BİZDE DURUM NEDEN VAHİM?

Bir millet; başkasının diliyle bilim, yine bir başkasının diniyle ilim yapmaya çalışarak çok fazla ileriye gidemez. Aynı şekilde başkasının uçağına binerek, yine bir başkasının arabasını kullanarak da dünyada etkin bir rol oynayamaz. Bunlardan daha da önemlisi kendini savunacak araçları, silahları yapmadığı sürece vatanını bağımsız bir şekilde savunamaz. Ya ne yapar? Kendine verilen sınırlar içinde döner dolaşır.

Kültürel yapaylık, edebi ufuklar açıp, kendi hayallerini göremeyenler başkalarının hayallerini görmeye, başkalarının idealleri uğruna çalışmaya mahkûm olurlar. Dünyada belki de kendi hayallerini gerçekleştirme mücadelesi içinde olan gerçekte pek az millet vardır ve 21. yüzyılda bilimin tüccarların emrinde olduğu, ilaç, enerji, silah, medya, gıda, teknoloji devlerinin sadece bir ya da birkaçının bütçesi, yüzlerce devletin bütçesi kadardır ki söz konusu milletlerin tarihe yapacakları katkıdan çok daha fazlasını yalnızca söz konusu şirketler yaparken, söz konusu şirketlerin yegâne amacının yalnızca “kâr” olduğu, “düz mantık” gereği bilindiğine ve kabul edildiğine göre; neye tam ve eksiksiz olarak inanmalıyız diye düşünmeden edemiyor insan…

21. yüzyıl insanı, sanıldığının aksine bence eski çağlara göre çok daha zavallı durumdadır. Benim düşüncem dediği hiçbir düşüncesi kendi düşüncesi olmayabilir, kendine dayatılan birçok düşünce kendi düşüncesi midir yoksa gerçekten kendi düşüncesidir de bizzat düşündüğü gibi yaşıyordur bundan emin değildir. Sorun da burada başlamaktadır. Herkes kesinlikle kendi dilediği hayatı yaşamaktadır…

Ya da yaşadığını sanmaktadır. Durum böyle olunca iç huzuru yakalaması mümkün görünmemektedir. Dünyada insan bu durumda en fazla kafa karışıklığı yaşayan canlı türü olarak tarihe geçmeye adaydır. Bizde durum sanrım daha da vahim.