Buz gibi soğuk karar anı

Futbolseverler için bir hayli uzun olan devre arası tatili nihayet bitti de, rahat bir nefes aldık. Öyle ya da böyle futbolun hayatımıza kattğı neşenin, heyecanın, hüznün ve sevdanın yerini hiç bir şey tutmuyor.

Heyecanla beklenen hafta sonu Galatasaray taraftarı için “korkulduğu” gibi hayal kırıklığıyla sonuçlandı. Aslına bakarsanız, Sivas deplasmanında puan kaybetmek dünyanın sonu değil, zaten ligimizdeki bir kaç zorlu deplasmandan biri olan Sivas’da maç kaybetmek ligin seyir zevki açısından önemli.

Maç hakkında söylenebileceklerin başında saha şartlarının durumu geliyor. Ünvanında “Süper” ibaresi geçen bir ligde böylesine kötü zeminlerin olması, “süper” kelimesinin anlambilimsel olarak tekrar gözden geçirilmesi gereğini ortaya koyuyor. Dünyanın bir çok bölgesinde, benzer hava şartlarında oynanan maçlar var, ancak sahalarda buzlanmaya karşı alınan önlemler, elde bir kürek buz kırmanın çok ötesinde olduğu için bizim de artık modern teknolojiyi kullanmamızın zamanının geldiğini düşünmeden edemiyorum. Sivasspor yöneticilerine tavsiyemiz, bu ligde başa oynayan bir takımı yönettiklerini unutmadan, artık takıma ve şehre uygun bir stadyum düzenlemesine gitmeleri. Yok eğer, mevcut şartları kendi lehlerine uygun olduğu için kullanıyorlarsa, buna da federasyonun müdahale etmesi gerekir.

Ümit Karan’ın oyundan atılması aslında, kendisinin agrasif olmasıyla ve de yan hakemin, çok açık bir şekilde anlaşılabileceği gibi, futbolun henüz “f”sini öğrenme aşamasında olduğu kadar, saha şartlarıyla da ilgiliydi. Ayakta durmanın yetenek gerektirdiği bir zeminde yakanıza yapışmış bir defans oyuncusuyla mücadele ederken, buzun üzerinde kayarak yere kapaklandığınızı düşünün. Ayağa kalktığınızda pek de pozitif hislerle dolu olmayacağınızı tahmin edersiniz. Ümit Karan’ın ortama ve olaya olan tepkisi ne kadar futbolun içindeyse, yardımcı hakemin üzerine sıçrayan buz parçacıklarından alınması da o kadar futbolun dışındaydı.

Sivas şartları ve güçlü Sivas takımı karşısında koca bir devreyi on kişi oynamanın sonucu mağlubiyetten başkası olamazdı, nitekim olmadı da. Galatasaray’ın eksikleri de işin içine girince şartlar korku filmlerindeki gibi oldu.

Kötü başlangıca rağmen, ligin en kaliteli kadro yapısıyla Galatasaray şampiyonluğun en büyük adayıdır. Sakatlar ve cezalıların da takıma dönmesiyle işler olumlu bir yola girecektir.