- Kategori
- Eğitim
Seda’nın hayalleri ve idealleri var…

<ı>
İftar yemeğinden sonra öyle bir uyku bastırdı ki, neredeyse ayakta uyuyacağım…Evin altındaki bakkalımız çay içiyor, oturdum yanına, “Bir bardak da ben içeyim” dedim. Sağ olsunlar, ikram ettiler.
Tam o sırada bir soru…
- Siz doktor musunuz?...
- Yooo… Nereden çıkardın doktor olabileceğimi?
- Doktora benziyorsunuz da…
Doktora nasıl benzenir, orasını pek kestiremedim. O’na doktor olmadığımı söyledim.
Sonra sohbet etmeye başladık. Hani sorulur ya “Hangi okula gidiyorsun, kaçıncı sınıftasın” filan gibi…
Seda, Lise ikinci sınıfa gidiyormuş… “Siz dört sene okuyacaksınız galiba” dedim. “Evet… Dört sene bize de vurdu…”
Şimdiki maarif sistemimiz kime vurmadı ki? Vurulan vurulana, dört yıl vurmayla geçiştirebilsek ne ala…
- Ne olmak istiyorsun Seda…
- Doktor olacağım.
- Peki, dersler nasıl? Hani “doktor olacağım” oldukça iddialı bir istek de…
- Derslerim iyi… Ama önümüzde Anadolu liseleri, Fen Liseleri var…
- Yani…
- Biz düz lisedeyiz…
Düz lise… Yani ne “Anadolu” ne de “Fen” takısı var başında. Bayağı bildiğiniz “Düz lise” işte…
Şimdi aklıma geliyor “Düz lise” deyince. Peki, “eğri lise” nasıl olur ki diye. Gerçi maarif sistemimiz öylesine değişti ki, market raflarındaki mallar gibi çeşitlendi. Seç, beğen, eğer puan tutturabilirsen gir oku…
Sonra çok ilginç bir laf etti…
- Bu ayrımcılık değil mi?...
- Nasıl yani?...
- Ben de başarılı bir öğrenciyim… Derslerim çok iyi… Ama “Düz lisede” okuyorum…
- Eeee… N’olur ki?...
- Üniversiteye girişte, ham puanlar üzerine eklenen okul puanlarında diğer liseler bizden öndeler… Haksızlık değil mi bu?...
Şimdi bu soruya cevap verebilmek için, sistemi iyi bilmek gerek. Benim de o konuda hiç mi hiç bilgim yok. Bildiğim, çocukların çocuklarını yaşamadan yarış atı gibi oradan oraya, okuldan dershaneye, dershaneden özel öğretmene, koşuşturup duruyorlar…
En azından yüreklendirmek için “Çalışırsan neden olmazsın” dedim…
Sonra devam ettik sohbete…
- Ne doktoru olmak istiyorsun Seda?
- Beyin cerrahı olmak istiyorum…
- Eh… O da iddialı bir bölüm hani…
Seda ile akşamüzeri sohbetimiz epeyce sürdü…
Oldukça büyük hayalleri ve idealleri vardı. Hani öyle biri ki, tuttuğunu koparacak kadar hırslı, azimli ve sonuca varmak için gereken her türlü güce sahip…
Ama…
Ya bir şansızlık olursa… Ya üniversite giriş sınavlarında O’nun dediği gibi “Ayrımcılık” olursa…
O zaman Seda’nın hayalleri ve idealleri n’olacak?
Bu çocukları hayallerine ve ideallerine ulaştırmayı zorlaştıranlar utansın…
Başka ne diyebilirim ki Seda…
Allah kolaylık versin…
<ı>03 EYLÜL 2008