- Kategori
- Deneme
Bize insanlığımızı hatırlatan bir metin olarak Rudyard Kipling'in 'Adam gibi adam olmak' şiiri
Adam gibi adam olmak çok zor zanaattır çocuğum
Bazı metinleri sürekli olarak el altında tutmak, onları sık sık okumak, döne döne okumak, bir daha ve bir daha okumak gereklidir. Bu kabil okumalar, her inançtan insanın; hem lâiklerin, hem ateistlerin ve hem de yaşamı manevi, spiritüel, dini prizmaların süzgecinden geçirerek algılayanların başvurdukları çoklu tekrarlı pratikler biçiminde de olabilir.
Tasavvufta, sufilikte, dervişlikte, çile doldururken, zihni boşaltırken müracaat edilen vird, zikr, meditatif okuma gibi pratikler, bahsettiğim bağlamdaki çoklu tekrarlı okuma faaliyetlerindendir.
Kendi kendimizle mücadele ederken; egomuzu, nefsimizi, enemizi hesaba çekerken işe yarar bu metinler. Gündelik faaliyetlerimiz sırasında vicdanımızın pusulasını kaybettiğimizde, insafımızın terazisini yitirdiğimizde işte bu çeşit metinleri okumak adeta derde deva bir işlev görür.
Benim kişisel olarak böylesi metinlere ne zaman ihtiyaç duyduğuma gelince…
Zaman zaman yaptığım şahsi muhasebelerimin istisnasız hepsinin sonucunda şu yargıya varıyorum: zayıfım, eksiğim, kusurluyum, zavallıyım.
Biliyorum, bir yanım kötü, bir diğer yanım ise hasetliklerle dolu.
Bir şeyi başaramadım mı, ne yalan söyleyeyim, özellikle bazı bencil ruh hallerinin tesiri altındayken, başkalarının da ondan yüzünün akıyla çıkmasını pek de öyle memnuniyetle karşılayamadığım oluyor doğrusu.
Bazen arkadan konuşuyorum, kalp kırıyorum zaman zaman da.
Ne kadar yapmamaya özen göstersem de, içgüdüsel bir şekilde, güce meylettiğim, güçlüye yanaştığım anlar, olaylar oluyor haliyle.
Kimileyin de, hayatıma rehber kılmaya çalıştığım adalet, vicdan ve insaftan uzaklaştığımı fark ediyorum ve dehşete düşüyorum.
'Adamakıllı faaliyetlerin içinde ve bunların eli yüzü düzgün failleriyle birlikte olamıyorsam, 'tercih etmediğim fiillere ve faillere ne hacet, onlar benden uzak, şeytana yakın olsun! Bana esaslı fikirler yeter' diyemediğim; abuk subuk kişilerin ve saçma sapan işlerin iğvasına, cazibesine kapılmaktan kendimi alıkoyamadığım durumlar oluyor tabiatıyla.
Gereksiz, boş ve hatta ‘geyik muhabbeti’ bile denilemeyecek derecede düzeysiz, saçma sapan bir sohbetin bana daima şaşırtıcı gelmiş olan o garip çekiciliğine teslim oluveriyorum bazen de.
Boyuma posuma, cürmüme, cirmime bakmadan kocaman kocaman konuşuyorken bulmuyor muyum üstüne üstlük bir de kendimi kimileyin, işte o tür durumlarda, özelikle de o durumlarda mahcubiyetin o derin gayya kuyusunda debelendiğimi hissediyorum.
İşte bu kişilik deformasyonlarını sergilediğimde, bu ‘günahlar’ı işlediğimde müracaat ettiğim metinler, yazımın başından beri tarife çalıştığım türden şeylerdir.
İşte onlar benim vicdan pusulam, izan kerterizim, adalet terazim, insaf miyarım, sağduyu ölçümdür.
Onları okurum kendimden memnun olmadığım etraflı muhasebe ve derin pişmanlık anlarımda.
Okurum o metinleri, döne döne okurum, okuya okuya dönerim.
Allahtan varlar onlar.
Söz konusu metinlerden birisi Rudyard Kipling'in ‘Adam gibi adam olmak’ ya da 'Eğer' ismiyle bilinen şiiridir.
Hatırlayalım mı onu, hem de Bülent Ecevit’in çevirdiği haliyle olanını, ne dersiniz?
Adam Gibi Adam Olmak
Çevrende herkes şaşırsa bunu da senden bilse
sen aklı başında kalabilirsen eğer
herkes senden kuşku duyarken hem kuşkuya yer bırakır
hem kendine güvenebilirsen eğer
bekleyebilirsen usanmadan
yalanla karşılık vermezsen yalana
kendini evliya sanmadan
kin tutmayabilirsen kin tutana
düşlere kapılmadan düş kurabilir
yolunu saptırmadan düşünebilirsen eğer
ne kazandım diye sevinir
ne yıkıldım diye yerinir
ikisini de önem vermeyebilirsen eğer
söylediğin doğruyu ve gerçeği büken düzenbaz
kandırabilir diye safları dert edinmezsen
ömür verdiğin işler bozulsa da yılmaz ve
yeniden koyulabilirsen işe
döküp ortaya varını yoğunu
bir yazı turada yitirsen bile
yitirdiklerini dolamaksızın diline
baştan tutabilirsen yolunu
yüreğine, sinirine “dayan” diyecek
direncinden başka şeyin kalmasa da
herkesin bırakıp gittiği noktaya
sen dayanabilirsen tek başına
herkesle düşüp kalkıp yine de erdemli kalabilirsen
unutmayabilirsen halkı krallarla gezsen de
dost da düşmanda incitemezse seni
ne küçümser nede büyültürsen çevreni
her saatin her dakikasına
emeğini katarsan alın terine
hakçasına bölüşürsen vicdanındaki adaleti
her şeyiyle dünya önüne serilir
korktuğun yerde el öpmez
hükümran olduğun yerde ezmezsen
oğlum adam oldun demektir
üstelik ADAM GİBİ BİR ADAM.