- Kategori
- Futbol
Bosna' da bırakılan umutlar

Estonya maçındaki futbol keyif vermişti hepimize. İleriye dair umutlanmıştık. Bu maçtaki futbol ile umutlarımız adeta çimlere gömüdü. Kötülerin gecesiydi bu gece. Tuncay, Gökhan ve Hamit başta olmak üzere, tüm takım döküldü desek yeridir. Nasıl dökülmesin? Hocası sahadan atılan takımın oyuncularından ne bekleyeceğiz ki? Terim' in gereksiz agresifliği takımı da gerdi. Hatalı takım kurgusu rakibin geniş alanlarda rahatça top yapmasına imkan verdi. Elindeki kadroyu bu maçta oldukça hatalı kullandı. Takım tertibi ve oyuncu seçimleri doğru değildi. Kendi sahanda Estonya gibi vasat bir takıma Sercan gibi hızlı bir kontra atak adamı ile başlarken, kontra atak futbolu oynaman gereken bir deplasmanda ağır Semih ile başlıyorsun. Gökhan Gönül bırakın milli takımı, futbol hayatının en kötü maçlarından birini oynadı. Belki de bu performansın en büyük nedeni yorgunluğu. Bu kadar üst üste maç oynaması ve hem Fenerbahçe' de hem de Milli Takımda sağ kanadı başlı başına sahiplenmek durumunda kalması Gökhan' ı mental olarak çökertmiş. Bu maçta yorgun Gökhan yerine Sabri ile başlanabilirdi. Diğer bir hata ise Trabzonspor gibi ligde başarısız bir takımın ön liberosu ile maça başlayıp, lider Galatasaray' ın belki de en formda adamlarından biri olan, orta saha dinamosu Mustafa Sarp 'ın dışarıda bırakılmasıydı.
Milli takımın en iyi adamları gene Arda, Emre ve Servet oldu. Üçü de özverili ve akıllı oynadılar. Özellikle Arda geliştirdiğimiz tüm tehlikeli akınların mimarıydı. Tuncay, Semih ve Gökhan bu kadar savruk olmasalar, golün gelmesi içten bile değildi. Kaçan golleri düşününce insan üzülüyor. Kendi takımında Baros, Kewell, Keita gibi adamlarla oynamaya alışkın olan Arda' nın bazı dakikalarda bu beceriksizliklere isyan ettiğini gördük. Sonuna kadar da haklıydı. Daha 5. dakikada gelen erken golün bizi rahatlatması gerekirken, tam tersi gerginleştik. Bunda saa kenarındaki Terim' in de rolü büyüktü. Bosna' nın hocasını izleyince aradaki farkı net bir şekilde gördük. Bosna sakin, akıllı ve düşük tempolu bir oyunu Türkiye' ye adeta kabul ettirdi.
Bundan sonra ne olur bilmiyorum. Biz tüm maçlarımızı kazanıp, Bosna' nın puan kaybetmesini bekleyeceğiz. Ancak zor. Bosna iyi takım, bizim oyuncularımızdan iyi bazı oyuncuları da var. Yani kesinlikle kolay lokma değillerdi ve bizim bunu da kabul etmemiz gerekiyor. Bosna 5 -10 yıl önceki acemiler mangası değil. 4 puan önemli bir fark. Bu avantajı kaybedeceklerine inanmıyorum. Ancak bu yarışmanın sonu ne olursa olsun Türkiye artık Fatih Terim defterini sonsuza dek kapatmalıdır. Hem milli takımımıza hem de Fatih hocaya yazık oluyor. Doku uyuşmazlığı açıkça ortada. Hocamız da yıpranıyor. Milli takımın ciddi bir kan değişimine ihtiyacı var. Geleceği şimdiden planlamak önemli. Dediğim gibi işimiz cidden şansa kaldı. Umarım şans yüzümüze güler.
Bu blog Milliyet.com.tr sitesinden 110 kez görüntülenmiştir
Bu blog Canlı Maç Anlatımı sayfamızda da yayınlanmaktadır