Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

02 Ocak '08

 
Kategori
Güncel
 

Butto ve diğerlerinin hikayesi

Butto ve diğerlerinin hikayesi
 

Benazir Butto


Avrupa kıtasının insanları, uzun gömleklerini kısaltıp, donlarının içine sokarak; donu pantolona, fistanı gömleğe çeviren bir devrim yapmışlardır. Artık o andan itibaren erkekler, pantolon ve gömlek; kadınlar da fistan veya etek giymeye başlamışlardır.

Çin/Hint kıtasının, çekik gözlüler dışındaki, esmer ve daha uzun boylu insanları ile çoğunluğu müslüman olan arap milleti, asırlar öncesinden gelen gömlek ve don alışkanlığını bir türlü bırakamamışlardır. Avrupalılar don gömlek devriminin üzerine, sanayii devrimini de oturtup dünyayı yerinden oynatınca; küresel alemde iki durum oluşmuştur:

a- İlericiler: yani sanayileşmiş, medeni, uygar ve ileri ülkeler.
b- gericiler: yani sanayileşememiş, dolayısı ile medeni ve uygar olamamış geri ülkeler.
Bu duruma göre:

1- Arkada kalan ülkelerin kıyafetleri ve yaşam biçimleri, gerilik olarak nitelenmiştir.
2- İleri ülkelerin dini hristiyan, geri ülkelerin hatırı sayılır kısmı da müslüman olduğundan gerilik, din ile ilişkilendirilmiştir.
3- İleri ülkeler derebeylikten demokrasiye geçtikleri halde, ötekiler hala aşiret düzenini kıramadıklarından geride kalmışlardır, denilmiştir.

a- Bütün bunlar doğru olabilir.
b- Bütün bunlar yanlış olabilir.
c- Fakat hiç biri, cinayet sebebi olamaz.
Şimdi bunları niçin yazdığımı açıklayayım:

Benazir Buttonun öldürülmesi üzerine, bazı yazarlar görüşlerini açıklamışlardır. Uzun gömlekli müslümanlarla, uzun sakallı talibanın yaşadığı bir ülkenin ileri gidemeyeceğini, ama siyasilerin irticaya kurban gidebilececeğini anlatmışlardır. Böylece, din kavgası yapmayan Hindistanın ileri gittiğini, din kavgası yapan Pakistan'ın geri kaldığını kanıtlamışlardır. Ne kolay değil mi?

Değerlendirmelerini bu minval üzere yaparlarken; laik yönetimimize, kıyafet devrimimize rağmen bizim, neden daha ileriye gidemediğimizi, neden darbe ve muhtıralardan kurtulamadığımızı, neden hala faili meçhullerimizin devam ettiğini akıllarına getirmemişlerdir.

Fikir adamlarımız, Butto'nun ölüm nedeni hakkında yargıya varırlarken, 27 Nisan 2007 deki Genel Kurmay Web muhtırasını, tetikçileri bulunup, failleri bulunamayan bir sürü cinayeti, PKK belasını unutmuşlardır. Ölenin illa siyasetçi mi olması lazımdır arkadaşlar! İlla Büyükanıt'ın köşkün kapısına dikilip Gül'e, "Kalk artık, ben geldim!" demesi mi lazımdır? Bunlar ne menem yorumlardır? Anlayan yerinde otursun!

Acaba Pakistan'lılar budist, brahman, hindu olarak kalsaydılar; ya da hıristiyanlığa kaysaydılar, uzun gömleklerini çıkarıp pantolon giyseydiler Benazir Butto öldürülmez miydi? Bayan Butto'nun tek suçu, uzun gömlekli müslümanların yaşadığı bir ülkede siyaset yapıyor olması mıydı? Hindistan'la Pakistan'ı kıyaslarak değerlendirme yapanlar, sanki böyle bir sonuca ulaşmışlar gibi görünüyorlar. Butto demek ki, uzun gömlekli Hindu'ların siyasetçisi olsaydı, başına bunlar gelmeyecekti, öyle mi?

Herkes her şeyi, ya çabuk unutuyor ya da farklı şeyler yazayım diye öylesine sallıyor. Halbuki Hindistan'ın tarihinde de siyasetçi ölümleri eksik değildir. Mesela, Hindistan'ın İngiliz sömürgeliğinden kurtulması için mücadele veren pasif direnişin babası sayılan filozof, siyaset adamı Mahatma Gandhi, 1948 yılında bir köylü veya aşırı milliyetçi tarafından öldürülmüştür. Acaba o köylünün veya milliyetçinin canı sıkılmıştır da, "yav gidip şu Gandhi'yi öldüreyim de rahatlayayım" mı demiştir!? O milliyetçi ise Mahatma neydi?

Hindistanı'ın ilk Başbakanı Cevahir Lal Nehu'nun kızı Başbakan Bayan İndira Gandhi, 31 Ekim 1984 te sih'lerin ayaklanması sırasında, sih muhafızlarınca, yerine geçen büyük oğlu da 22 Mayıs 1991 tarihinde suikastçılarca öldürülmüşlerdir.

Cinayetleri din ve don işine karıştıranlar için yazıyorum. Bu dünya Amerikan Başkanı Kennedy'nin ve kardeşinin, İsveç Başbakanı Olof palme'nin katline de şahit olmuştur. Menderesin asılışına da... P2 Locası kapatılıncaya kadar İtalya'da, cinayetlerin ardı arkası kesilmiyordu. Bence her fırsatta, dine çamur atma hırsıyla davranmamak, sebepleri doğru yerlerde aramak lazımdır.

İşin aslı, iyi saatte olsunlar sonunda elini, Hindistan'ın üzerinden çekmiştir. Fakat bir eli hala Pakistan'ın üzerindedir. Burada, ortalığı karıştırmak için zemin çok uygundur. Uzaktan kumanda edilebilen taliban oradadır. Racalığın uzantısı, yani bir çeşit aşiret sistemi aynen devam etmektedir. Her kitlenin konumunu güçlendirme, yani iktidar olma isteği vardır. Böyle bir ortam, gerilim yaratıp düzen bozmak, dehşetin faturasını islama çıkarmak için bulunmazdır. Yani bulunurdur.

Meselenin meraklıları bu fırsatı niye kaçırsınlar ki? Nitekim kaçırmamışlardır da!

Benazir Butto'nun ölümü Müşerref'in çıkarına olmamıştır. O, asker elbiselerinden soyunup, kendini sivil cumhurbaşkanlığına çoktan hazırlamıştı bile. Bu cinayet, Pakistan'ın iplerini bırakmak istemeyen daha büyüklerin işine yaramıştır. Baksanıza, dün seçimin ertelenmesinden yana olan muhalefet, (en azından Navaz Şerif'in partisi) bu gün ağız değiştirmiş durumda; seçim istiyor. İktidar da (topu seçim kuruluna atarak) seçimi ertelemeye çabalıyor.

Saçmaladığımı mı düşündünüz? O zaman, bir de bu konuda yazan bazı büyük yazarları okuyun!

Resim: www.ansesnet.com/goster_5.php?sira_no_u=9229

 
Toplam blog
: 462
: 707
Kayıt tarihi
: 28.04.07
 
 

Emekliyim. Herkes gibi benim de bir dünya görüşüm var. İnsanların farklı fikir ve inançlara sahip..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara