Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Eylül '09

 
Kategori
İnternet
 

Bloglar arasında bir gezintiye var mısınız?

Bloglar arasında bir gezintiye var mısınız?
 

Biz blog yazarlarının farkı bu olsa gerek.
Yani bizleri gazete yazarlarından ayıran tek özelliğimiz.
Yani gerektiğinde hüngür hüngür ağlatan, yada gerektiğinde kıkır kıkır güldüren yazılar yazmak!
Yazarken de, okurken de!
Düşündüren gerektiğinde!
Öğreten, yada hatırlatan, unutulmaya yüz tutmuş bilindik şeyleri!
Kelepçelenmiş yaşanmışlıkları ortalık yere seren, çarşaf çarşaf!
Herkesin kendisinden bir şeyler bulduğu, hayattan kareler.
Tıpkı şu satırların anlattığı gibi;

Çocuksu duyguların yaşandığı bir dönem de, bilmem kaçıncı yeni evimiz eski bir apartmanın bodrum katında iki odalı bir yerdi.

Olsun varsın, onlarca gecekondu ev sonrasında apartman dairesinde oturuyorduk ya!

Ama giriş kattaki Hayrünnisa teyzenin kızı çok kasıntıydı.

Bir üstümüzde oturuyor olmak farkı için çok insafsızca bir davranış değil miydi?

Karşı apartmanın duvarını görmek ya da bahçe duvarını görmek, farkeder miydi?

Adının gül olduğunu öğrenmiştim, hatır için bile olsa hiç gülünmez miydi?

Kanarya sesi çıkaran zilimiz bile vardı oysa!

Bize ait olan depo dış kapımızın hemen yanındaydı.

Orasını kendime oda olarak hazırlamayı bile düşündüğüm anlar olmuştu.

Şiirler yazardım gül için.

Ferdi Tayfur dinlerdim sabahlara kadar.

Ağlardım kimseler göremezdi.

Annem seslendiğinde gözlerimi kolumla siliverirdim hemencecik.

Hem depoyu evimize kattığımızda oda sayımız çoğalırdı o zaman!

Diğer daireler kadar büyüklüğe sahip olurduk.

Ama ya bodrum kat gerçeği ne olacak?

O kızın bakışları değişecek miydi o zaman?

Kim bilir?

Onların bir üst katındaki daire boşalmış diye duymuştum.

Arka cepheye bakıyormuş ama olsun.

Balkonu var ya, o bile yeter.

Hayrünnisa teyzeler giriş katta, ama balkonları yok.

Birinci katın kirası ödemekte olduğumuzun iki katıydı, ama olsun.

Sevgi dolu bakışları için değerdi..

Oraya taşınmak için anneme yalvardım bir umutla!

Beni kırmamıştı!

Ama bu defa da kıskançlıktan somurtkan bir yüz ifadesi takınmıştı gül.

Hem o liseyi bitirmiş!

Hem de şımarmayı hakedecek kadar çok güzeldi.

Hem tahsilliymiş, demek ki havası boş yere değil!

Olsun varsın, ben dışarıdan lise bitirme sınavlarına da girerim.

Ama ya yine beğenmezse?

Boş yere okumuş olurum.

Okuyupta ne yapacağım ona aşkım olmasa!

Mesleğim var ya işte ne güzel.

Bir gülüverse, sadece bir defalık.

Üniversiteyi kazanmam işten bile değil.

Yeterki ben merhaba dediğimde kafasını çevirmesin.

Parklarda sabahlamam o zaman.


Blognot; kalemimden bir enstantane nakletmek istedim, her zaman olduğu gibi, affınıza sığınarak...

 
Toplam blog
: 1021
: 1607
Kayıt tarihi
: 19.10.07
 
 

Çok eski olmayan bir tarihte tıpkı sizler gibi Melek'lere gülümsermişim uykulu hallerimde!  ..