İKİ YAZAR, İKİ KONU

Bugün iki tane kaliteli yazı okudum.1. yazı Mehmet Salkım tarafından yazılmış Türkiye’nin Darbeler Tarihi’dir.

Ben de aşağı yukarı aynı fikirdeyim. Çoğunlukla kulaktan duyulan bu konunun Türk gençliğine ders olarak öğretilmesi gereğidir. Çünkü bu konu etraflıca tartışılmadığı için, sağlıklı bir şekilde halen fikirler bir araya toparlanmadığı için millet anadan doğma, Menderes’çi, Adalet Partili, Demokrat Partili, Doğru Yolcu, MHP, CHP’li olabiliyorlar. Eğer tarihsel gerçekler ortaya kesinlikle tarafsız bir şekilde ortaya olarak konursa söz konusu efsaneler sona erer, insanlar akıllarıyla karar verir duruma gelirler. Nedense bu konuda darbelerin başlangıcının NATO sonrası başladığı ve hemen her askeri darbenin arkasında ABD, Brüksel bağlantısı kabul edilir. En son 12 Eylül sonrasında da kaçanların başka bir ülkeye değil, yine 15 Temmuz sonrasında olduğu gibi Almanya’ya kaçmalarının nedenleri dikkatle irdelenmelidir. Bir ülkenin vatandaşları bin yıl önceki tarihi de elli yıl önceki tarihi de pek doğru bir şekilde neden ve sonuçlarıyla öğrenmeli, bunlar her şeyden önce vatandaşlarca da talep edilmelidir. Ama bu olmayacak duaya “âmin” demek olur.

Diğer bir yazı da Rasih Hacıkadiroğlu tarafından yazılan İstiklal Savaş Bir Senaryo mu adlı çalışmadır: Bu çalışmaya göre olmasa da bu konu da artık düşünen beyinleri fazlasıyla meşgul etmektedir. Teknik konular derhal geçiştirilip bir din haline dönüştürülen tabu haline getirilen birçok konu gibi burada bazı konular bütüne parça parça yaklaşıldığında birçok soru işareti ortalıkta durmaktadır. Ancak elbette o günün şartlarında ekonomik kalkınma hamlelerinin halen aynı özgür düşünce ve irade ile yapılamayacak durumda oluşumuz, insana kimi zaman acaba, başka bir zaman da yok canım dedirtmektedir. Bugün iki yazar ilginç bir şekilde bu konuları işlemiş ve bazı soruların sorulmasına okundukları kadarıyla cevap aramış, buldukları cevapları yazmışlardır.