Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Nisan '07

 
Kategori
Blog
 

Blog yazarlığım

Blog yazarlığım
 

Zannedersem üç buçuk ay kadar öncesiydi. Büyük kızıma aldığım bilgisayar ile birlikte internetin evime gireli daha iki ay olmuştu. Kızımdan arta kalan zamanlarında vaktimi internetin başında geçiriyordum. Artık evime gazete almıyor, güncel haberleri gazetelerin internet sitelerinde okumaya çalışıyordum. Arada bir de okuduğum haberlere yorum da yazıyordum. Derken Milliyet’in sitesinde Blog yazısı dikkatimi çekti. Nedir deyip üzerine tıklayıp baktığımda ne ile karşılaşayım. Milliyet bloğa yazılan yazılar, makaleler vardı. Bir kaçını okudum. Hoşuma da gitmedi değil hani. Çünkü burada çok değişik yazılar ilgimi çekmişti ve okumaya devam ettim.

Benimde bu yazılara ekleyeceğim olabilir miydi acaba?

Bazen yalnız kaldığımda kendi kendime günümü iyi ya da kötü bir şekilde yorumlar getirirdim. Eskiden de günlüğüm vardı. Günlükler kendime özel olsa bile bazen de çevremde ki insanlara okutmaktan zevk duyardım. Sonra nedense yazmaktan vazgeçtim. Vazgeçtiğim içindir ki günün yorumlarımı kendi kendime konuşarak yapardım. Burada bir hatırlatma yapayım "kendi kendine konuşana deli derler" ama küçüklüğümde konuşmalarım bazen anlaşılmıyor olmalı ki; o günlerden bu yana, o da kimse bana deli demesinler diye yalnız kalışlarımda kendi kendime konuşarak yapardım. Böylece konuşmalarımda da ilerleme kaydettim, Allah’a şükürler olsun.

Nihayetinde benim de bir şeyler yapıp, bir şeyler üretmem gerekiyordu. Düşüncelerimi dış dünyaya açma zamanı gelmişti ama nasıl? İşte o an Milliyet Blog imdadıma yetişti. Bilgisayarımda vardı ve elime bir fırsat geçmişti. Sonunda Milliyet Bloğa kaydolmaya karar verdim. Bundan sonrasını artık sizler biliyorsunuz. Gerekli yerlere girip formu doldurdum. Onun arkasından bir blog yazmalıydım. Çok sevdiğim bisiklet sporunu Türk milletine hem sevdirmek hem de bisikletin faydalarını anlatmak için parmaklarımı klavyenin üstünde gezdirmeye başladım. Güzel bir yazı olmuştu benim için (1). Yayına soktum. Beklemeye başladım. Yazım henüz yayınlanmamış üstelikte girişim onaylanmamıştı. İkinci blog da yazayım dedim ve hayatımda en nefret ettiğim sigaranın sağlığa olan zararlarını anlatmaya başladım (2). Yayına verdim epey bir zaman daha bekledim. Her seferinde kontrol ediyor, girişim henüz onaylanmadığını ve de bloglarımın da yayınlanmadığını görüyordum. Her halde kabul edilmedim diye düşünüp bu konuyla ilgilenmedim uzun bir zaman.

Sakın yanlış anlaşılmasın, bloglarımızı yayına veren editördeki arkadaşlara lafım değil. Her halde başvurularım inceleniyor diye düşündüm. Nihayetinde o giriş formunun doldurmasından tam iki ay sonra yani 3 Mart 2007 tarihinde blog girişim onaylanmış ve yazmış olduğum iki bloğumda yayınlanmış. Bundan benim haberim yoktu. Çünkü artık her seferinde kontrol etmiyordum. Adresime gelen posta iletisine de kontrol da etmiyordum derken, şeytan dürttü beni. Bak bakalım dedim. Amacım blog yazmak değil okumaktı. O sıra bir, iki blog okuduktan sonra kendi sayfama gireyim dedim.

İşte o an gördüklerime inanamadım. Girişimin kabulünü ve de yazılarımın yayında olduğunu hatta yazılarımı az da olsa okuyanların olduğunu fark ettim. Çok mutluydum artık ve başka bloglar yazmaya koyuldum... Bundan sonrasını artık sizler biliyorsunuz. Umarım beni tanıyorsunuzdur artık.

Dün de bir şeye daha şahit oldum. Aramızda olan bir arkadaşımızın yazmış olduğu blog bizlerin ne kadar yakın olduğumuzu, birbirimizi sevmeyi, birbirimize karşı rakip değil dost olmayı öğretti (3). Doğrusunu söylemek gerekirse o arkadaşımızın yazısını okumadan önce sizleri ben bir rakip olarak görüyordum. Hep ben biliyorum, ben yazmalıyım. Yorumlarım da tenkit unsuru oluşsun demiştim kendi kendime. Ama öyle değildi; senin de öğreneceğin çok şey var dedim Ahmet.

İyi de ben buradayım ve hepinizi çok seviyorum. Sizlerden çok şeyler öğrendim. Öğrenmenin yaşı yok derler ya, bende bu yaşımda, yani kırk yedi’sinde olmama rağmen bir şeyler öğrenmeye çalışıyorum ve öğrendiklerimin üstüne katarak fikirlerimi, düşüncelerimi beyan ediyorum. Bunu bilgisayar ve Internet üzerinden yaptığımı da belirtirim.

İşte blog yazarlığı böyle bir şey. Okumak, öğrenmek ve nihayetinde yazmak. Hadi hepimize kolay gelsin.

1: http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=20002

2: http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=22591

3: http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=33528

 
Toplam blog
: 540
: 3176
Kayıt tarihi
: 02.01.07
 
 

Hiç bir motorlu araca binmeyi sevemedim. Daha doğrusu sevdiremediler. Onun yerine iki tekerlekli ..