Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Nisan '16

 
Kategori
Güncel
 

Bütün savaşları Aylan Bebek / Aylan Bebekler kazanacak!..

Bütün savaşları Aylan Bebek / Aylan Bebekler kazanacak!..
 

Başta Güney Batı Asya (Ortadoğu) olmak üzere dünyamız tam bir savaşın içinde. Bir savaş var ve bu savaş çok büyük, böyle giderse daha da büyüyecek. İnsanlığın bu asrın başında yaşamakta olduğu bu savaşlara artık para savaşı mı denir, güç savaşı mı denir, petrol savaşı mı denir, toprak savaşı mı denir bilemem.

Savaşlarda silahlar olur ve bu silahları kullanan askerler olur. Bazı savaşlarda da, bizim İstiklal Savaşı'mızda olduğu  gibi milletin tamamı olur. Savaşların kazananları ve kaybedenleri olur. Bir ordu ne kadar güçlü olursa olsun ve mevcudundaki silahların ateş gücü ne kadar güçlü olursa olsun; orduların savaştaki mertliği, hukuka, insan haklarına saygısı, insan onuruna ve yaşama hakkına zarar vermemesi, tabiata, o ülkenin milli varlıklarına, tarihi eserlerine, kurumlarına zarar vermemesi prensibi ve buna uyma zorunluluğu vardır.

Ne yazık ki bu kurallara çok az uyuldu hatta hiç uyulmadı. Çeçenistan'da uyulmadı, Azerbaycan Karabağ'da uyulmadı (orada katliam yapıldı), Filistin'de hiç uyulmuyor, Vietnam'da uyulmadı, Irak'ta uyulmadı, Bosna'da uyulmadı (burada da katliam yaşandı), Ukrayna'da ve Suriye'de de uyulmuyor.

Ancak son yıllarda başka bir acı yaşanmaktadır. Bir milletin fertlerini birbirine düşman ediyorlar. Bunu ne yazık ki kolayca başarabiliyorlar. Irkçılığı, inanç ve mezhepçiliği öne çıkararak hedeflerine aldıkları ülkeleri kan denizine dönüştürüyorlar.

Bu zamanda kötülüklerin en üst seviyede planlandığını görmekteyiz, yaşamaktayız. Güllük gülistanlık bir halde olmasa da, ehven-i şer misaline uygun bir tarzda ayakta kalan devletler ve bu devletlerde yaşayan milletler, huzura yakın bir mertebede insanlık dünyasında hayatlarını idame ettirirken, birden başlarına felaketler yağdırılıyor. Bir anda nereden buluyorlarsa birbirine silah çeken, birbirini boğazlayan ölüm orduları ortaya çıkarılıyor. Huzura yakın bir mertebede yaşayan bir millet, bir anda kendini "iç savaşın" içinde buluyor. Ölen ölüyor, sağ kalanlar da göç ediyor. Atalarından veya kendi emekleriyle elde ettikleri evlerini, işyerlerini, gündelik eşyalarını, ata yadigarı emanetlerini, yiyeceklerini, içeceklerini, giyeceklerini, hatıralarını, hayallerini de bırakarak; karadan, denizden, havadan başka ülkelere kaçıp sığınmaya çalışıyorlar. Kaçarken de kiteleler halinde ölüyorlar. Ölmeden hedefledikleri ülkelere sığınanların çoğu da başka türlü acılar yaşıyor.

Sabahleyin su içilen, çay içilen, süt içilen bardak; gece uyunan yatak, izlenen televizyon, okunan gazete-kitap hepsi bir anda öksüz ve yetim kalma halini alıyor... Evin ahalisi gidiyor ev, bağ, bahçe, işyeri ve eşyalar kalıyor. Buralara da birileri konuyor elbette. Ağlayan gidiyor, gülen konuyor... Ama insanlık da biliyor ki, ağlayanın malı gülene kalmıyor...

Hep rahat yaşayan ve rahat hayatlarından vazgeçmeyen, daha da rahat etme ve yaşama planlaması içinde olan milletler; şimdiki zamanda kötülükler üzerinde milletleri alt etmektedirler. Bir milletin yurttaşlarını bir anda birbirlerine düşman ediyorlar. Ateş gücü yüksek silahları var, paraları var, yalan makineleri var. Acımasız bir kamplaştırma, yurttaşı yurttaşa öldürtma planını hemen devreye sokuyorlar. Yaşanan bunca acıya karşın, bu kötülüğü yapmaya devam ediyorlar.

İnsanlığın mazlumları; yani mazlum millet ve devletler böyle bir acı yaşamaktadır. Kötülükler var ve en üst seviyede... Bu kötülüğün adı, bu zamanda bir milleti durup dururken iç savaşın cehenneminde boğmaktır, yoketmektir.

Mesela Irak... Mesela Suriye, Afganistan... Sonra ne diyorlar biliyor musunuz, mesela Suriye için: "Suriye'nin geleceğine Suriye halkı karar verecek". Suriye'de halk mı kaldı... Koca koca insanlar öldü, bebekler öldü; Aylan Bebek / Aylan Bebekler öldü...

Bu ölümler üzerinde kurduğunuz sömürü, daha rahat ve her şartta rahat yaşama planınız ne yazık ki gerçekleşmeyecek... Güçlülerin planı varsa, mazlumların da ahı var...

Gözyaşı...

Dünyanın en güçlü silahıdır gözyaşı...

Ölenlerden geride kalanlar ağlıyorlar; ölenler de ağlayarak, ah ederek öldüler; Aylan Bebeklerden geride kalanlar da ağladı... İnsanlığın, vicdanı olanları da ağladı...

Deniz ve kum...

Tertemiz su...

Deniz kıyısında bir bebek...

Bu dünyada oynaya-güle büyümesi gereken Aylan Bebek...

Aylan Bebekler...

Bu zaman çok kötü bir zaman... Mertçe yapılmıyor savaşlar... Kurduğunuz kurumlar da sadece size hizmet ediyor... Bunu da biliyoruz...

Evet, "Dünya BEŞ'ten büyüktür!.."

Aylan Bebeklere kalmayan dünya, ülke, ev, bağ, bahçe, umut ve gelecek sizlere de kalmayacak!..

Çare ülkelerdeki milletler bir ve beraber olacak... Demokrasi, refah, huzur bir ülkeye akşamdan sabaha gelmez!... Bilmem şu baharı, bu baharı gibi ölümü baharmışçasına gösteren en adi kötülükler kalleşliği ile de demokrasi gelmez...

Okuyacaksın kardeşim... Seveceksin ülkeni ve yuttaşını, hele de aileni...

Çok çalışacaksın...

Sabırlı, uyanık, bilen ve tuzağa düşmeyen olacaksın...

İnsanın insana olan sevgisinin yokedilmesine izin vermeyeceksin...

İşte Aylan Bebek!..

Kötülükler döneminin, kötülükler savaşının sebep olduğu, çocuk masumluğu ile ölümü...

Su oldu Aylan Bebek!..

Deniz oldu, kum oldu, toprak oldu, çiçek oldu, sevgi oldu, gönüllerde taht oldu...

Hadi unutun, unutturun Aylan bebeği / Aylan bebekleri...

Kötülüklerinizi, bütün kötülükleri...

Ne yaparsanız yapın!...  Kötü olun, daha da kötü olun!.. Kendi halinde bir hayat süren ülkeleri, birdenbire ölümler ülkesi yapın!..

Yapın yapın!.. Hiç ara vermeyin!..

Ama unutmayın ki...

Bu dünyadaki bütün savaşları gözyaşı kazanacak; Aylan Bebek / Aylan Bebekler kazanacak...

Türk Milleti'ne ve vicdanı olan insanlık alemine saygılar sunarım...

 
Toplam blog
: 94
: 202
Kayıt tarihi
: 16.08.12
 
 

Babam; okumaya, hele de gazete okumaya çok meraklıydı. Aldığı gazeteleri okur, sonra da masama bı..