- Kategori
- Gündelik Yaşam
Borç istemek zordu, bankalar sayesinde kurtulduk
Belki de bankaların tek faydası bu oldu. Gerçi bedel ödettiler ama ona buna avuç açmaktan kurtulduk. Neydi o günler ya… Bu utançları yaşamamış tuzu kurular tebessüm edebilir ama biz yoksular için hatırlamak istemediğimiz günler.
Ya akılsızlığımızdan/tutumsuzluğumuzdan ya da yetmediği için ciğeri beş para etmez insanlara boyun eğdik. Borç almak için yalvarıp dil döktük. Yok dediler, vermediler, kovdular, azarladılar. Hem de kim, en yakın amcan dayın!
Bakkala çakala borç istemeye giderdik. Bazısı utanıp gidemez karısını ya da çocuğunu yollardı. Adamın karısına çirkin teklifler yapıldığını duyardık.
Ben “şeyimi keser yer kasaba minnet etmem” diyenlerdendim ya ev arsa almak zorunda kaldığımda (20 yıl kirada oturdum) borç istedim. İsteyip de işte atla deve değil birkaç kuruşum çıkışmadı. Baba fakir, aile yoksul ama işim var çalışıyorum, ödeyebilirim. Hiç kimseden alamadım. Oysa dörtdörtlük güvenilir bir insandım. Dertleri bu değildi. Ev ocak sahibi olmamı istemiyorlardı. Amca dayı dediğim bu adamların kiralarda sürünmem hoşlarına gidiyordu.
Gün oldu devran döndü. Onlar bana muhtaç kaldılar. Ve utanmadan yüzsüzce gelip para istediler. Daha önce hiçbir şey olmamış gibi çıkarıp verdim.
Bankalara kızıyoruz, iliğimizi sömürdüler ama ona buna avuç açmaktan kurtulduk. Borç istemek, kapılardan kovulmak çok zor. Oldu ya ödeyemedin, adamla karşılaşmayayım diye yolunu değiştir. Bu ülkenin yoksulları bütün bunları yaşadık biz.
Şimdi elimizde kart ne kadar ihtiyacımız varsa çekiyoruz. Paramız olmasa bile markete bakkala girip alışveriş ediyoruz. Para stresi yaşamıyoruz. Tabii ki kazık sonradan bize… Ve yine tabii ki parası olana.
Kimse halimizi bilmez, yaşayan bilir. Denize düşen yılana sarılır gibi bankaların kazığına sarıldık. Siz anlamazsınız, çoğuna nimet gibi geldi. Elbette bunun büyük bedeli var. Kapitalist sistem çok acımasız. Bankalar bizi yiyip bitirecek. Ama borç istemek de ölümden beterdi. İnsanlar çok kötüydü. Parası olduğu halde çocuğunu hastaneye götürürken bile vermezlerdi. Bunları ben yaşadım, çevremde gördüm. Halkımın çektiklerini bire bir ben de çektim.