Rosaceae ailesine ilaç özelliği kazandırdığı gözlenmiştir.
Bu fenolik özellik antioksidan, serbest radikal yok edici, anti-kanser, anti-inflanmatuar, anti-mutagenik ve anti depresan gibi birçok farmokolojik aktiviteye sahiptir.
Gülün, ilaç özelliğinin en önemli nedenlerinden biri ise, içerdiği fenoliklerden kaynaklanmaktadır.
Bazı çalışmalara göre gülün içeriğindeki, fenonolik bileşikler, antioksidant, antimutagenik, anticargionogenic gibi geniş biyokimyasal aktiviteler göstermektedirler.
GÜLÜN KOZMETİK ENDÜSTRİSİNDE KULLANIMI
Gülden elde edilen gül yağı, parfüm başta olmak üzere, kozmetik sektöründe birçok ürünün olmazsa olmazı, çok değerli bir hammaddedir.
Türkiye, dünyadaki en büyük gül yağ üreticisidir ve uçucu yağ üretiminin büyük kısmını gül yağı oluşturmaktadır.
Dünya, gül yağı talebinin %50’si Türkiye’den, %40’ı Bulgaristan’dan ve geri kalan %10’u İran, Hindistan, Fas, Afganistan gibi diğer ülkelerden karşılanmaktadır.
Isparta, Burdur, Afyon ve Denizli’de üretilen “Rosa damascena” isimli gül bitkisinin çiçeklerinden elde edilen gül yağı dünya piyasalarında “Türk gül yağı” olarak bilinmektedir ve son derece değerli bir üründür.
Gül yağı, Türkiye’nin geleneksel, tipik ve değerli tarımsal ihraç ürünlerindendir.
Gül çiçeğinden iki çeşit ürün elde edilmektedir.
1. Gül yağı olarak bilinen ince gül yağı
2. Konkret olarak bilinen katı gül yağı
Yağ gülü yetiştiriciliğinde dünyanın en önemli ülkesi olmamız ve ülkemizde üretilen gül yağı ve gül konkretinin tamamına yakın bir kısmının dışarıya ihraç edilmesi, bu ürünün tarımsal ekonomimize sağladığı değerin yanı sıra, önemli bir döviz kaynağı da oluşturmaktadır.
Toplam uçucu yağ ihracatımızın, %91’ini gül yağı oluşturmaktadır.
Dünyada ve Türkiye’de gül yapraklarından elde edilen uçucu yağların kimyasal analizlerine yönelik çalışmalar yapılmış ve gül bitkisinin çeşitli kısımlarından birçok bileşen izole edilmiştir.
Gülün çok fazla kullanım alanı olmasına rağmen, bu materyalden faydalanma oldukça kısıtlıdır.
GÜLÜN BİYOMEDİKAL ETKİLERİ
Anti-Hıv Etkisi
Bazı araştırmalar gül ekstraktlarının anti hiv etkisinden bahsetmekle birlikte, konuyla ilgili çalışmalar sürmektedir.
Anti –Diyabetik etkisi
Gül ekstraktlarının, anti diyabetik etkisi olduğu bulunmuştur.
Buna ek olarak bazı çözücülerdeki ekstraktının yemek sonrasında hiperglisemiyi inhibe ettiği gözlenmiştir.
Anti-Kanser Etkisi
Çalışmalar sonucunda özellikle etanolik ekstraktların anti-kanser aktiviteyi arttırdığı gözlemlenmiştir.
Gül anlatmakla bitmeyecek, asla önemini yitirmeyecek güzellik ve değerde, gezegenimizin en seçkin çiçeği olma nişanesi elinde, ayrıcalıklı bir çiçek.
Bugün gülü yazmaya çalıştım kalemim hükmünce, faydalı olması dileğiyle..
Saygılarımla.
Prof. Dr. Nazan Apaydın Demir
19.07.14
Muğla