Burcu Göker Akademi'de küçük Öğrenciler yetiştiriyor.

Burcu Göker'in  2004 yılında Lawrence Üniversite'de ikinci tam burslu eğitim yılına başladığını ve bu yıl daha güçlü olduğunu daha önceki yazılarımda yazmştım. Bu yıl Burcu bir başka göreve daha başlıyordu. Hocası Prof. Ngoc'un önerisi ile Akademide Müzik öğretmenliği bu yılki görevleri arasında idi. Birinci eğitim yılında aldığı dersler arasında Keman Pedagoji dersi de olan Burcu için bu görev ek gelir getirmenin yanısıra büyük bir deneyim olacaktı. Sanat ve enstürman eğitimde özellikle yeni başlayan çocuklarda eğitim pedagojisinin önemine fazlası ile inanan Burcu ilk yılında aldığı dersler arasına Keman Pedagojisini de ilave ederek bu konuda bilgi sahibi olmayı amaçlamıştı. İşte ilk yılda aldığı bu dersin meyvelerini şimdi görecekti. Görev aldığı Akademi'de Burcu'ya ilk anda  6 ile 16 yaşında 6 öğrenci  verilmişti. Kız ve erkek çeşitli yaşlardan oluşan bu 6 öğrenciye keman eğitimi yaptıracaktı. Aralarında kemanı biraz bilenler olduğu gibi bir kaçı da yeni başlıyordu. Burcu keman eğitimine ilk başlayanlar için öğretmenin önemini çok iyi biliyordu. Enstüman eğitimi birebir  öğrenci ile öğretmen arasında yapılan bir eğitim. Bu eğitimin  heryaştaki, her karekterdeki öğrenciye farklı yollarla yapılması gerekiyor. Benim de Avrupa'da, Amerika'da  gözlemlediğim kadarı ile Öğretmenlik çok önemli bir konum. Yıllarca bu ülkelerde çocuğu keman çalan bir anne olarak dolaştığım konservatuarlar, müzik okulları, masterclasslarda gördüğüm ve dünyanın bir çok ülkesine mensup hocalarla konuştuklarımdan öğrendiğim kadarı ile bir kişinin sadece enstürümanını iyi çalması, kabiliyetli olması bu konuda hoca olması için yeterli değil. Bir kişinin enstrüman hocası olması için teknik bilginin yanısıra pedagojik bilgi, aşırı sabır, çocukları  ve işini çok sevmesi ve bu gibi başka özellikler gerekiyor. Anlayacağınız bu konuda öğretmenlik adeta keşişlik gibi bir şey. Hocalık için yeterli vasıflara sahip olmayan bir kişi sanat eğitimine daha yeni başlayan bir çocuğu çok rahat bu  işten soğutup, bir daha eline enstürmanını alamayacak duruma getirebiliyor. Çevremizde bunun örneklerini çok kez görebilirsiniz. İlk gittiğimiz yıllarda Paris'te her bölgede konservatuar olması ve her 6 yaşına gelmış çocuğun enstrüman eğitimine başlaması benim çok hoşuma gitmişti. Sonra bu kadar çok müzik öğrencisini görünce herkes mi müzisiyen olacak diye hocalarımıza sordum. Onlar bana müzik eğitimine  6 yaşında başlayan her çocuğun ilerde müzisyen olmayacağını ama müziksever ve dinleyen kişiler olarak yetişeceklerini söylediler. Kaldıki 6 yaşında enstrüman eğitimine başlayan çocukların  beynin sol gallupunun geliştiğini ve bu gelişmenin ilerde el becerileri çok yüksek mesleklerde örneğin cerrahlik ve ince işler gibi başarılı yetişkinler olmalarına sebep olduğunu öğrendim. İşte çocuk için bu kadar gerekli olan müzik eğitiminin ve öğretmenliğinin ne yazıkki ülkemizde hala önemi tam anlamıyla anlaşılmış değil. Pedagojik bilgiye sahip olmayan öğretmenlerin ve müzik  eğitiminin önemini iyi kavramamış bir toplumun çocuklarımıza verdiği zararı düşünün. Ben bunun örneklerini ülkemde çok gördüm. 21 yıldır bu işin içinde olduğum için bunu çok rahat söylüyorum. Örneğin bizimle birlikte Burcu ile aynı yaşlarda müzik eğitimine başlayan çocukların büyük kısmı çok kabiliyetli olmalarına rağmen bu çalışmaları bir kaç yıl içinde bıraktılar. İçlerinde bu yüzden hüsrana uğrayan ve hala kırık olan kişileri yakından gözlemledim. Burcu şanslı idi. Çünkü çok bilinçlı bir ailesi vardı ve ona bu konuda gereken psikolojik desteğı sağladı.

İşte yılarca bu konunun önemini çok iyi anlamış ve sorunlar içinde yoğrulmuş Burcu için pedagojik formasyon almak ve bu konuda öğretmen olarak görev yapmak bir amaçtı. İlk Öğretmenlik deneyimlerine başlayan Burcu bu işten çok zevk aldığını ve çocuklara gerek eğitimi gerek sanat aşkı verme konusunda başarılı olduğunu gördükçe  daha çok bu konuya eğiliyordu. Bir sonraki yazımızda Burcu'nun küçük öğrencileri ile yaptığı müzik eğitimini ve sonunda hazırladıkları konserlerini anlatacağım.