Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Ocak '12

 
Kategori
Blog
 

Blogger yazar, ne yazar?

Blogger yazar, ne yazar?
 

Logomuz, bizi temsil ediyor.


 Yazmak, beynimiz komutasında parmaklarımız ve tuşlarımızla birlikte çıktığımız bir yolculuktur.

Bu yolculukla beynimizin mevsimsel durumu okurlara sunulmaktadır.

Beynimiz baharsa, Milliyet bloglar gül bahçesi, yazarlar da gül fidanları...(nadiren ayrık otları),

Yaz mevsiminde deniz kum, güneş...

Sonbaharda dökülen yapraklarla birlikte ebediyen kaybettiklerimizdir gündemimiz,

Kışa gelince havalar soğumuştur. Kapanmışız sıcak odalara, kalmışız kendimizle...İşte bu durumda bize egemen olan kendi iç dünyamızdır.

Blog yazarı, dışarıda esen rüzgarın ardından yağan yağmurun bereket olarak canlılara geri döneceğini düşünüp şükreder. Şükrettikçe içini bir mutluluk kaplar...

Az evvel yağmaya başlayan karın bir süre sonra doğayı beyazlarla kapladığını görünce "aman Allah'ım bu ne güzellik" diye hayran hayran seyre dalar...Daldıkça gider bir yerlere, geçmişe, geleceğe, ama ille de güzel yerlere...Sonra esinleri gelir ve başlar blog yazmaya...

Hissettiği güzellikleri paylaşmak ister. O pozitif ruhundan taşanları üleşmek ister okurlarla...Yapısı böyledir, her daim güller açan gönlünü sığdıramadıkça içine, dizginleyemediği insancıl duygularını tuşları aracılığı ile yazar, yazar da yazar...

İşte bir blogger böyledir. (bana göre)

Blogger hissettiklerini yazar, hissetmediği bir şeyi yazmaya kalkarsa yavan olur, başarısız kalır...

Bloggerin yazılarında kendi yaşadıklarından kesitler vardır. Yazar, yaşadığı hoş olmayan şeyleri yazarken "ben" diyebilir mi?...Ali, Veli diye başkasına giydirerek yazar...(sonrasında kendileri teyit ediyorlar.)

Ama yaşamak istedikleri fakat bir türlü ulaşamadıkları ütopyalarını sanki yaşamışcasına "ben" diye yazarlar. Edebiyatın inceliğinde hangisinin gerçek, hangisinin gerçek dışı olduğu beyin süzgeci güçlü kişiler tarafından anlaşılmaktadır.

Milliyet bloglarda okur ve yazar olmak büyük ayrıcalık...Yazarken keyif alıyorsunuz, deşarj oluyorsunuz, okuyana keyif veriyorsunuz. Bu anlamda blog ortamının terapi merkezinden farkı var mı?

Sosyal aktivitelerin azaldığı, iletişimlerin kopma noktasına geldiği günümüzde, "kendimi boşlukta hissediyorum" diyenlere, Milliyet bloglarda yazmalarını tavsiye ediyorum.

Yazarken, sanal ortam diye, birilerini kırıp, incitmeye doğrudan veya ima yoluyla sataşma ve taciz hakkını sanal ortamın görünmezliğindeki karanlık güçten almamalarını öğütlüyorum.

Sanal yazı ortamının bir "itibar üretim yeri" özelliği taşımadığını, başkalarının omuzlarına basarak yükselmenin de mümkün olmadığı fikrinin belleklerde canlı tutulması gerektiğini vurguluyorum.

Bilhassa, ne niyetle yaklaşmak istediği bilinmeyen kuzu postuna bürünmüş kişilerle iletişime geçmeyiniz. Ve bir kez düşünün, "İllâ ki yüz yüze tanışmak" teklifleri ve israrları nedendir?

Son sıralarda gözlemlenen, sanal ortamı çıkar ilişkilerine yönlendirme çabalarını dikkate alarak, duygu sömürüleri ile merhamet duygularınızı harekete geçirmeyin, lütfen dikkat! derim...

Aksi durum, üyesi olduğumuz yazım sitesinin seviyesine ve saygınlığına gölge düşürmekten başka bir işe yaramaz...

Selam ve saygılarla...

Yurdagül Alkan.

 
Toplam blog
: 344
: 1671
Kayıt tarihi
: 09.04.09
 
 

Özel bir finans kuruluşundan emekliyim. Hayatın her aşamasını acısıyla tatlısıyla yaşamış biri ol..