Burgazada'nın usta mezecisi

Canan Hanım kendini geliştirmeye, yeni şeyler öğrenmeye istekli bir kişiliği var. Mutfağa girmeden önce beslenme konusunda öğrenim görmüş, adanın Rum ve Ermeni hanımlarından meze yapmanın incelikleri öğrenmiş. Otuz kişilik minik bir restoran olan Fincan’da kendinizi adada bir eve konuk olmuşgibi hissediyorsunuz.

İlgimi çeken mezeleri yarımşar porsiyon sipariş ederek yemeğe başlıyorum. İlk gelen meze; deniz fasulyesi, deniz yosunu, deniz börülcesi oluşan bir karışık ot salatası, İzmirlilerin bile hayran kalacağı çok başarılıbir başlangıç yemeği. Salatanın ardından gelen tarama ise enfes, balık yumurtası o kadar ustalıkla işlemiş ki bu lezzeti sevmeyenler bile sevdirir.

Mönüdeki bir başka meze ise midye pilaki, adanın en temiz kayalıklarında toplanan midye ile hazırlanan bu meze de sınıfı geçiyor. Midyeden hoşlananlar Ermeni usulü bol baharatlı midye dolmasını deneyebilirler. Son olarak sunulan közlenmiş patlıcan, tatlı kırmızıbiber, sarımsak ve sirkeyle hazırlanan Selanik usulü salatayı da oldukça beğendim. Kışın topikte yapıyorlarmış, Feriköy’deki Hamov’da tatmış olduğum ilginç bir mezeydi.

Mönüde ara sıcaklardan en dikkat çekicileri; patlıcan tava, kabak tava, paçanga, kaşar kroket. Mezeşöleninin ardından ara sıcak olarak kaşar kroket sipariş ediyorum. Üç peynirli kroket (taze kaşar, eski kaşar, gravyer peynir) çok yağ çekmeden hazırlanmış hafif ve lezzetli.

Fincan’ın günlük hazırladığımezeleri o kadar lezzetli ki, balıkları tatmadan mezelerle doyup sofradan kalkılabilir. Ama mekanın mezeleri kadar zengin olmasa da, sunduğu balık çeşitlerini de denemeye değer.

Küçük balıklar ağırlıklı mönüsünden siparişettiğim istavrit tava oldukça başarılı. Yemeği tatlı ile sonlandırmak isteyenler için rokoko güzel bir alternatif. Bu güzel meze kıyafetinin ardından küçük bir ada yürüyüşüne çıkıyorum. Diğer yemek yazılarımı http://alperinrestoranrehberi.blogspot.com 'dan okuyabilirsiniz.