- Kategori
- Futbol
Denizli' den masallar

Galatasaray tam da beklediğimiz gibi milli takımdan dönen önemli oyuncularının yorgunluğu ile maç boyu varlık gösteremedi. Sezon başından bu yana oynadıkları en kötü futbol bu. Yine de farklı kazanmayı bildiler. Bu kadar kötü futbolla bu maçta farklı galip gelen bir takımın bileği kolay kolay bükülmez, bükülemez. Beşiktaş son 11 yıldır Ali Sami Yen' de yenemediği ve bu kadar kötü yakaladığı Galatasaray'ı yenmek adına elinden geleni yapmasına rağmen, tarihi bir fark yedi. Maç öncesi analizimizde Beşiktaşın maçı kazanmaya yakın taraf olduğunu belirtmiştik. Ancak bir faktörü göz ardı etmişiz. Sayın Denizli' yi! Tello, Holosko, Bobo, Nobre, Fink gibi önemli oyuncuları kenarda tutup, maça sakatlıktan yeni çıkan Yusuf, güçsüz Serdar Özkan ve formsuz Nihat ile başlaması, tahminlerimizi alt üst etti. Kadroyu görünce Rijkaard gibi bende şaşırdım. Durumu anlamaya çalışmak, hoca hatalıydı demek, hocayı eleştirmek anlam taşımıyor. Beşiktaşlılar kızmakta haklı. Ama hoca bu! Hep buydu! Başarılı olduğu seneleri hep başarısız olduğu seneler takip etti. Galatasaray'da da böyleydi, Fenerbahçe' de de böyle oldu. Beşiktaş' lı oyuncular ellerinden geleni yaptılar, bu mağlubiyetin faturası onlara kesilmemeli. Koskoca 45 dakikayı güçlü Galatasaray orta sahasına karşı tek ön libero ile oynamak gibi bir çılgınlığı ancak Mustafa Hoca gibi bir futbol dehası göze alabilirdi. Ne amaçlamıştı Mustafa Hoca?
Belli ki Tabata, Nihat, Serdar ve Yusuf gibi birebir adam geçme özelliği olan, ancak takım savunmasına katkısı sınırlı adamlarla oynayarak, hücum ağırlıklı bir taktikle sahaya çıkmayı hedeflemişti. Kafasındaki düşünce şuydu; bu Galatasaray' ı savunma ağırlıklı futbol ile yenemezsin! Hücum futbolu oynamalı, gol ya da goller bulup, ikinci yarı oyuncu değişiklikleri ile daha diri ve defansif bir takımı sahaya sürmek! Bu plan tutmadı, tutmamasında elbette ki Rüştü 'nün payı büyük. Serdar' ın büyük beceriksizliklerinin (ya da şanssızlık diyelim) payı büyük. Ama aslan payı yine Denizli' nin. Kumarı tutmadı, sürpriz yapmak istedi ve yapmayı da başardı! Hepimizi şaşırttı. Beşiktaş' ın en çok koşan 5 adamı ortalamada 10.000 metrenin üzerinde koşmuşlar. Pas yüzdeleri fena değil. Pozisyona da girdiler. Beşiktaş taraftarı futbolcusuna kızmamalı. Kumarı oynayan onlar değil; onlar ellerinden geleni yaptılar. Peki şimdi ne olacak?
Kimse lig uzun maraton falan diye düşünmesin. Bizce bu iş bitti. Bunu 9 puanlık farktan dolayı söylemiyoruz. Futbol adına geleceğe dair olumlu hiçbir sinyal vermeyen sayın Denizli' yi düşünerek söylüyoruz. Hırslanmış bir ruh hali ve nemli gözlerle yaptığı basın toplantısında "bu futbolla biz İnönüde Galatasaray' ı yeneriz. O sebeple fark 9 değil, 6 puan" dedi. Denizli' yi sever ve sayarım. Futbol bilgisine, başarılarına büyük saygı duyarım. Adam gibi adamdır. Dediklerini yürekten inanarak söylediğine de eminim. Ama birkaç haftadır içinde bulunduğu ruh halini iyi görmüyorum. Kimse de görmüyor. Beşiktaş Denizli' ye, Denizli' de Beşiktaşa daha fazla acı çektirmeden bu işi bitirmek gerek. Sinyalleri alınca gereğini yapmak gerekiyor. Gereksiz inat, herkesi üzecek. İşte geçen seneki Fenerbahçe ve Aragones örneği ortada. Sayın Yıldırım inat etti, sonuçlar ortada! Beşiktaş' ın kadrosu iyi, yönetimi iyi trasnferler yaptı, taraftarı uzun zamandır ilk defa bu kadar motive. Toparlanmanın imkansız olacağı noktalara gitmeden gereğini yapmak gerek. Yapılmaz ise ne mi olur?
Yazık olur... Bizden söylemesi..
Not: Galatasaray' lı dostlar beni arayıp, mesaj atıyorlar. Beşiktaş kazanır dedin bilemedin diyorlar. Evet bilemedim. Galatasaray' ın kötü oyununu öngördüm ama Beşiktaş' ın kadro sürprizini öngöremedim. Futbolun güzelliği de burada. Galatasaray' lı dostları tebrik ediyorum.
Belli ki Tabata, Nihat, Serdar ve Yusuf gibi birebir adam geçme özelliği olan, ancak takım savunmasına katkısı sınırlı adamlarla oynayarak, hücum ağırlıklı bir taktikle sahaya çıkmayı hedeflemişti. Kafasındaki düşünce şuydu; bu Galatasaray' ı savunma ağırlıklı futbol ile yenemezsin! Hücum futbolu oynamalı, gol ya da goller bulup, ikinci yarı oyuncu değişiklikleri ile daha diri ve defansif bir takımı sahaya sürmek! Bu plan tutmadı, tutmamasında elbette ki Rüştü 'nün payı büyük. Serdar' ın büyük beceriksizliklerinin (ya da şanssızlık diyelim) payı büyük. Ama aslan payı yine Denizli' nin. Kumarı tutmadı, sürpriz yapmak istedi ve yapmayı da başardı! Hepimizi şaşırttı. Beşiktaş' ın en çok koşan 5 adamı ortalamada 10.000 metrenin üzerinde koşmuşlar. Pas yüzdeleri fena değil. Pozisyona da girdiler. Beşiktaş taraftarı futbolcusuna kızmamalı. Kumarı oynayan onlar değil; onlar ellerinden geleni yaptılar. Peki şimdi ne olacak?
Kimse lig uzun maraton falan diye düşünmesin. Bizce bu iş bitti. Bunu 9 puanlık farktan dolayı söylemiyoruz. Futbol adına geleceğe dair olumlu hiçbir sinyal vermeyen sayın Denizli' yi düşünerek söylüyoruz. Hırslanmış bir ruh hali ve nemli gözlerle yaptığı basın toplantısında "bu futbolla biz İnönüde Galatasaray' ı yeneriz. O sebeple fark 9 değil, 6 puan" dedi. Denizli' yi sever ve sayarım. Futbol bilgisine, başarılarına büyük saygı duyarım. Adam gibi adamdır. Dediklerini yürekten inanarak söylediğine de eminim. Ama birkaç haftadır içinde bulunduğu ruh halini iyi görmüyorum. Kimse de görmüyor. Beşiktaş Denizli' ye, Denizli' de Beşiktaşa daha fazla acı çektirmeden bu işi bitirmek gerek. Sinyalleri alınca gereğini yapmak gerekiyor. Gereksiz inat, herkesi üzecek. İşte geçen seneki Fenerbahçe ve Aragones örneği ortada. Sayın Yıldırım inat etti, sonuçlar ortada! Beşiktaş' ın kadrosu iyi, yönetimi iyi trasnferler yaptı, taraftarı uzun zamandır ilk defa bu kadar motive. Toparlanmanın imkansız olacağı noktalara gitmeden gereğini yapmak gerek. Yapılmaz ise ne mi olur?
Yazık olur... Bizden söylemesi..
Not: Galatasaray' lı dostlar beni arayıp, mesaj atıyorlar. Beşiktaş kazanır dedin bilemedin diyorlar. Evet bilemedim. Galatasaray' ın kötü oyununu öngördüm ama Beşiktaş' ın kadro sürprizini öngöremedim. Futbolun güzelliği de burada. Galatasaray' lı dostları tebrik ediyorum.