- Kategori
- Siyaset
Biz laikiz

Orta doğuda bir hareket olsa, Başbakanımız hemen orada bitiveriyor. Başbakanımızın daha önce ziyaret ettiği Arap ülkelerinde, ne garip tesadüftür, halk hareketleri ve ayaklanmalar oluyor. Libya sallanırken, Başbakan Suudi Arabistana gitti, orada da hareket başladı. Herkes gider bostana, biz gideriz Arabistana.
1.Körfez harekatın da, Turgut Özal demişti ki: Bir koyup, üç alacağız. Sonra görüldü ki, üçün birini aldık. Daha sonra ki, Irak harekatın da, Ters tarafta yer aldık, bu yüzden hala belimizi doğrultamıyoruz. Şimdi de Libya nın yanındayız. Ne koyup, ne alacağız, bilen var mı? Başbakanımızın posterleri Kaddafi nin çadırını süsler mi ki? Libya'daki, halk hareketinin başlarında, Kaddafi dedi ki: Libya yı, Türklere bırakmayacağız. Başbakanımız da şimdi diyor ki: Libya yı Müttefiklere bırakmayacağız. İşin sonunda, Kaddafi ve Libya halkı, Müttefiklere mum olur, biz de üçün birini alırız.
Tarihimiz, Araplardan yediğimiz kazıklarla dolu. Trablusta, Yemende, binlerce şehidimiz yatıyor. Tarihimize çok meraklı olan Başbakanımız, bunları da biliyordur her halde. Aslına bakarsanız, Osmanlı yayılmacılığından dolayı, bizim ne Orta Doğu da, ne Balkanlar da, ne de, Avrupa da dostumuzun olduğunu söylemek zor. Onlar ne yazık ki bizi hala OSMANLI olarak görüyorlar ve kuyruk acılarını çıkarıyorlar. Başbakanımızda da, bir Arap sevdası var ki, sormayın. Arapların hamiliğine soyundu, “one mınut” dedi, kahraman oldu. Dışişleri Bakanımız dediki: Libya nın yanındayız. Nasıl yani? O zaman yanlarında olalım ve Müttefiklere savaş açalım. Kaddafi nin çadırının yanına, otağımızı kuralım. Mehteran bölüğünü de götürelim, işe başlayalım. Başbakanımız, Kanuni Sultan Süleyman ın Fransa Kralına yazdığı mektubun bir benzerini, Birleşmiş Milletlere yazsın. (Ben ki, Orta Doğu nun ve Balkanların, en karizmatik Başbakanı olarak, Libya nın ve Yemen in ve Katar ın ve Ürdün ün ve Sudan ın ve daha bilmem kimin, koruyucusu ve hamisi ve abisi olarak vs.vs.)
Ne bizim, ne Avrupa nın, ne de, ABD nin, Libya üzerine kurulmuş politikaları, gerçekçi değil. Herkes, Libya Petrolleri nin peşinde. Başbakanımız, sözde Libya halkının yanında olduğunu belirtirken, mazlum Libyalıları 42 yıldır, Kaddafinin yönettiğini unutmuş görünüyor. Ayni Kaddafinin, çadırında ağırlandığını da, unutmuş görünüyor. O çadırda, ağırlanmayan, Avrupalı lider var mı? İngilizi, İtalyanı, Fransızı, daha düne kadar, Kaddafi den, ARKADAŞIM, diye söz etmiyorlar mıydı? Ne oldu şimdi? Ne mi oldu? Avrupalılar, ekonomik açıdan bitkin durumdalar. ABD de öyle. Silah üreticilerini canlandırıp, sanayilerini kurtarmak için, böyle ufak çaplı savaş durumları yaratmaları lazım. Bedava petrole konmak lazım. Onların hesabı doğru, bizim ki yanlış. Petrolü onlar alır, Kaddafi nin devesi de bize kalır.
ABD nin, Irak hareketinin başında, bir, tezkere krizi yaşamıştık. ABD ye topraklarımızı kullanma izni vermemiştik. Kimileri bunu zafer olarak kabul etmişti. Güya, Müslüman Irak Halkını korumuştuk. Sonra, Kuzey Irak olgusu çıktı karşımıza. Oradan sızan PKK terörü, yüzlerce insanımızın hayatına mal oldu. Şimdi de, Müslüman Libya halkını koruyoruz. İşin tuhaf yanı, Araplar, bizi Müslüman görmüyorlar. Biz Laikiz.