- Kategori
- Haber
Büyük patlama deneyi

“10 Eylül'de "asrın deneyi" yapılacak. "Büyük Patlama" (Big Bang) teorisini doğrulayacak deney için bilim adamları uyarıyor: "Dünyayı yutabilecek mini kara delikler ortaya çıkabilir."
Yıllardır üzerinde çalışıldı. 8 milyar doların üzerinde para harcandı. Yerin 150 metre altında, bilim kurgu filmlerini bile yaya bırakacak türden bir yer kuruldu. Dünyanın gelmiş geçmiş en büyük deneyini gerçekleştirmek için yüzlerce bilim adamı yerin altına indi ve gece gündüz çalıştı.
Sonunda her şey tamam edildi. Şimdi deney için geri sayım başladı. Tarih belli: 10 Eylül. hurriyet
Bilimin attığı her adım, evrenle ilgili her buluş dünyanın, sosyal yapının çehresini daima değiştirmiştir. Tekerleğin bulunmasıyla başlayan bilim ve teknolojideki gelişmeler insanlığı bugüne getirmiştir. Olayın felsefi yanı ile yaşanan yanı arasında çok fazla karşıt görüşler olabilir. Uzayın çöplüğe çevrilmesinden tutun da, ozon tabakasının delinmesine kadar bilimsel ve teknolojik gelişmeler konusunda karşıt fikir üretebilirsiniz. Hatta teknolojinin zararlı olduğunu bile söyleyebilirsiniz. Lakin insan denilen canlının en önemli ve diğer canlılardan farklı özelliği olan “merak” ve “mülkiyet” duygu ve kavramlarını yok etmedikçe insan bu deneyde olduğu gibi varoluşun sırrını bilimsel olarak çözme çabasını terk etmeyecektir. Bu çaba hayatına bile mal olacak sonuçlar oluştursa da. Galile’nin engizisyona dünyanın döndüğünü söylediğini inkar etse de o da biliyordu ki engizisyon papazları ne derse desin dünya güneşin etrafında dönüyordu.
Dünya tepsi gibi düz diyenlere inat yola çıkan ve denizlerde ölen Magellan gibi, aya ilk ayak basan Armstrong gibi maceraperestler ile engizisyon dönemi sona ermiş, Rönesans ve reform ile batı dünyası dogmaları terk ederek bugünkü refah düzeyine ulaşacak buluşlara imza atmışlardır. Vatikan’ın söyledikleri ile gerçekler arasındaki fark Avrupalının gözünü açmıştır.
Bilim söylediğini kanıtlamadığı sürece doğru saymaz ve varsayımlar, teoriler halinde kalan fikirlere de uzun süre itibar etmez. Söylenenin mutlaka kanıtlanması gerekir. Hem de bir kez değil, tekrar edilebilir bir şekilde denenmesi gerekir. Bu “büyük patlama” teorisi de yıllardır bilimi meşgul eden, kanıtlanma yolları aranan bir teori idi. Deney başarılırsa, yani yapılabilirse varoluş hakkında ya büyük bir sonuç elde edeceğiz ya da teoriyi çöpe atacağız.
Bu deneyin sonuçları sosyolojik ve felsefi bir çok çatışmayı, tartışmayı da beraberinde getirecektir.
Dünya bu sonuçlara hazır mı? Din ile bilim bir noktada buluşabilecek mi, yoksa ayrışma daha da kesinleşecek mi?
Büyük aileden, çekirdek aileye, çekirdek aileden, bugünkü her odada farklı şeylerle meşgul olan insanların oluşturduğu aile tipine teknoloji yüzünden geldik. Bilim ve teknoloji tüm yapıyı ve değerleri değiştiriyor, kimi toplumlar buna hızlı ayak uyduruyor, kimi yavaş, ama kimse önüne geçemiyor değişimin. Değişimden korkanlar değişimden nemalananlardır. Hangi dünya görüşünde olursanız olun statükoyu korumak isteyenler durumdan en çok yarar sağlayanlardır. Ya da düşünce ve teknoloji tembeli olanlardır olumlu değişimleri engelleyenler.
Fizik tahsil etmiş biri olarak deneyin sonucunu merakla bekliyorum.