Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Kasım '08

 
Kategori
Futbol
 

Bu fener söner

Bu fener söner
 

Ankara 19 Mayıs stadının suni çiminde Türkiye Futbol Federasyonu tarafından atanan bir hakemle oynanan maç kuşkusuz bu atmanın gölgesinde kalacaktı. Kaldı da. Bu maça ilişkin akılda kalan ne var diye sorsalar maçtan günler sonra, akılda kalan tek şey Halis Özkahya Fırat Aydınus değişikliği olacak. Bu maçla ilgili başka hatırlanacak hiçbir şey yok maalesef.

Beşiktaş’ın Fırat Aydınus ile çıktığı Fenerbahçe maçlarında şansının tutmadığı hatta bizzat yönetim tarafından Aydınus’un istenmediğini bildiren deklerasyonların resmi internet sitelerinden yayımlandığını bilmeyenimiz yok. Her ne kadar Fırat Aydınus MHK tarafından önümüzdeki hafta oynanacak derbi için dinlendirilme istensede malum organizasyonla bu engellendi ve bir anda Halis Özkahya dinlenen hakem statüsüne girdi. Bu durumda derbiyi büyük bir ihtimalle Halis Özkahya yönetecek. Kaldı ki Halis Özkahya bugüne kadar yönettiği son dört Fenerbahçe maçında da skandal sayılabilecek yönetimlere imza atmış biri. Bu açıdan Fenerbahçenin bu maça Halis hocayı özellikle istiyormuş hikayesini ortaya atanlara ve bu hikayeye kananlara şaşmamak mümkün değil.

Netice itibariyle maç golsüz ve pozisyonsuz sona erdi. Doğal olarak da akılda kalacak tek şey de bu atama olacak.

Gelelim Fenerbahçe’ ye. Her ne kadar maç öncesinde kadrolara baktıktan sonra bu maçı farklı kazanacağını düşünsemde, daha maçın onbeşinci dakikasında gerçekler tekrar kabak gibi göz önüne çıktı. Neydi hepimizi yanıltan şey. İki hafta üst üste Galatasaray ve Ankaraspor’a karşı alınan galibiyetler. Hepimiz artık takımın oturmaya başladığını ve çıkışa geçtiğini düşünmeye başladık. Oysa gözümüzün önünde duran bir gerçek vardı. Galatasaray maçında golleri Selçuk ve Lugano, Ankaraspor maçında ise Roberto Carlos ve Lugano duran toplardan atmışlardı. Yani bu takımın hücum anlamında bir üretkenliği yok. Olamaz da.

Neden mi? Aragones olduğu sürece bu mümkün değil. Kimse kendini kandırmasın. Aragones oyuncuları tam anlamıyla birer robota döndürmüş. Yaratıcılıklarını tamamen ortada kaldırmış. Yaratıcılığını kullanmaya çalışanı da Kazım örneğinde ya da Uğur Boral örneğinde olduğu gibi aynen takımdan kesiyor.

Fenerbahçe de hiçbir oyuncu inisiyatif almıyor. Mümkün mertebe topu sağında ya da solunda bulunan en yakın oyuncuya veriyor. Topla adam geçmeye çalışan bir Allahın kulu yok takımda. Alex dahil. Ve ben bunun için oyuncuları suçlamıyorum. Çünkü Dedeleri böyle istiyor.

Doksan dakika boyunca bir takımın bir pozisyonu olmaz mı ya? Hocanız Aragones ise olmaz. Sanki pas idmanı yapıyor takım sahada. İki kişi ortada altı kişi de bu iki kişiye top kaptırmama adına tek pasla paslaşıyor. Malum topa da sahipler. İyi hoş güzel de birileri futbolun esasen soccer yani skor oyunu olduğunu dedelerine anlatmalı. İstersen topla doksan dakika sen oyna. Kimse sana bu yüzden üç puan vermez.

Fenerbahçe ile oynayacak olan herhangi bir takımın başına geçsem ki bu takım hangi takım olursa olsun iddia ediyorum yenilmem. Yenerim diyemem ama yenilmem derim. O kadar basit ki, sadece topa ve topun gidebileceği alandaki oyunculara alan savunması yaparak Fenerbahçeyi kilitlemek mümkün. Tıpkı bugün Ünal Karaman’ın yaptığı gibi.

Bu blog Canlı Maç Anlatımı sayfamızda da yayınlanmaktadır

 
Toplam blog
: 85
: 1006
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

1971 yılında Ankara'da doğdum. İzmir'de yaşıyorum. En büyük tutkum FutBol. Ve tabi ki Fut-Bol da bil..