Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Ağustos '09

 
Kategori
Güncel
 

Bu dünyadan, ''Sarkis Amca'' da geçti...

Bu dünyadan, ''Sarkis Amca'' da geçti...
 

Bir efsane:''Sarkis Varbed...'' / (1919-2009...)


Sarkis Çerkezyan... Güzel insan... Bir eski, sağlam tüfek!... Sözde değil, özde kominist yani... Hem sağlam , bilge bir kominist, hem de bu topraklara yakışacak şekilde tam bir Ermeni!... Üreten ve bütün ürettiklerinin arkasında duran ve paylaşan!... Bir ''Ürün'' dostu... Bir dünya insanı, aydınlık bir dünya aydını... Topraktan, ateşten sudan, demirden doğanların dostu; ''Sarkis Amca''!... Ermenilerin Sarkis Varbed'i, yani Sarkis Usta'sı... Koministlerin de ''Sarkis Yoldaşı''... Sanki tarih yazmak için, yeryüzüne inen bir insanoğlu...

Yeryüzünde konakladı, ürün ve ün bıraktı, gitti...

Sarkis Çerkezyan, imparatorluğun alt üst oluş dönemlerinde, 1916 yılının mayıs ayında, bir muhacir çocuğu ve kardeşini tehcir yollarında kaybetmiş bir küçük kardeş olarak Suriye'de ; Halep'in Cebul köyünde, zor şartlarda dünyaya geldi!... Şeref ve hasiyeti dışında, bütün maddi gücünü bu trajik süreçte siyaseten kaybetmiş banker bir babanın, öğretmen bir annenin oğlu olarak ve bir deve ahırında ağlayarak...

Kayseri Talas'dan , Karaman, Konya Ereğli, ardından zorunlu bir Suriye Halep yaşamı, yeniden Ereğli'ye dönüş ve ardından ekonomik zorluk ve zorunluluktan, İstanbul; tekrar Ereğli ve en son gene İstanbul Kumkapı'da, babadan uzakta(!), yaşamını sürdüren Anadolu'lu bir ailenin yaşam yolculuğu...

Emperyalistlerin Berlin konferansıyla bu toprakları parçalayıp kendi çıkarlarına göre yeniden yapılandırmaya başladıkları zamanlardaydı; varoluşunun başlangıç yılları... O yüzden çocukluğu, birçok mazlum çocuk gibi, bir trajedi içinde geçti!...

Gerek Ereğli ve gerekse İstanbul'daki yaşam koşulları, ailenin de istemesine ve İstanbul'da annesinin canını dişine takmasına rağmen, onun istediği eğitimi tam olarak almasına olanak tanımadı... Yoksulluktan, Getronagan lisesini bitiremedi ama, yaşam ünüversitesinden birincilikle diploma aldı!... Sanatı, edebiyatı ve sınıf bilimini ve tarihini öğrendi; ve etrafındaki ilerici gençlerle her şekilde paylaşmasını da bildi... O bir şairdi...

Herşeyi doğal olarak, insanlarla paylaşmasını bilen, toplumcu genleri özünde taşıyan, soylu eşi Ağavni Mayrik'le olan aşkları da ilerde bir başka yazı konusu olur belki; ve paylaşılan namuslu, enternasyonalist yaşamları!...

II.Büyük Savaş'da, 1941 yazı başında, yakın siyasi geçmişe uygun bir politika gereği , uygun yaşlardaki(!) 1897-1917 yılları arasında doğan yirmi yıllık bir tertip; tüm azınlık erkekleriyle birlikte, sözümona asker olarak dört yıl boyunca askeri kamplarda ağır koşullarda çalıştırıldı!... Yani Sarkis Usta, babası yaşındaki adamlarla beraber sözümona askerlik yaptı; taş kırdı ve sırtında taşıdı!...

İsmet Paşa, mili şef; bir ''İttihak ve Terakki'' geleneğiyle, Anadolu , Trakya ve İstanbul'da kalan, bu güzel coğrafyaya renk ve canlılık veren son azınlık erkeklerini , biraz da milli burjuvaziyi pekiştirmek amacıyla, silindir gibi ezmeye devam etti!... Arkasından gelen takipçileri de, İngilizlerin manevi desteğinde, üretilen 6-7 eylül olaylarında bu rengin azalan ışıklarını biraz daha söndürdü... Bu gün , bu coğrafyadaki zavallılık ve toplumsal bağnazlık ve de ışık ve renk fakirliliği, o günlerden gelen kronik ahmaklığın günümüzdeki tezahürüdür...

Sarkis Usta, marangozluk mesleğini icra ederken, belki de bir okul arkadaşının marifetiyle illagel TKP'ye üye oldu ve ölünceye kadar da bu ülküden vazgeçmedi!...Ve bazen siyasi idealleri uğruna ailesini bile geri plana atmak zorunda kaldı!... 1960'lı yıllarda TİP Eminönü bölgesinde, birçok illegal TKP'li gibi, aktif bir şekilde görev aldı...Kumkapı esnafını ve gençlerini siyaseten örgütlemeyi başardı ve süreçte doğal toplumcu(!) eşinin katkılarından da her zaman büyük bir destek gördü...

Bu insancıl eş; doğu ve güneydoğudan gelen felakete uğramış Ermeni ve Kürt insanlarına gücü ötesinde son derece kişisel ve özveriye dayanan maddi ve manevi destekler vererek, iyi insan kavramını yükseklere taşımasını bilen bir erdeme sahipti...

Sarkis Usta, sonuna kadar ideolojisini ve partisi savunmasını bildi... O gerçek ve doğal bir yoldaştı!...

TKP örgütlenmesine sınıf disiplini içinde katkı sunmaya çalışan Sarkis Usta, partinin 1973 yılında yeni genel sekreteri İ.Bilen'le başlattığı yeni atılım döneminde, örgütün merkez organı ''Atılım'ı, marangoz dükkanında, Bolşeviklerin gizli basılan İskra'sı gibi, Viladimir İlyiç'in yöntemiyle gizlice ve yakalanmadan basma marifetini de gösterecekti!... 12 Mart ve 12 Eylül'ün karanlık günlerinden dirençle, başarıyla çıkmasını bildi...

Sözünü gerektiğinde esirgemesini bilmez, sakınmaz biriydi.. Ermeni sorununda da, bildiğini, yaşadığını, hissettiğini söylemekten hiç çekinmedi...

Şansı vardı da; bu yüzden, bir ara, ''beyaz bir Renault''un kazasına kurban gitmekten kurtuldu...

Hrant Dink için de, şunları söylemişti:


Hrant’ı orada (Agos'da...)görürdüm. Özgür düşenen bir insandı. Yazık oldu çocuğa. Memlekete zararlı bir adam değildi. ‘Türklüğe hakaret etmiş’! Nereden çıkarıyorlar bunları? Biraz muhalefet yaparsan götürüyorlar seni işte. Bunu yapanlar kılıfını hazırlamıştır. Kafaya koymuşlar adamı ortadan kaldırmayı, kime anlatacaksın meramını?

Yalnız Hrant değil ki! Kaç tane Türk gazeteci de öldürüldü. 91 yıldır hiçbir şey değişmedi. Görüyorsunuz iktidarlardaki zihniyet hep aynı. O eski İttihatçı kafa. Talat’ı, Enver’i Niyazi’si... İsmet İnönü ve Celal Bayar da İttihatçıydı. Birinin bıraktığı yerden öbürü başlıyor, mantık aynı!...''

Sarkis Amca'nın bu dünyada bıraktığı izi anlayabilmek için, onun bu günlerde 3.baskısının sürdürüldüğü bir anılar kitabı; '' Dünya Hepimize Yeter''i bulup, okumak gerekiyor.


Toprağı nurla dolsun.Dünya halklarının başı sağolsun.


7 Ağustos 2009 / Tarabya,

 
Toplam blog
: 392
: 4592
Kayıt tarihi
: 12.03.07
 
 

İstanbul doğumluyum. Sağlıklı beslenme, yüzme, doğada yürüyüş ve çevre özel ilgi alanlarım. Şiiri ve..