Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Mayıs '09

 
Kategori
Siyaset
 

Bu iş "sınırımızı" bozuyor!

Bu iş "sınırımızı" bozuyor!
 

Resim: www.milliyet.com.tr


877 km. ile Türkiye'nin en uzun kara sınırı olan Türkiye-Suriye Sınırı mayınlardan temizlenecek. 1952 yılında sınır boyunca döşenen mayınların bulunduğu arazi 3, 5 milyon dönüm büyüklüğünde. Kaçakçılığı önlemek amacıyla döşenen mayınlar o yıllarda, oradaki halkın toprakları kamulaştırılarak oraya döşendi. Bugün ise o mayınlar temizlenmek isteniyor! Peki bu mayınları kim temizleyecek? Oradaki toprakların akıbeti ne olacak?

Türkiye'nin büyük çoğunluğu çok büyük masraflar gerektirmesine rağmen mayınları bizim temizlememizden ve üzerinde yıllardır tarım yapılmadığı için birinci derecede kaliteli toprakların tarım arazisi olarak kullanılmasından ve oradaki halkın kalkınmasına bu şekilde katkıda bulunulmasından yana. Ama Başbakan Erdoğan öyle demiyor.

Bu mayınların temizlenmesi görevi yabancı bir şirkete, her şeyi açık-seçik söylemek gerekirse; yakın zaman önce "one minute" diyerek meydan okuduğumuz İsrail'e verilecek. Üstelik 3, 5 milyon dönüm arazi yani Türkiye-Suriye sınırının tamamı, mayınların temizlenme süreci de dahil olmak üzere 44 yıllığına İsrail'e verilecek. Başka bir deyişle satılacak ve sonra siz kalkıp masraftan, hakimiyetten, sınır güvenliğinden bahsedeceksiniz.

Olmaz Sayın Başbakan, One minute..!

"Daha Davos'a gelmem." diyerek protesto ettiğiniz İsrail'e sınırlarımızı teslim etmek de ne demek... Olacak iş mi şimdi bu? Yabancılara toprak satışı son derece tehlikeli bir durum bana göre. Hele de bu satılan sizin deyiminizle kiralanan topraklar sınır boyunca uzanıyorsa bu hiç olmaz.

Türkiye'nin herhangi bir yerindeki özellikle en değerli ve turistik bölgelerimizdeki toprakları yabancılara sattık. İşin ucunda para var diye kimse sesini çıkarmadı. Karşı olan çoktu ama ne yapabilirdi? Şimdi de mayın temizlemek masraflı bir iş olduğu için sınırı yabancı bir ülkeye 44 yıllığına veriyoruz. Bugünden itibaren hesaplamak gerekirse, Türkiye'nin en uzun sınırı olan Suriye sınırı, ta 2053 yılında tekrar bizim olacak. Biz kendi döşediği mayını temizlemekten aciz bir ülke miyiz de bu kadar uzun süre ülke sınırını başka bir ülkeye devretmeyi göze alıyoruz? Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin gücü bu işi yapmaya yetmiyor da bu yüzden mi bizden kat kat küçük olan İsrail devletine mayınlı araziyi, başka bir deyişle 3, 5 milyon dönümlük sınır arazimizi satıyoruz!

Çeşitli açılımlar birbirini kovalarken al işte sana açılım. Her ne pahasına olursa olsun temizle mayını, aç o toprakları tarıma, kalkındır halkını! O toprakları yabancılara verip, halkı da yardıma muhtaç edip, sonra sosyal devlet anlayışı gereği beyaz eşya, kömür ve yiyecek dağıtma. Ayrıca ülke güvenliğini de tehlikeye atma. Devlet işte o zaman gerçekten görevini yapmış ve sosyla devlet anlayışı işte o zaman gerçekleşmiş olur. Bu aynı zamanda toprak reformu açısından da büyük bir adım olmuş olur.

Dikkatli olmak gerekli! Savaş halindeki ülkeler ilk önce sınırı ele geçirmeye çalışırlar. Sınırı ele geçiren ülke aslında bir anlamda o ülkenin hakimiyetine de meydan okumuş olur. Her ne ad altında olursa olsun, ister dost ister düşman olsun, ben bir Türk Genci olarak sınırımızın yabancı bir ülkeye bu kadar uzun süre devredilmesini hazmedemiyorum. Ben kendimi ve ülkemi durum böyleyken güvende hissedemiyorum.

 
Toplam blog
: 301
: 1086
Kayıt tarihi
: 02.05.07
 
 

"1988 Adana doğumluyum. Oldukça başarılı bir öğrencilik serüvenimin ardından eğitimimi noktaladım..