Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

22 Ağustos '09

 
Kategori
Blog
 

Blog yazarlığı...

Blog yazarlığı...
 


Blog sayfasında yazılarımı yazıyorum...

Kendi adımla kayıt olmadım...

Fotoğrafımı yayınlamadım...

Yazılarımı bazen yoruma kapadım.

Gelen mesajlarımı ''özel'' kabul edip sayfamda yer vermedim.


Bütün bunlar bana blog yönetiminin sağladığı olanaklar, kullandım.

Kimsenin başına ''müdür'' kesilmedim.

Kimseyi hizaya sokmaya kalkışmadım.

Her çeşit insanın canı nasıl isterse öyle yazacağını kabul ettim.

Yazılarını okudukça karşımdaki insanı çözebileceğimi gördüm.

İnsan, istediğini yazar ama içinde varolanlar da ''altyazı'' olarak geçer yazısının satır aralarında.

Herkes, hayat tecrübesine göre de okur.

Bunu böyle bildim.

Fikrine katılmadığım insana hakaret etmedim.

Ona karşı bir üstünlüğüm olduğunu iddia da etmedim.

Editörlerin onayından geçen bir yazı hakkında bilmişlik taslamadım.

Çalıntı bir yazıyı savunmadım.

Bu kadar kalabalık yazarların olduğu bir ortamda yoğunluktan gözden kaçsa da bir şekilde farkına varılacağına ve gereğinin yapılacağına inandım.

Yazar arkadaşlarımın emek hırsızlığına gösterdiği hassasiyeti takdir ettim.


Editörlerle mahalle kavgasına girmedim.

Blog sayfasının yazarların gönüllülüğü esasına dayandığını biliyorum.

Sayfanın bir medya kuruluşunun ticari bir ürünü olduğunun farkındayım.

Net üzerinden bloğun reytinglerinin önemli bir reklam geliri sağladığını görüyorum.

Buradaki her türlü tartışmanın, polemiğin ''tık'' sayısını arttırdığını anlıyorum.

Medyada bu tür alevli ortamların sevildiğini, getirisinin tatlı oluşu nedeniyle de fazla müdahale edilmediğini düşünüyorum.

Sayfanın yönetimin takdirine bağlı olarak istendiğinde kapatılacağını unutmuyorum.


Blogda yazıyor olmak, gazetede köşe yazıyor olmak değil, evet.

Biz, amatörce hayata dair düşündüklerini, söylemek istediklerini, hayat tecrübelerinin ışığında herkesle paylaşan insanlarız.


Beni burada yazmaya zorlayan yok.

Canım istediği için yazıyorum.

Canım istediği zaman yazıyorum.

Yeterince yoğun bir iş hayatım var.

Özel hayatımda tökezlediğim zamanlar da oldu.

Hayat bazen çok yoruyor, doğru.

Blog sayfası beni dinlendiriyor.


Keşfedilip yazar olma hayalim yok açıkçası.

Nefsimi körletiyorum diyeyim :)

Yazdıkça gelişiyorum.

Dilimi öğreniyorum.

Türkçeyi keşfediyorum.


Yazılarımı ooo nerelerde görüyorum.

Umurumda değil.

Bakıyorum bazen oralardaki yorumlara.

Beğenilmiş, birileri birşeyler öğrenmiş cahil kalemimden.

Mutlu oluyorum.

Telif hakkı neyim peşine düşemem.

Hangi birinle uğraşayım?

Değer mi?

İnsanlar çalıntı yazılarla tez hazırlayıp Prof. filan oluyor dünyada.

Vaktimi harcayamam yani.

Yazımı sitesine alan kişinin okuduğunu beğendiğini ve herkesle paylaşmak istediğini bilmek yetiyor bana.


Edebiyamızdaki ''La edri'' yazarlardan biri olarak kabul ediyorum kendimi.

O nedenle kendi adımı kullanmadım.

Resmimin olmasına da lüzum görmedim.

Yazılarımla yer alayım istedim burada.

Kaşım gözüm şöyle dursun, yazdıklarıma bakılsın istedim aynı zamanda.


Burası benim hayatımın sayfalarından biri.

Hayatı burada yaşamıyorum...

Öncelik listemin başında değil tabii ki :)

Beğenmeyen okumaz, ne yapalım :)

Hepsi bu :)
 
Toplam blog
: 403
: 1023
Kayıt tarihi
: 13.08.06
 
 

Kendi halinde biriyim, ziraat mühendisiyim. Emekli oldum ve kendi işimi kurdum. İzmir'de yaşıyoru..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara