- Kategori
- Deneme
Bu sorunun cevabını verin

Delikanlı mizahı “matrak” olarak anlıyor…
Önüne konan “ıslatılmış” argoya kırılıyor gülmekten… Ve halinin trajedisinden habersiz, kıkırdıyor haykıra, tıksıra… Komik!
Genç kızımız, nazenin ve içli duyarlılığını dizi kültüründen damıtmış…
Dünya görüşünü, medya değirmeninde öğütmüş…
Eli işinde, gözü oynaşta… Gönlü ise, henüz tanımadığı delikanlının kaderine ipotekli… Acıklı!
Kikirik aydınımız, çağdaş uygarlığı, Avrupa Birliği’nin tavanında ve bir türlü adam yerine koyamadığı halkının tabanında görüyor…
Umudu, tabanın tavana vurması ve kendisinin de, AB’nin çatısına çıkarak, krizi fırsata, “proje” rantlarını aktifine istif etmek… Rezalet!
Yurtsever aydınımız, ülkenin bağımsızlığını, hukuk devleti ilkesini, Cumhuriyetin değerlerini ve Atatürk ilkelerini kendisine düstur etmiş, bilincini emeğine eklemiş, çalışıyor, çabalıyor…
Umudu, tam bağımsız, uygar bir hukuk devleti… Ve bir de hakkında yürütülen soruşturmalarda beraat etmesi… Trajik!
“Bu ülke hepimizin…”
Bu konuda herkes aynı görüşte.
Ancak, bu hepimizin olan ülke için her birimiz… ne yapıyoruz?..
İşte, sorulması gereken doğru soru bu.
Ve bu noktada, o beylik söz yetişiyor imdadımıza:
- Her şey SORUYUSORMAK ile başlar!..
Yukarıdaki ayrımlardan hangisinin içinde yer alıyoruz?
Yani, hangi türden ve ne çeşit bir “yaratık”ız?..
Ülkesine, milletine, toplumuna ve halkına karşı sorumluluk duygusu gelişmiş, aydın, uygar ve bilinçli bir birey mi?..
Yoksa, komik, acıklı, rezalet ve trajik bir adem mi?..
Hangisi?..
İşte, [en azından], yukarıdaki “doğru” soruya verilecek yanıt da, o ölçüde önemli.
Ciddi.
Ve gerçek!..