- Kategori
- Tarih
Büyük Petro

Büyük Petro
Bana sorarsanız Büyük lakabı hafif kalır, en azından Muhteşem Petro demek lazım. Bana göre tarihteki en büyük devrimcilerden biri. Eğer illa deli demek istiyorsanız çılgın diyebilirsiniz. Tarihteki büyük adamlardan hangisi çılgın değil ki? Bence İskender çılgının önde gideniydi. Atila da öyle, Cengiz de, Napoyon da, Sezar da, Hitler de, Stalin de.
Petro 1672 de doğdu. 10 Yaşındayken ağabeyi ile beraber tahta çıktı, ama bu dönemde ülkeyi fiilen üvey ablası Sofia yönetiyordu. 17 Yaşındayken bir saray darbesiyle yönetimi ele alıp Çarlığını ilan etti.
Petro Moskova’yı sevmiyordu. Moskova ülkenin dini merkeziydi ve klisenin etkisi, hatta hakimiyeti altındaydı, her bakımdan bağnazdı. Din, dil, örf, adet vb birçok açıdan Ortaçağ kültürünü anımsatıyordu. Bu bakımdan Moskova’dan uzak yeni bir başşehir kurmak istedi. San Petersburg’un kurulduğu yer bırakın bir şehir kurmayı, bina yapmaya bile hiç elverişli olmayan derin ve büyük bir bataklıktan başka bir yer değildi. Petro orada büyük, güzel, modern, Avrupai bir şehir kurdu. Ben gittim gördüm. San Petersburg hala kurulduğu zamanın havasını taşıyan sanat, resim, heykel, müzik, tiyatro, bale, saraylar,Venedik de ki gibi kanallar, rengarenk binalarla dolu adeta büyülü bir müze şehir.
Genç Çar Avrupa’ya hayrandı. Hollanda, Almanya, Fransa, İngiltere gibi Avrupa ülkelerini gezdi.Hollanda’da gemi yapımcısı olarak çalıştı. Londra’da gözlemevine, cephaneliğe, Kraliyet Darphanesine, Kraliyet Akademisine gitti. Köningsberg’de ağır silahları öğrendi. Seyahatlerinde Rusya’yı modern bir Avrupa devleti haline getirmek için gerekli olanları aldı. İsveç ve Prusya’da kiler gibi askeri okullar, İngiliz ve Hollanda’nınkine benzer bir donanma, Almanya’dakine benzer bir hukuk sistemi, ve Danimarka’dakine benzer bir rütbe tablosu. Yeni başkentte hiçbir şey şansa bırakılmamıştı, herşey Rusları Avrupalı bir yaşam tarzına zorlamak için tasarlanmıştı.
Şimdi gelelim biraz da özel yaşamına. Büyük adamların çoğu gibi herhalde çapkındı. Yine büyük adamların çoğu gibi kendinden evvel konulmuş kurallara uymak yerine kendi kurallar koymayı seviyordu. Netekim bir danışmanının hizmetçiliğini yapan genç bir çamaşırcı kıza aşık olmakta beyis görmedi. Ondan bir çocuk sahibi oldu ve daha sonra ona taç giydirdi yani onu Rusya’nın Kraliçesi yaptı. Bu çamaşırcı kız I. Katerina’dan başkası değildi. Katerina Petro’nun çocuğunu doğurduğunda henüz 19 yaşındaydı.
Petro hakkında daha fazla bilgi edinmek isteyenler tabii ki öncelikle Google, Vikipedia gibi kaynaklardan ama daha fazla bilgi edinmek isteyenler Orlando Figes’in Inkılap Kitapevince yayınlanan Nataşa’nın Dansı isimli kitabından yararlanabilirler.