Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Kasım '09

 
Kategori
İlişkiler
 

Bugün kederliyim

Bugün kederliyim
 

Bugün kederliyim, beterim bugün... Sesime ses değse çığlık oluyor... Üşüyor yaprak, dallar üşüyor... İçimde kış gibi bir mevsim üşüyor...

Evet, kederliyim, beterim bugün... Biraz daha kamburlaştırarak yürüyorum sırtımı, içimdeki hüznün ağırlığından sebep. Her geçen an biraz daha özlüyorum geçmiş seneleri. Bir tek nefes alış anını bile ayrı geçirmek istemesemde sevdiğim insanlardan ve her köşe başını karşıma çıkıvermeleri ümidiyle dönsemde yoklar. Göremiyorum onları, aldığım nefes bile ağır geliyor böyle oluncada. Bir pamuk helva bulabilmek için sevdiğim kıza, üç saat karın altında yürümelerimi özlüyorum. Bir çocuk saflığıyla yaşayabilmeyi özlüyorum, elma yanaklı bir çocuk saflığı ile sevebilmeyi. Ve bir çocuk kadar neşeli gülebilmeyi özlüyorum. Çocuk değilim artık biliyorum. Ne ben bir çocuğum, ne de onlar hala hayatımdalar...

Hüznümün en ağır bastığı zamanlarda istasyona gidiyorum. Oturuyorum eski bir çeşmenin yanındaki, yaşlı bir çınar ağacının altına. Her zaman aynı yeri seçiyorum. Çenemi ellerimin arasına gömüp, düşünüyorum kaçırdığım trenleri. Binmem gereken ama binemediğim.... Pişmanlığını yaşıyorum geç kalmışlığın, süreklide yaşayacağım, biliyorum. Kızsamda kendime, elimden gelen bir şey yok artık, biliyorum, çaresiz bekliyorum. Geç kalmışlığın çaresi yok biliyorum. Bekliyorum o kaçırdığım tren 360 derecelik bir tur atsın hayatın çevresinde ve yine gelip benim önümde dursun. Daha önce uzanıpta benim tutamadığım bir el uzansın içinden, yakalasın beni sımsıkı ve çekiversin içeri. Almayayım yanıma bir tek bavul bile, hatta üzerimdeki hüzünden gömleğimi bile bırakıvereyim o çınar ağacının altında. Çıplak olsun ten im, yeter ki içim mutluluk, huzur ve sevgi ile dolsun yine. Terli olmasın bu sefer elim ve kaymasın parmaklarımız tam trenin kalkacağı sırada. Sımsıkı kenetlensin ellerimiz ve ya birlikte inelim o trenden ya da hiç inmeyelim. Oturalım boş bulduğumuz iki koltuğa ve sonsuza kadar sürecek bir yolculuk edelim. Uğramasın o tren asla özlemlerden yapılmış istasyonlara...

Bir futbol maçında sahanın tam ortasında buluyorum kendimi... Rakibim hayat... Anlıyorum ki hafife almışım rakibimi 1-0 önde iken. Birde bakıyorum ki bana attığı güzel iki çalımla 2-1 e getirivermiş skoru. Tam o sırada birde kırmızı kart görmüşüm. Sevdiklerimden, takım arkadaşlarımdan biri daha oyun dışı kalmış. Bırak galibiyeti beraberliği bile düşünemiyorum o dakikadan sonra. Tek düşüncem bir gol daha yememek oluyor. Koşturup duruyorum, oradan oraya, savunmaya çalışıyorum kalemi ama eksiğim sevdiklerim yokken, çok zor oluyor. Çok yoruluyorum....

 
Toplam blog
: 5
: 4686
Kayıt tarihi
: 08.11.09
 
 

1981 Eskişehir doğumluyum... Duygularımı. Düşüncelerimi ve hissettiklerimi sizlerle paylaşabilmek ad..