Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Eylül '14

 
Kategori
Sağlıklı Yaşam
 

Biyomedikal Bitkiler- XVII; Baldıran (Ağu Otu)

Biyomedikal Bitkiler- XVII; Baldıran (Ağu Otu)
 

Üç ölçü zehir+ Bir ölçü şifa+ Bir Panzehir+ Bir ölçü Tarih= BALDIRAN

BALDIRAN (Schierling, Conium maculatum)

(Ağu otu, Baş döndüren otu, Kokar otu)

Familyası: Maydanozgillerden, Doldengewâchse, Apiaceae

Baldıran, maydanozgiller (Apiaceae) familyasından, bazı zehirli bitkilerin ve bu bitkilerden elde edilen zehrin ortak adıdır.

Nemli yerlerde yetişen, 1-2 metre boylanabilen bir bitki olup, gövdesi kalındır. Saplarının alt kısmı erguvani renktedir. Yaprakları büyük, çiçekleri yayvan ve küçüktür.

Baldıran; baldırgan ya da ağu otu; zehir olarak baldıran ise, şeytantersi ya da yine baldırgan diye bilinir.

Bitkinin kökünden, çok güçlü bir zehir elde edilir.

Baldıranın çoğu öldürücü zehir, az bir kısmı da birçok hastalığa şifa olan ilaç, olarak bilinir.

GİRİŞ:

Baldıran otunun Kuzey yarım kürede sadece bu türü, yani; conium maculatum mevcuttur.

Güney yarım kürede ise, Güney Afrika baldıranı; Conium chaerophylloides olarak bilinen ikinci bir tür daha vardır.

Vatanı Türkiye olmasına rağmen günümüzde Avrupa’nın batısından Asya ve Doğu Türkistan’a kadar olan çok geniş bir alanda yetişmektedir.

Bitkinin ismi; Latince “maculatum” benekli ve Yunanca “conium” konsostan türemiş olup baş dönmesi anlamına gelmektedir.

Almanca da ise; Schierling “scerling” kelimesinden türemiş olup, pis kokulu anlamına gelir.

Bazı kaynaklar, bitkinin fare idrarı gibi koktuğunu iddia etmektedirler.

Türkçede bitki genellikle Baldıran veya Ağu otu gibi isimlerle anılır ve bundan da bitkinin çok zehirli olduğu anlaşılır.

Bazı yerlerde Türkçe, Bal¬dı¬ran’ın, Almanca Baldrian olduğuna dair bilgiler vardır.

Oysa bu çok büyük bir yanılgıdır. Çünkü Almanca Baldrian’ın karşılığı, Kedi otudur.

Yetiştirilmesi:

Ağu otu yol, hendek, duvar kenarları ve ırmak boyaları ve de viranelerde yabani olarak yetişir ve genellikle güneşli yöreleri sever.

Hasat zamanı, Temmuz’dan Eylül’e kadar yerden 10-15 cm yukarıdan kesilerek havadar, güneşli ve gölgede kurutulur. Tentürü yapılacak ise, taze olarak işlenir.

Kimyasal Bileşimi:

Ağu otunun birleşimi aşağıdaki gibidir;

a)Alkaloitler; yapraklarında %0,1-0,5 olgunlaşmamış tohumlarında %0,2-2, çiçeklerinde %0,25 ve sapında %0,06 oranında bulunur. Alkaloit türevleri; %90’ın (+)-Conün ((s)-Conün) oluşturur ve ayrıca az miktarda; N-Metilconün, beta-Conicein, Conhydrin, Conhydrinon ve Pseudoconhydrin içerir.

b) Polyinler; Falcarinon ve Falcarinolon

c) Furanokumarinler; Bergapten ve Xanthoxin

d) Flavonitler; Diosmin ve Luteolin

ARAŞTIRMALAR:

Ağu otu ile yapılan araştırmalar çok eski olup günümüze kadar yüzlerce araştırma yapılmıştır.

Bu araştırmaların çoğu, modern klinik araştırmalar olmayıp, daha çok eski usul araştırmalardır.

Sokrates’in Baldıran suyu ile öldürülmesi nedeni ile bu bitki oldukça iyi bilinmektedir.

BAZIN (1858) Sıracalı hastalıklara, HECKER (1814) Sıraca, kanser, verem, atrofi NEGA (1853) bronşit, ışığa bakamama, LECLERC (1927) astım, öksürük ve kronik bronşite karşı kullanmışlardır.

Hugo SCHULZ ise göğüs uruna (meme kanseri) karşı Baldıran merhemi kullanarak başarılar elde etmiştir.

Geçmişte Baldıranla yapılan hemen hemen bütün araştırmalar bu bitkinin başta beze rahatsızlıklarına karşı etkili olduğu iddiasını taşır.

Etki şekli: Teskin edici, salgı arttırıcı, bezeleri kuvvetlendirici, ağrı kesici ve krampları önleyicidir.

MEDİKAL KULLANIMI

Baldıran otu natürel ilaç ve tentür yapımında kullanılmaktadır. Çok zehirli olması nedeni ile çayı içilmez.

Homeopati’de; başta göğüs, kulak altı bezi, prostat ve lenf bezi gibi bezlerdeki rahatsızlıklara özellikle de bezelerdeki kanserli urlara karşı kullanılmıştır.

Ayrıca baş dönmesi, nevralji (sinirsel ağrılar), merkezi sinir sistemi rahatsızlıkları, omurilik rahatsızlıkları, depresyon, öksürük, bronşit ve astıma karşı kullanılmıştır.

Medikal olarak, özellikle dişçilik alanında kullanılır. Ağrı kesici, spazm giderici ve siyatik, tetanoz ile epilepsi hastalıklarının tedavisinde kullanıldığına dair de veriler vardır..

Kaynatılıp lapası şişlik üzerine konursa şişliği indirir.

TARİHSEL SÜREÇ DE BALDIRAN

Tarihte ilk defa eski Yunan filozofu Sokrates’in öldürülmesi için; M.Ö 399’da Ağu ot suyunun kullanıldığı ifade edilmektedir.

Dioskorides ve Plinius haya (testis, husye) ve göğüs bezelerindeki rahatsızlıklara karşı kullanmışlardır.

Kraliçe Maria-Theresia’nın Doktoru Störck, beze rahatsızlıklarını ve göğüs kanserini Ağu otu ile tedavi etmiştir.

Hufeland’da göğüs kanserini Ağu otu ile tedavi etmiş ve bunu diğerleri takip etmiştir.

Baldıran zehri Sokrates mitinin önemli bir parçasıdır.

Sokrates'in ölümü bir anlamda kendi elinden olmuştur.

Platon'un ifadesiyle, ölümü ölmeden bilen kişidir Sokrates.

"İyi yaşamını zehir dolu kupasıyla taçlandırır’’. Sonrası rahat bir uykudur.

İlginç bir noktada, baldıran zehrinin Atina'ya Anadolu'dan geliyor olması ve pahalı olduğu için masrafını mahpusun karşılamasıdır.

SOKRATES BALDIRAN ZEHRİNİ NEDEN İÇTİ?

“Baldıran zehri içmek” tabiri, bu zehirle idam edilen Sokrates’i ve onun onurlu duruşunu anımsatan bir ifade olarak bilinir.

Sokrates, haksız yere idam edilmiştir.

İdam kararının gerekçesi, “gençleri doğru yoldan ayırmak ve mevcut düzene karşı çıkmak’’ iddiasıydı.

Sokrates ilk çağın en seçkin en önemli düşünür ve filozoflarındandır. Değişik kişiliği, ilginç tavır ve davranışları, konulara gerçekçi yaklaşımları ve özgür eleştirileriyle etrafındakileri derinden etkilemektedir.

Sokrates, gençlik döneminde askerlik, halk jürisi üyeliği, yargıçlık görevlerinde bulunmuş ve çok başarılı olmuştur. Yaşamı boyunca haksızlığa, kanunsuzluğa, çıkarcılığa ve hilekârlığa hiç bulaşmamıştır.

Ders konularının müzâkeresinde ve verilen örneklerin tartışılmasında bazı yeni görüşlerin gündeme gelmesi mevcut statükonun eleştirilmesi ve bu durumdan çıkarı olanların geleceklerinden endişe duymalarına neden olmuştur. Bunun üzerine Atina yöneticileri, Sokrates’in, gençleri düzene karşı isyana zorladığı ve kent huzurunun bozulmasına sebep olduğu gerekçesiyle, tutuklanmasına ve yargılanmasına karar vermiştir.

Sokrates yargılanmış ve ölüme mahkûm edilmiştir.

Öğrencileri ve taraftarları Sokrates’i hapisten kaçırarak kurtarmak istemişlerse de, Sokrates bunu kabul etmemiştir.

Çevresindekilere “Ben, bu güne kadar Atina’nın kanunlarıyla yaşadım. Yaşım 70’i geçti. Ve ben suçsuzum. Şimdi teklifinizi kabul edersem, bu yasaları çiğnemiş olurum. İşte o zaman suç işlemiş olurum” diyerek, önerilerini ret etmiştir.

Büyük filozof, bu haksızlığı büyük bir olgunlukla karşılamış ve tarihin en heybetli düşünce suçlusu olarak celladın sunduğu baldıran zehrini içerek, yaşamına son vermiştir.

Ama onun ölümüne ait bu dava, tam 2414 yıldır kapanmamıştır.

UYARI

Baldıran, kötü (kem) bir kokusu olan, zehirli bir bitkidir. Özünde bulunan (conün) maddesinin 0,5 ilâ 1 gramı yetişkin bir insanı öldürebilir.

Ayrıca nefes yollarını felce uğratabilir.

YAN TESİRLERİ:

Bitki, çok zehirlidir ve kullanırken mutlaka çok dikkatli olmak gerekir.

Baldıran, mukoza veya derideki herhangi bir yaralanmaya temas ettiğinde bile, zehirlenmeye sebep olabilir.

Ağız yanar, dil felç olur, kusma, felç, vücudun soğuması, hissizlik ve sonra nefes yolları felci ile yaşam son bulur.

Zehirlenme fark edilmesi halinde hemen hastaneye götürülüp midenin yıkanması ile yaşama dönmek alınan miktara ve zaman bağlı olarak mümkün olabilir.

Son yıllarda yaygın bir görüş vardır; bu görüş bitkilerin çok masum olduğu şeklindedir. Fakat bu kesinlikle doğru olmayıp, bu tarz ürünlerin kullanımı, mutlaka bir uzman denetiminde ve onaylanmış ürünlerle yapılmalıdır.

Saygılarımla.

 

Prof. Dr. Nazan Apaydın Demir

14.09.14

Muğla

 

(Bu yazı sadece bilgilendirme amaçlı olup, kesinlikle bilimsel tavsiye niteliği taşımaz).

                                                      

 
Toplam blog
: 130
: 1375
Kayıt tarihi
: 08.04.14
 
 

Muğla Üniversitesinde Prof. Dr. olarak çalışmaktayım. Kozmetik Ürünler Uygulama ve Araştırma Merkez..