Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Ağustos '08

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Bu mudur çocuklarımızın, gençlerimizin en öncelikli ve önemli eksiği sayın vekilim?...

Bu mudur çocuklarımızın, gençlerimizin en öncelikli ve önemli eksiği sayın vekilim?...
 

Merak ettim… “Kimdir bu Edibe Sözen?” diye… Malum olduğu üzere Google’a müracaat ettim, “Edibe Sözen” yazdım ve arama sonuçlarının ilk sırasındaki linke tıkladım. Bu “tık” beni ( www.biyografi.net) aşağıdaki sonuca götürdü:

EDİBE SÖZEN

AKP İstanbul Milletvekili
1982 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü'nden mezun oldu. 1984 yılında, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Sosyal Yapı ve Sosyal Değişme Bölümü'nde yüksek lisansını tamamladı. 1989 yılında yine aynı bölümde "Toplumsal Yapı, Değişme ve Toplumsal Kimlik" başlıklı teziyle, doktora unvanını aldı. 1991-1993 yılları arasında Wisconsin Üniversitesi Communications Arti bölümünde Honorary Fellow statüsüyle "Sosyal Temsiller Teorisi" ve "İnsan İletişimi" konularında çalıştı. 1994 yılında uygulamalı sosyoloji doçenti bilahare de profesör oldu. 1985'ten günümüze İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi'nde öğretim üyesi olarak görevini sürdürdü. Bir ara Zaman gazetesinde köşe yazarlığı yaptı. 16 Kasım 2006 tarihinde yapılan AK Parti 2. Olağan Kongresi’nde MKYK Üyesi seçildi. Kongre sonrası yapılan iş bölümünde AK Parti Tanıtım ve Medyadan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı oldu. 22 Temmuz 2007 genel seçimlerinde AKP İstanbul Milletvekili seçildi.

ESERLERİ:
1.Medyatik Hafıza (1997)
2.Demir Kafes’ten Plastiğe Kimliklerimiz (2000)
3.Söylem (2000)
4.Kertenkele Mantığı (2004)

Yani bu hanımefendi bir profesör. Yani bir bilim kadını. Yani taşradan, çevresini kullanarak yeterli miktarda oy alıp meclise girmiş, Türkiye’nin sorunlarından, dünyadan bihaber bir milletvekilimiz değil. (Türkiye’den ve dünyadan bihaber milletvekillerimiz varsa onları tenzih ediyorum. Türkiye’den ve dünyadan bihaber olup da milletvekili olmak, suç da değil, ayıp da değil. Demokrasinin cilvelerinden birisi de bu. Bir kısım seçmen, “Bizi bu insan temsil etsin” diyorsa, demokrasi gereği bu sonuca saygı göstermemiz gerekiyor.)

Edibe Sözen, Türkiye’de, Amerika’da üniversite okumuş, yüksek lisans, doktora vs vs vs aşamalarını geçmiş, profesör olmuş… Ardından öğretim üyeliği yapmış bir bilim kadını!.. Bu hanımefendi vekilimizin hazırladığı yasa önerisi son birkaç günün ana gündem maddelerinden birisi oldu.

Sayın vekil, okullara cami, kilise vs gibi dinsel mekanlar açılmasını öneriyor ya bu yasa teklifinde…
Bu yasa teklifini, yukarıda söz ettiğim Türkiye’nin sorunlarından ve dünyadan bihaber bir vekilimiz siyasal rant kaygısı ile verse… Böyle manzaralara alıştığımız, kanıksadığımız için çok fazla şaşırmayacağız. Hani eskiler der “Vaka-i adiye” diye… Öyle yani. Olağan, sıradan bir olay.

Ama bu yasa teklifini hazırlayan vekilimiz (yukarıda da görüldüğü gibi) bir profesör!..

“Sayın vekilimiz acaba bilmiyor mu okullarımızın durumunu?...” diye sormaya bile gerek yok!

Koskoca profesör olmuş bir bilim kadınının, okullarımızın durumunu bilmemesi mümkün değil!..

Kış geldiğinde, okulların yakacak odunu, kömürü olmuyor, çocuklar soğuktan donuyor, ders yapamıyor… Odun kömür paraları velilerden isteniyor… Okulların kırık camları takılamıyor ve soğuk girmesin diye muşamba ile kapatılıyor camsız pencereler…

Okul yöneticileri, devletten gelen ödeneğin yetmemesi nedeniyle çaresiz bir şekilde her kayıt döneminde para dileniyor velilerden… Veliler ve okul yöneticileri gırtlakgırtlağa giriyor kayıt masalarının önünde…

Okullara öğretmen yetmiyor, araç-gereç yetmiyor, sıra yetmiyor, sınıf yetmiyor… Bir sınıfta 60-70 öğrenci ile ders yapmaya çalışıyor gariban çalıkuşları…

Her sınav sonucu açıklandığında, binlerce öğrenci “sıfır çekiyor”…. Onbinlerce öğrenci hayal kırıklıkları ile boynunu büküyor ve bir sonraki sınavı kazanma umudu ile (tekrar) dershane kapılarına yığılıyor…

Ve… Eğitimimizin bu kadarla da kalmayan (ama buraya da sığdırılması mümkün olmayan) binlerce, milyonlarca sorunu varken… Üniversite üzerine üniversite bitirmiş, profesör olmuş bilim kadını bir millet vekilimiz, işini gücünü bırakıyor, okullara cami, kilise, sinagog vs açmak için uğraşıyor?!...

Bu mudur yani çocuklarımızın, gençlerimizin, anne-babaların, ülkemizin en öncelikli ihtiyacı?...

Bu mudur sayın vekilimiz?... Aldığınız onca eğitim, edindiğiniz kitaplar dolusu bilgi, bitirdiğiniz o kadar üniversiteden sonra, gördüğünüz tespit ettiğiniz en öncelikli eksiğimiz bu mudur?...

Bu mudur Türkiye Cumhuriyeti üniversitesinin yetiştirdiği bilim kadını?..

Bu mudur?...

 
Toplam blog
: 118
: 1658
Kayıt tarihi
: 20.06.06
 
 

70'li yılların sonlarına doğru (1977 veya 1978... Belki de 1979...) tüm zamanların efsane dergisi..