Bu tepkisiz Toplum nasıl oluştu?

Haberlerde izliyoruz. Sokakta 3-4 kişi bir olmuş tek kişiyi öldüresiye dövüyor. Çevredekiler seyrediyor. 

Kadının kolundan bebeğini zorla almaya çalışıyorlar, beceremiyorlar sonra çantasına yöneliyorlar yanındaki yönündekilerde çıt yok.

Komşumuz Suriye’de milyonlarca çocuk, kadın, erkek öldürüldü tık yok.

İşsizlik almış başını gitmiş. Kimsenin umurunda değil.

Ücretler enflasyon karşısında erimiş gitmiş gık yok.

Baskılar almış yürümüş kimsede ses yok. 

İşte asıl sorulması gereken soru şudur!

NEDİR BU TEPKİSİZLİK?

Böyle olmasının temellerine inildiğinde karşımıza eğitim sistemimizin çıktığını görüyoruz. Ezberciliğe dayalı bir eğitim modelimiz var. Ezberci eğitim tek yönlü ileti, sağlayan insan tipleri yetiştiriyor yani argo deyimiyle “dediğim dedik, çaldığım düdük” cinsinden. Bir de güçlü olan konuşuyor, zayıf olan dinliyor.

Geleneksel ailede erkek kadın ilişkisi tek yönlüdür. Erkek söyler, kadın dinler. Anne baba iletişimi de böyledir. Anne baba söyler çocuk dinler. Geleneksel okulda öğretmen söyler, öğrenci dinler. 

İşte toplumumuzda gerçek anlamda bir iletişimin olmaması buralardan başlıyor. Hayatın daha sonraki dönemlerinde; iş hayatında amir söyler, memur dinler. Toplum hayatında devlet söyler, vatandaş dinler.

İşte tepki göstermeyen toplumda böyle oluşur.

Düşünen, sorgulayan, yargılayan insanlar böyle bir toplum yapısına isyan ederler. Öfkeye kapılırlar. Hatta toplumu geri zekalılıkla bile suçlamaya kadar vardırırlar. 

Oysa temel neden karşımızdakine söz hakkı tanımamak, tek yönlü iletiye şartlandırılmış olmaktır. 

Unutmayalım ki, her toplum layık olduğu yönetimle yönetilir.