- Kategori
- Haber
Tekrar gündeme oturdu: Ermenistan’a gitsin mi?...

Bugünlerin gündemi, Cumhurbaşkanı Abdullah GÜL’ün Ermenistan’a “Maç seyretmeye” gidip gitmemesi ile ilgili. Herkes tartışıyor “Abdullah GÜL Ermenistan’a gitsin mi, gitmesin mi?...
Ben bu konudaki düşüncemi ve gerekçelerini geçenlerde yazdım ve “Gitmesin” olarak ortaya koydum.
Evet…
Abdullah GÜL, Ermenistan’a maç seyretmek için gitmesin…
Dünyada dış ilişkileri ancak “Karşılıklılık” ilkesi üzerine kurabilirsiniz. Bunu yaparken de ne aldığınız, ne verdiğiniz ve ne kadar fayda sağladığınız çok önemlidir. Eğer dış ilişkilerde fayda hanenize bir şeyler girmiyorsa, yaptığınız hamleler boşta kalıyorsa, o ilişkiler gün gelir başınıza bela olur.
Şimdi Dışişleri Bakanlığı, terazinin bir tarafına “Faydaları” koyuyor, diğer tarafında da “Zararlar”ı koyuyor. Sonuçta “Fayda-zarar” tablosuna göre de gidip gitmeme konusunda karar verecek.
Kendi açıklaması da zaten bu yönde…
Türkiye olarak Ermenistan’ın “Devlet” oluşunu kabul etmişiz. Ancak, diplomatik ilişkilerimiz kesik. Ermenistan ile diplomatik ilişkiler, Gürcistan üzerinden yürütülüyor…
Bu tavır şu demektir.
Ben senin “Devlet” olman konusuna bir itirazım yok. Senin Türkiye’ye karşı takındığın hasmane tavırlar nedeniyle iki devlet arasında ilişki kurmuyorum…
Bunu diyoruz…
Çünkü Ermenistan, hemen her fırsatta Türkiye’ye karşı “Soykırım” iddiasını ortaya koyup duruyor.
“Gel kardeşim, gel…” diyoruz, “Açalım tüm arşivlerimizi, aç sen de tüm arşivlerini, öncelikle kim kime karşı soykırım yapmış, ortaya koyalım…”
Cevap ne?...
“Olmaz… Dediğim dedik, çaldığım düdük…”
Hayır arkadaş, senin çaldığın düdük, düdük değil, senin çaldığın borazan ve kafamızı şişiriyorsun…”
Diğer yandan…
Azerbaycan’ın Karabağ yöresini haksız olarak işgal etmişsin, orada yaşayan Türkleri kovasalmışsın, zulüm yapmışsın… Çık oradan…
Ne diyor?
Çıkmam…
Şimdi bizim cumhurbaşkanımız Ermenistan’a gidecek…
Neden gidecek ki?… Maç seyretmeye gidecek, ama arkasından Ermeni tarafının kendi çıkarlarına kullanacakları bir seyahatin Türkiye’ye ne faydası olacak?
İyi hesap edilmeli ve Türkiye uluslar arası platformda zora sokulmamalıdır. Çünkü bu ziyaretin arkasından “Pinpon diplomasisi” her an gelebilir…
02 EYLÜL 2008