Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Mayıs '16

 
Kategori
Deneme
 

Biz kadınlar hayatın her alanında daha çok yer almalıyız

Biz kadınlar hayatın her alanında daha çok yer almalıyız
 

Kalıplarla düşünmeyi bırakmalı ve hayatın her alanında daha çok yer almalıyız. Öncelikle her ne kadar inkar etsek de zihnimizi kuşatan “kadın işi erkek işi ayrımlarından, elinin hamuruyla erkek işine


Bizler daha dünyaya gelmeden cinsiyetimize göre odamızdan tutun oyuncaklarımıza kadar kız ve erkek için toplumun belirlediği şekillere göre dayatmalar etrafımızı kuşatıyor. Ben bu dayatmalardan bir nebze uzak büyüdüm. Yani bebeklerim de vardı. Ama erkek kardeşleriyle büyümüş, topaç çevirmiş, misket oynayan, gazoz kapakları olan hatta futbol oynayan bir çocukluk geçirdim. Çocukluğunu sadece bebeklerle evcilik oynayarak geçiren kadınların bilinçaltına belli bir yaşa gelince evlenmesi gerektiği yerleşiyor ve tüm hayatını bunu göre düzenliyor. Tüm dünyada kadın bilim adamı, kadın astranot,… vb sayısının çok az olmasının sebebi belki de bu şartlanma.

Kalıplarla düşünmeyi bırakmalı ve hayatın her alanında daha çok yer almalıyız. Öncelikle her ne kadar inkar etsek de zihnimizi kuşatan “kadın işi erkek işi ayrımlarından, elinin hamuruyla erkek işine karışma, eksik etek….” vb bastırılmışlıklardan zihinlerimizi temizlemeliyiz. Ve mutlaka kız çocuklarımızı da güçlü, kendi ayakları üzerinde durabilecek şekilde yetiştirmeliyiz.

Tüm dünyanın askeri ve siyasi dehasını kabul ettiği, Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, etrafındaki kadınların topluma örnek olması için özellikle sosyal ve kültürel açıdan önde olmasını isterdi. Atatürk, kadınların siyasi hayatta seçme seçilme hakkına sahip olması için 1930 itibaren bir dizi yasa çıkartılmasına öncülük etmiş ve 05 Nisan 1934 yılında biz Türk kadınlarına Seçme ve Seçilme hakkı verilmiştir. Kadınlara Seçme ve Seçilme hakkının Fransa’ da 1944, İtalya’ da 1948 ve İsviçre’ de 1972 yılında verildiğini göz önünde bulundurursak Atamızın biz kadınlara verdiği büyük önemi açıkça görebiliriz. Üstelik Suudi Arabistan’ daki kadınlar, ilk olarak Aralık 2015 Belediye Seçimlerinde oy kullanabildi. Bu örnek de Atatürk’ ün önemini daha iyi anlamamızı sağlayacaktır.

Kadınların olmadığı yerlerde kabalık ve estetikten uzak olma anlayışı gelişiyor. Bu yüzdendir ki; işyerlerinde kadın çalışan olmayan ekiplerin kendine pek çeki düzen vermediği görüşü yaygındır. Kadınlar olarak bulunduğumuz her yere nezaket, kibarlık getiririz. Kaba insanlar yanımızda daha nazik olma ihtiyacı hisseder. İşte tam da bu yüzden hayatın her alanında olmalıyız.

Ancak ne yazık ki; özel kanalların açılmasıyla mantar gibi çoğalan diziler, yarışmalar, yeni bir kişilik yapısı türetti. Bu yapıya sahip olan kadınlar (erkekler de aynı şekilde) en yalın haliyle “basit” diye nitelendirebiliriz. Kadın, erkek hepimiz millet olarak özümüze dönmeli, asil yapımızdan taviz vermemeliyiz. Yani; küçük çıkarlara tenezzül etmemeli, iki yüzlü olmamalı, alaycı olmamalı, kıskançlık yapmamalı, aşırı hırs yaparak insanların kuyusunu kazmamalı, arkadan iş çevirmemeliyiz. Çünkü bu gibi davranışlar uzun vadede kişiliğe yerleşir ve samimiyetten uzaklaştırır. Samimiyetsizlik ise; kişinin yoğun vicdan azabı duymasına ve hayattan zevk alamamasına neden olur.   

Biz kadınlar toplumumuzu ve hatta dünyayı olumlu yönde değiştirebiliriz. Bunun için öncelikle ailelere önemli bir rol düşüyor. Ve ayrıca mutlaka kadına değer veren bir eğitim sistemimiz olması lazım. Okullarda her konuda kadınlarla ilgili doğru bilinen yanlışlar anlatılmalı. En önemlisi de hepimiz çevremize anlatarak, eğiterek toplumsal farkındalık oluşturmalıyız. 

 
Toplam blog
: 15
: 191
Kayıt tarihi
: 12.05.16
 
 

İnsan psikolojisi, sosyolojisi, İşçi hareketleri tarihi, müzeler, sergiler, doğa gezileri, tabii ..