Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
 

Efsane FB 1907 Baterist Metin

http://blog.milliyet.com.tr/efsanefb1907

22 Mart '08

 
Kategori
Doğal Hayat / Çevre
 

Buz Nehri

Buz Nehri
 


Yüksek dağlarda hava çok soğuktur. Kışın yağmur yerine bol bol kar yağar ve bu karlar, erimedikleri için üst üste birikir. İlkbahar gelir, sonra yaz mevsimi başlar... Kar tabakaları kaybolur, ancak diğer yerlere göre daha derin olduklarından, küçük vadilerde kar kalır ki işte bunlar "buzulkarlar" dır.

Dağcılar buzulkarları severler... Bunların sayesinde dağa daha kolay tırmanılır, inişte de insan onların üzerinde kayabilir veya koşarak yol alabilir.

Orta yükseklikteki dağların kuzey yamaçlarındaki buzulkarlar da bütün yaz mevsimi boyunca erimez. Öyle ki, sonbahardaki ilk karlar, bu eski kar tabakasını örter.

Kışın yağmış olan karlar ilkbahar ve yazın eriyemezler... Diyelim ki, yaz sonunda yerde bir metre kar kaldı... Her sene, aşağı yukarı bu kalınlıktaki bir kar tabakası üst üste birikecektir. Artık söz konusu olan buzulkar değil, bir "buzul" dur. Çünkü kar, durdukça buz olur.

Sıcak günlerde, yüzey kısmı erise bile, gece soğuyan hava onu yeniden donduracaktır. Böylece güneş altında geçen bir yaz mevsimi sonunda eski kar buz olmaya başlar. Bu değişim alt tabakalarda basıncın etkisiyle gerçekleşir. Üstte bulunan karın ağırlığı altında ezilen kar billurları, adına "mavi buz" denilen yarı saydam bir kütle meydana getirirler.

Eğer dağın yamacı aşırı dikse, giderek ağırlaşan bu kütle çökebilir. Buna "yaz çığı" adı verilir ki, bu çığlar, karların en çok biriktirdiği ve yamaçların en dik olduğu zirvelere yakın yerlerde olagelir ve aynı zamanda aşağı yuvarlanırken gittikçe daha fazla buzu ve karı birlikte sürükler.

Küçük vadilerde ise kar tabakaları, çukurluklar örtülünceye kadar birikebilir. Ama vadiler karla aşırı dolarsa ne olur?.. Doğa bu sorunu, buzu bir nehir gibi akıtarak çözümlemektedir. Bir hayli şaşırtıcı olan bu çözüm yolunu biraz açayım isterseniz...

Buz, güçlü ve sürekli bir basınç altında bırakılırsa yavaş yavaş biçim değiştirebilir. Böylelikle kendi ağırlığının etkisiyle giderek dibe çöker. Derinlere indiğinde bir taş veya kaya engeline rastlayınca önce onun tarafından aşınır; lâkin yüzlerce, binlerce yıl sonra bu defa buz kayayı aşındırır.

Bu nedenle bir buzul yatağı, üzeri düzleşmiş ve kayganlaşmış taşlardan, kayalardan ibarettir ve bu durum da katı buz kütlesinin akışını kolaylaştırır. Dağların alt yamaçlarında görülen kaygan ve düzgün taşlar, Yer' in çok eski çağlarında, çok şiddetli soğukların hüküm sürdüğü dönemlerde, buralarda bir buzul yatağının bulunduğunu açıklar.

Dağların en dik yamaçlarındaki buz kütlesi, senede 30 metrelik bir süratle ilerleyebilir. Aşağılarda, birkaç buzul kolunun birleştiği, büyük bir buzul akıntısının yumuşak yamaçlı bir vadiye yayıldığı yerlerde bu hız azalır ve senede 3- 4 metreye, yâni günde ortalama bir santime kadar düşer.

Buzun şekil değiştirme özelliği varsa da, eğer üzerinde aktığı dağ yamaçları bir çıkıntıya rastlarsa kırdığı da olur. Yatağının bir yerindeki çıkıntının meydana getirdiği boşluğu hemen dolduramadığından buzul çatlar ve kırılır.

Dağlarda, genişlikleri birkaç metreyi bulabilen ve bir uçurum kadar derin olabilen buzul çatlakları bu şekilde oluşur.

Buzulun yolunda başka çatlaklar varsa değişik yönlerde de kopmalar olabilir. Bu durumda buzul, yüzeyde yarılıp parçalanarak, "serak" denilen buz kütleleri meydana gelir.

Dağlardan ılık bölgelere indikçe buzul giderek ufalır. Yüzyıllar boyunca süren yolculuğu sırasında çevredeki yamaçlardan düşen taşların etkisiyle yüzey kısmı kirlenir, kararır. Buzulun en sonunda meydana getirdiği dil biçimindeki buz uzantısından, dağların tepelerinden başlayarak, buzul yatağıyla buzun arasından hiç görünmeden akan bir sel çıkar.

 
Toplam blog
: 1907
: 3759
Kayıt tarihi
: 28.07.07
 
 

03 Şubat 1967 İstanbul doğumlu, romantik bir müzisyenim işte... Müzik, bateri, spor, Fenerbahçe, ..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara