- Kategori
- Siyaset
Biz buyuz!...
İstanbul'da sırça köşklerinden oturup ,sıcak odalarında ahkâm kesip moral bozan yazılar yazanlar, askeri personeli hep ordu evlerinde ya da yazlık kamplarda sanıyor.
Oysa onların çoğunluğu karlı dağlarda ölüme yürüyorlar..
Sayın okurlarım; Askerin içinden gelmeyenler bilemezler;
Terör bölgesinde askerin güvenlik bölgesi dışındaki yerlere mermi atması yasak”… Yasa böyle diyor. PKK da bu yasağı iyi kullanıyor. Çünkü meskûn mahal sayılan yerlerde atılan mermiler subayları savcı huzuruna çıkarıyor… Üstelik ceza da aldırıyor…
Sonra da askere diyorlar ki ;
'Karşıdan teröristi gelirken görüyorsunuz, niye ateş açmıyorsunuz?'.
Nasıl açsın.. Bu kez savcı 'neden öldürdün' diyerek dava açıyor."
Sınırın öte yanında 30 -40 kişi gece gizlice girmeye çalışıyor ,
Heron uçağı tesbit ediyor, ateş açılıyor, vay bunlar bizden köylü diye kıyamet kopuyor. Kaçakçı oldukları unutuluyor, vay ateş açtın deniyor.
Geceleri iki metre karda ay ışığında yaptığı pusularla dolu ölüm kokan yürüyüşleri bilmeyenler ayaklanıyorlar..…
Eski bir asker olarak derim ki ,
“Harp okularında düşmanla savaşmak için yetiştirildik, Harp okulunda bize, Camiye, toprağa, ırza, namusa ve bayrağa kastedenleri yok etmeyi öğrettiler" …
Siz dağlarda kar altında; 35 kilo yükle bir askerin 25 kilometre yol yürüdüğünü “ biliyormusunuz.
Şimdi ise ;
"Herkesten yumruk yiyorlar ve ne yazık ki kendilerini savunamıyorlar. O dağlar, o dağlar şapka düşürür… Yani çok dik… Burada teröristi takip etmek zor. Yaşayan bilir..
Hele insanın kanını donduran o gece operasyonları…
Türk askeri dünyada en iyi, kahraman bir ordunun neferidir…
Bu kesin. Gerilla savaşını ondan daha iyi kimse bilemez…
Mehmetçiğin, PKK'nın korkulu rüyası olması bundandır… Ama; "En zoru şehit haberlerini ailelerine vermek" çok zor.. Zor.
Türk askerinin bu milletin öz be öz çocuğu olduğunu hatırlatmalıyım.
Gelelim başka bir konuya ... Bizi gösteren bir ayna...
Cumhuriyet Gazetesi'nden Sinan Tartanoğlu'nun haberine göre; Türk umreciler, kendi olanakları ile gittikleri Suudi Arabistan’da umre ziyaretleri sırasında, birçok hastalığa iyi geldiği yönünde bilgiler içeren hadislere dayanarak, bedevi develerin idrarlarını içtiler. İddiaya göre umre kafilesine eşlik eden imam da idrardan içti.
Gazetesi'nin haberine göre umre ziyaretine giden iki Türk hadislerde yazdığı için
deve sütü ve idrarı içerek hastanelik oldu.
Sayın okurlar ; Lafı uzatmaya gerek yok. Biz buyuz. Evet buyuz.
Gerisine oturup ağlamamız lazım…