Blog bahanesi ile izmir izlenimleri

İzmir buluşmasına katılamadım.

Hani şu blog alemine balıklama daldığımız günlerdeki gibi travma yaşıyor olsaydım her şeyi göze alıp gidebilirdim. Artık eskilerin deyişiyle yaş kemale erdiğinden mi nedir Ankara’da olmakla pek bir şey kaçırmadığımı düşünmeye başladım.

Bu blog sevdası, bıyıkları yeni terleyen delikanlının mahallenin alımlı kızına tutulduğunda kızaran yanaklarının mahcubiyeti ile, söyleyecek bir söz bulamayışını anımsatan bir durum yaşatıyor. Zaman sonra yanaklarındaki ergenlik sivilcelerini fark ediyorsunuz. Yetmiyor , bacakları da çarpık mı ne. Hımmm, gözleri mavi değilmiş anlaşılan. Derken diğerlerinden hiçbir farkı olmadığını görüp yaşadığınız hayal kırıklığı ile o ilk heyecanın hatırasına saygıdan düşlediğiniz sevgilinin resmini görerek devam diyorsunuz.

İzmir demiştik değil mi yazıya başlarken. Bana öyle geliyor ki o ilk heyecan ile çarpıyor olsaydı yüreğim benim gibi yüreği sersemleşmiş yüzlerle bir arada olmaktan mutluluk duyardım.

Ama gitmediğime pek üzülmedim canım. Şu bizim Eymir buluşmasının biraz daha kolektif bir senaryosunu yazıp uygulamış arkadaşlar. Tek farkı bizim editörya çiçek mi göndermiş ne. Şimdi bana öyle geliyor ki salt Eymir buluşmasını ikinci plana itmek için organizasyonun çoğunu üstlenen Pelin arkadaş kendi kendine göndermiş bile olabilir!

Şimdi tutup tek, tek kim nereye nasıl gitmiş diye blog arayacak halim yok. İlk yazıyı Pirimete döktürdü . İşi gücü blog yazmak zaten. Nerede muhabbet var orada bitiveriyor. Bizim Talip Bölükbaşı’nın bulgur pilavına bile herkesten önce gelmesinden çaktım ben davayı. Her ne kadar elçilikte filan çalışıyorum diye arada bir iki laf ediyorsa da inanmayın.

Akdenizli orada olmak isterdim gibi bir şeyler döktürmüş. Celal Çelik çok eğlenmiş katılmayanların çok şey kaçırdığını yazmış yeni tarz yazısında. Üstelik bizim fındığı sevmediğini söylemesine rağmen hepsini yemiş.Otur kardeşim oturduğun yerde biz senin fıstığına söz ediyor muyuz. Zaten tarz filan denemesine bakılırsa çatacak yer arıyor ya neyse.

Yazının iyisi kısa olanıdır. İzmirciler hepinizin eğlenmesine sevindim.Mahalledeki kızın sivilceli, çarpık bacaklı olması bir tarafa o ilk heyecanınızı kaybetmeyin e mi! Görüşmek üzere.