Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Mayıs '09

 
Kategori
Haber
 

Bu kadarı da fazla artık…

Bu kadarı da fazla artık…
 

Her 1 Mayıs tarihi yaklaştıkça içime bir sıkıntı düşer, ta 1977 yılından beri…

O yıl, henüz aydınlanamayan olayların sonunda birçok kişi hayatını kaybetmiş ve olay tarihe <ı>“Kanlı 1 Mayıs” olarak geçmişti.

Sonraki yıllarda işçi sendikaları <ı>“İlla ki Taksim meydanı” demiş, hükümetler de <ı>“Taksim yok” demeye başlamışlardı. Ne var ki her yıl bir gurup Taksim Meydanına yürümüş, olaylar çıkmış, polis ile kimileri birbirlerine taşlı sopalı girişmişlerdi.

Bu sene farklı idi…

Bu sene, yasa çıkartıldı ve 1 Mayıs <ı>“Resmi Bayram” olarak hayatımıza dâhil oldu. Bugünü diğer bayramlar gibi geçirmek gibi geçecekti…

Güya…

Güya diyorum, çünkü yine 1 Mayıs’ın öncesinde yine bir takım huzursuzluklar belirmeye başlamıştı.

İşçi <ı>“Taksim” diyor, hükümet <ı>“Taksim yok” diyordu. Yani, çatışma kaçınılmaz boyutlarda.

Sonunda bir ortak nokta bulundu. Hükümet <ı>“Makul sayı ile” Taksim meydanına sendikaların girişine izin verdi. Verdi de bu <ı>“Makul sayı” neyi ifade ediyor, onu bilen kimse yok.

Sabah, yine televizyonlarda <ı>“Naklen 1 Mayıs kutlamalarını”<ı> izlemeye başladık…

Yine olaylar…

Yine kaldırım taşlarını sökmeler…

Yine polise saldırmalar…

İşyerlerinin camlarını kırmalar…

Bütün bunlar yaşanırken, polis Disk sendikasının yürüyüş kortejine eşlik ederek Taksim Meydanına <ı>“Makul sayıdaki(!)” temsilcilerini götürmeye çalışıyor.

Ama...

Bu arada ara sokaklardan bir gurup insan, korteje katılmak için polise zorluyor…

Ve…

Disk sendikası başkanı konuşuyor…

<ı>“Bütün guruplar katılana kadar burada bekleyeceğiz…”

Yani, Taksim Meydanı’na girmek için öngörülen <ı>“Makul sayı” yerle bir…

Ben bir vatandaş olarak elbette emekten, emeğe saygıdan yanayım. Ancak benim <ı>“Emeğe sayım” giderek yok olmaya başladı.

Kaldırım taşını sökmenin, işyerleri ve banka camlarını kırmanın, polise taşlı saldırın <ı>“Emeğe saygı” ile bir ilgisi yok, olmaz, olmamalı da…

Bir tarafın Taksim Meydanı’nı <ı>“Fethedilecek kale” diğer tarafın da <ı>“Savunulacak kale” gibi görmekten vazgeçmemeleri halinde, bugün geçecek, seneye <ı>“1Mayıs”da yine aynı bildik sahneler görmeye devam edeceğiz…

Belli ki 1 Mayıs’ı bir şekilde kundaklayacaklar çıkacaktır. Görünen de zaten o…

O zaman aklı başında insanlar oturup, gerçekten bu günün nasıl <ı>“Bayram” olması gerektiğine karar vermeleri gerekir. Eğer bu gün <ı>“Bayram” olacaksa, bu görüntüler <ı>“Bayram” görüntüsü değil.

Yok, eğer bu gün <ı>“Dövüş” görüntüsü olacaksa…

Sözümüz ve düşüncemiz çok açık ve net…

<ı>Bu kadar da olmaz artık, yetti…

Birilerinin keyfi için milletin her <ı>“1 Mayıs günü” stres yaşamasına neden olmak da saygısızlık.

Eğer birileri <ı>“Saygı” bekliyorsa, hem kaldırım taşlarına, hem cam-çerçeveye ve devlete saygı göstermek zorundadır. Göstermediği saygı karşısında saygı beklemek <ı>“Hak” olmasa gerek.

<ı>1 MAYIS 2009

 
Toplam blog
: 146
: 576
Kayıt tarihi
: 17.01.09
 
 

Yazacak belki bir çok şey vardır, ancak sadece "Yazmak en büyük tutkum" desem!... Sonrasında da zate..